Çoğu zaman sohbet konusu olmaz, akıllara bile gelmezler. Hatta bir showrooma girdiğinizde ön sıralarda bile göremezsiniz. Kıyıya köşeye bir yere sıkışmış durumda olurlar. Oysa küçük sınıf veya B-segmenti olarak anılan bu otomobillerin toplam otomobil pazarı içindeki payı küçümsenmeyecek kadar büyük. Her ne kadar dünya genelinde SUV araçlara olan talep günbegün artmaya devam ediyor olsa da küçük sınıf hala dünya pazarlarındaki önemini korumaya devam ediyor.
Bu segmentin en önemli oyuncularından biri de Renault Clio. 1990 yılında satışa sunulan küçük Renault o yıllarda Renault 5 gibi başarılı bir modelin yerini almıştı. Aslında söz konusu geçmiş ve uzun soluklu üretim serüveni olduğunda Fiesta’nın çok daha uzun bir hikayesi var. Küçük Ford Fiesta’nın 1976 yılından günümüze uzanan uzun soluklu üretim serüveni bir tesadüf olamaz muhtemelen. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Hyundai i20 henüz yolun başında bir çaylak olarak ele alınabilir. 2009 yılında tanıtılan Hyundai i20 o yıllarda Getz adındaki küçük sınıf modelin yerini almıştı.
Bu üç modeli bir taht kavgası için bir araya getirmek ve bir lider belirlemek üzere benzinli motorların güçlü versiyonlarını tercih ettik. Hyundai’nin 1.0 T-GDI motoru 120 HP güç üretiyor. Güç seviyesi olarak bir basamak yukarıda olan Ford Fiesta’nın 1.0 litre hacimli üç silindirli turbo benzinli motoru 125 HP üretirken karşılaştırmanın tek dört silindirli üyesi Clio ise 1.33 litreden 130 HP güç üretiyor.
İlginizi çekebilir
Zengin donanımıyla i20
Hyundai i20, özellikle Style donanım seviyesiyle bazı avantajlar sunuyor. Böylece Hyundai i20 uygun fiyat skalasına karşın; 16 inçlik jantlar, hız sabitleme, şerit takip sistemi, otomatik klima, yağmur sensörü, geri görüş kamerası ve hatta dokunmatik ekranlı orta konsol ile oldukça davetkar bir donanım seviyesi sunuyor. Aslında bu genel paket bile müşteriyi showrooma çekmek için bir neden. Ayrıca rakiplere göre çok daha uzun bir garanti süresi ile önemli bir avantaj daha sunuyor.
Hyundai i20’nin içine kuruluyor ve zengin donanım ile uzun garanti süresi dışında neler sunabiliyor mercek altına alıyoruz. Öncelikle küçük sınıftaki diğer modeller gibi Hyundai i20 de dış boyutları göz önüne alındığında artık küçük tanımlamasını ötesine geçmiş durumda. Sınıf ortalaması 4 metre barajına oturmuş. Kabin içinde sunulan yaşama alanı gayet tatmin edici. Özellikle ön tarafta sunulan omuz genişliği ve baş mesafesi gayet başarılı.
Doğal olarak arka koltuklarda işler biraz daralıyor. Ancak yine de arka koltuklarda yaşama alanı Cilo ve özellikle Fiesta’dan daha iyi. Bagaj büyüklüğü ise üç aşağı beş yukarı rakiplerle aynı seviyede. Çok büyük olmamakla birlikte iki veya üç tane valiz veya birkaç tane küçük çanta için burada yer var. Ve bu da zaten genelde yeterli oluyor.
Kullanım ergonomi üzerine satırlar dolusu yorum yapmak istemiyoruz, ancak şu kadarı kesin; Hyundai mühendisleri kullanım ergonomisi alanında birçok şeyi çok iyi yapmış. Ne Clio, ne de Fiesta’nın kokpiti bu kadar rahat bir kullanım sunmuyor. Henüz ilk tanışma anında bile sanki uzun yıllardır birlikteymişsiniz hissini ve güvenini veriyor. Kumanda ve düğmelerin yeri kadar menü arayüzü de gayet net ve kullanışlı.
Gördüğünüz gibi buraya kadar her şey yolunda. Kusur yok desek yeridir. Peki ama neden Hyundai i20 karşılaştırmayı kazanamadı ve Cilo ile Fiesta’nın arkasında kalarak üçüncü oldu? Bir kere Hyundai i20 süspansiyon konforu ile mutlu edemiyor. Özellikle arka koltuk yolcuları yol koşullarından kaynaklanan salınımlar nedeniyle rahatsız olabiliyor. Öte yandan üç silindirli motor 120 HP güç üretiyor üretmesine ama canlı bir sürüş için gerekli olan akıcılığı sağlayamıyor. Çalışma karakteri veya gaz emirlerine yanıt verme gibi konularda hacim sınıfındaki diğer motorlar daha iyi. Ayrıca küçük hacimli turbo benzinli sunmuş olduğu düşük performansa rağmen çok az da olsa karşılaştırmanın en çok yakan modeli. Her ne kadar tüketim farkları çok minör olsa da bu sınıfta düşük tüketim satın alma kriterlerinin başında gelebiliyor.
