Mercedes-Benz’in kompakt otomobillerinin kalbi olan Kecskemet’e doğru yola çıkıyoruz. Burada A, B, CLA ve GLA modellerini makyajlanmış olarak kullanacağız. Ama esas sürpriz Hungaroring’de…
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye yaklaşık 90 km’lik bir mesafede olan Kecskemet, son derece sakin bir şehir olmasına karşın Mercedes-Benz’in kompakt modellerinin üretildiği fabrikanın burada olmasından dolayı oldukça önem taşıyan bir lokasyon.
Bugüne dek iki milyonu aşkın kompakt otomobil satan Mercedes-Benz, bu tesiste hafta sonları hariç 24 saat boyunca üretim yapıyor. Her iki dakikada bir ürettiği otomobilleri bu noktadan dünyanın her yerine ihraç ediyor. Mercedes-Benz’in kompakt otomobiller adını verdiği modeller; A,B,CLA ve GLA serilerinden oluşuyor ve bu otomobiller 170 ülkede satılıyor.
İlginizi çekebilir
Kompakt otomobiller Alman üretici için adeta bir dönüm noktası oldu. 2011 yılında A-Serisi’nin tanıtılmasının ardından markanın müşteri kitlesindeki yaş ortalamasının 13 yaş daha gençleştiği söyleniyor.
Makyajlanan A ve CLA serilerini Türkiye’de kullanma fırsatı bulmuştuk. Fakat burada da A 45, GLA 45, CLA 45 Shooting Brake gibi farklı modelleri de kullanma fırsatı bulduk. Avrupa’da dahi oldukça az sayılarda satılan Shooting Brake Türkiye’de sanıyorum hiç yok. Bu niş model aslında hem fonksiyonel hem de çok tarz görünen bir otomobil. Tercih edilmiyor olması enteresan…
Kompakt otomobiller arasındaki en büyük yenilik ise GLA’da yaşanıyor. GLA bildiğiniz gibi diğer tüm modellerle aynı platformu kullanıyor olmasına rağmen gövde olarak bir miktar daha yerden yüksek ve boyutları biraz daha crossover tadında. Müşterilerden gelen talepler doğrultusunda Mercedes yetkilileri bu makyajla birlikte yenilenen GLA’ya bir off-road programı geliştirmiş.
Özel olarak hazırlanan parkurda kullandığımız yeni GLA, isteğe bağlı olarak sunulan arazi süspansiyonuyla 30 milimetre daha yüksek bir yapıya sahip. Bu sayede otomobil yerden daha yüksek, daha yüksek bir oturma pozisyonuna sahip ve daha çarpıcı off-roader görünümünün yanında iyileştirilmiş off-road kabiliyeti sunuyor.
Değiştirilmiş tamponlar, ek hafif alaşımlı jantlar ve yeni çekici renk olan kanyon bej GLA’nın yenilenen görünümünü gözler önüne seriyor. GLA, görsel olarak SUV genlerini eskisinden daha büyük ölçüde vurguluyor.
Hazırlanan parkur günlük hayatın oldukça ötesinde orta seviye arazi koşullarındaydı. Hatırı sayılır iniş-çıkışlar, su geçişleri, engebeli arazilerden oluşan rota boyunca GLA gerçekten de bir SUV gibi davrandı ve neredeyse hiçbir engele takılmadan yoluna devam etti. Eğer ki hafta sonları biraz da maceraya seviyorsanız, GLA’nın off-road donanımlı versiyonu size oldukça eğlenceli dakikalar yaşatabilir.
Bizler için bir diğer ilgi çekici otomobilde B 250 e oldu. Tam elektrikli olarak üretilen bu otomobil, sıfır emisyona sahip ve 132 kW’lik elektrik motoruyla 340 Nm tork üretiyor. Otomobilin performansı ve akselerasyonu gerçekten de çok başarılı. Menzil göstergesi ise ilk bindiğimiz anda 220 km’yi gösteriyordu ki bu gerçekten önemli bir değer. 1.5 saatlik şarjın ardından B 250 e, 100 km’lik yol kat edebiliyor.
Dişler uzasın
Fabrika, kompakt modeller, off- road, elektrik derken en güzel yemeği tabii ki en sona sakladım. Ve Hungaroring’teyiz.
Burası 1986 yılında faaliyete geçen ve Macaristan Grand Prix’sine de ev sahipliği yapan en keyifli ve teknik pistlerden biri. Pistin uzunluğu 4381 km ve 14 adet virajdan oluşuyor. Bizler de bu heyecanı yaşamak için sabırsızlıkla bekliyoruz.
Pit alanı içinde kıpkırmızı rengiyle duran Mercedes-AMG A 45 4Matic’lerin hemen önünde de instructor’ların (eğitmen) AMG GT’leri duruyor.
Sizlere kısaca sizlere Mercedes-AMG A 45 4Matic’ten bahsetmek istiyorum. Mercedes-AMG mühendisleri, 2.0 lt’lik turbo bir üniteden 381 HP’lik güç ve 475 Nm’lik tork üreterek bir rekora imza atmış. A 45, 0-100 km/s hızlanmasını sadece 4.2 sn’de tamamlıyor. Kullandığımız otomobil dört tekerlekten çekişli ve opsiyonel olarak sunulan ön aks kilitli diferansiyeline sahip.
Ayrıca yine opsiyonel olarak sunulan AMG Dynamic Plus paketi de tercih edilebiliyor. Böylece mekanik ön aks kilitli diferansiyeli, uyarlanabilir yumuşatmaya sahip AMG Ride Control spor süspansiyon ve beşinci Dynamic Select sürüş modu olan race seçeneği tercih edilebiliyor.
Lafın kısası, kullandığımız A 45’ler ağzına kadar doluydu. Eğitmenlerin arkasından piste çıkmaya başlıyoruz. Birkaç deneme turunun ardından tempo da artmaya başlıyor. A 45 öylesine iyi tutunuyor ki, AMG GT’nin arkasından gittiği kadar gidebilmeye çalışıyorum. Fakat turbonun etkisiyle otomobili adeta bir yarış aracı gibi hep dolu tutmak gerekiyor. Böylece bir sonraki viraja A 45 daha da agresif bir şekilde giriyor. Çift kavrama sahip yedi ileri şanzıman da bu yüksek performansa mükemmel bir uyum sağlıyor.
A 45’in fren performansı da gerçekten etkileyici. Start-finiş düzlüğünde otomobil neredeyse 210 km/s’yi geçiyor ve hemen arkasından sert bir U viraj geliyor. Bu noktada otomobil stabilitesini bozmadan son derece kontrollü bir şekilde bozulmadan yavaşlıyor. Tabii oldukça yüksek olan güç otomobilde bazı noktalarda önden kaymalara neden olabiliyor. Yine de A 45’in sürüş karakteristiğine biraz alıştığınızda otomobili viraja o şekilde hazırlıyorsunuz.
Hungaroring’de deneme turlarını saymazsak dolu dolu 10 tur attım. Eğer imkân olsa 100 tur bile atabilirdim. Hem A 45’in yetenekleri hem de pistin zevkli virajları bize mükemmel bir gün yaşatmayı başardı.
Yazı: Ahmet Armağan
Budapeşte, Macaristan
Son yorumlar