Sürüş keyfi ile Fiesta
Fiesta üç silindirli EcoBoost motoruyla 100 km’de 0.3 litre daha az yakıtla yetiniyor. Yılda 10.000 km üzerinden hesaplandığında 30 litre fark etse de, Fiesta daha tutumlu olmasına karşın daha akıcı ve daha performanslı bir sürüş sunuyor. Hyundai’nin motoruna kıyasla çok daha istekli devir çeviren motor aynı zamanda tüm devir aralıklarında gaz emirlerinde daha istekli cevap veriyor. Ayrıca vites yolları belirgin kemikli şanzıman da sürüş keyfine katkı sağlıyor.
Eskilerden beri süregelen başarılı süspansiyon yeni Fiesta’da da geçerliliğini koruyor. Fiesta’daki süspansiyon sistemi sürüş konforu ile yol tutuş arasındaki mükemmel denge ile övgüyü hak ediyor. Direkt çalışan direksiyon sistemi küçük direksiyon hareketlerini yön değişikliği ile yanıtlıyor. Ford Fiesta beklentileri boşa çıkartmıyor ve bu sınıfta ender rastlanan bir sportiflik ve sürüş karakteri sunuyor.
Sürüş özellikleri ve yol tutuş konusunda elini masaya vuran ve haklı bir özgüvene sahip olan Ford Fiesta bazı disiplinlerde ise aynı özgüveni sergileyemiyor. Mesele iç mekan genişliği konusunda Fiesta, rakiplere göre biraz daha dar. Ayrıca arka koltuğa geçiş de biraz sıkıntılı. Bunun dışında tavan da diğerlerine göre sürücü ve beraberindeki yolcuların kafasına daha yakın duruyor. Kullanım ergonomisinde ise herhangi bir yenilik söz konusu değil. Kalıplaşmış ve artık pratik de sayılmayan bir menü, küçük ve biraz da kabine yayılmış düğmelerle sağlanan kullanım pek ergonomik sayılmaz artık. Zaten konsol tasarımı için de derli-toplu demek yanlış olurdu. Fazla dağınık. Bu işlerin daha iyi yapılabileceğini görmek için Hyundai i20’ye bir göz atalım. Seçilen malzemeler kadar işçilik de bir Ford seviyesinde değil. Bu hemen fark ediliyor. Ama hoş görülebilir, çünkü fiyat seviyesi farklı ve Hyundai daha uygun bir fiyata alıcı avlıyor. Ama kabin içindeki genel kullanışlılık çok daha başarılı.
Çok yönlü Clio
Test için gönderilen 1.3 lt dört silindirli motor 130 HP güç üretiyor yedi, kademeli çift kavrama ile satışa sunuluyor. Hyundai’de bu şanzımanı seçmek için ekstra bedeller ödemek gerekiyor. Ayrıca Ford Fiesta’da 120 HP ile bu seçenek sunulmuyor bile. Otomatik şanzıman için 100 HP tercih etmek gerekiyor. Renault Clio’daki M 282 kodlu motor kendini kanıtlamış durumda ve farklı Mercedes modellerinde de kullanım buluyor.
Motor gerçekten de oldukça başarılı. Sadece rakiplerdeki 3 silindirli motorlara kıyasla daha başarılı bir performans sunmakla kalmayan motor, aynı zamanda Hyundai ve Ford’un 3 silindirli motorundan daha fazla yakıt tüketmemesiyle de övgüyü hak ediyor. Bu ünite ayrıca yüksek çalışma karakteri ve daha sessiz olma gibi yönleriyle de övgüyü hak ediyor. Ayrıca zamanında ve hızlı vites değiştiren çift kavramalı şanzıman da sürüş keyfine katkı sağlıyor.
Grubun yeni platformunun da katkısıyla yeni Renault Clio daha dinamik sürüş özellikleri sergiliyor. Tamam hala bir Ford Fiesta kadar mükemmel yol tutuş özellikleri sergilemiyor ama eskiye kıyasla oldukça dinamik ve güvenli hissettiriyor. Limitler zorlandığında devreye giren elektronik Stabilite programı tamam zamanında ve abartısız bir şekilde devreye giriyor.
Hazır fren konusuna gelmişken. Renault Clio bu konuda biraz zayıflık gösteriyor. Aslında o da kötü sayılmaz. Sonuç olarak 100 km’den yapılan ölçümlerde kaydedilen 36.6 mt. kötü bir değer sayılmaz, ama Hyundai i20 ve Ford Fiesta daha iyisini yapabiliyorlar. Ancak Renault Clio daha kapsamlı bir güvenlik donanımı ile yollara çıkıyor. Şerit değiştirme yardımcısı veya LED farlar bunlardan bazıları. Ancak o da uyarlanabilir hız sabitleme sistemi sunmuyor, ki bu donanımı güvenlik paketi kapsamında da olsa Ford Fiesta sunuyor.
Esnek ve yumuşak süspansiyon sistemiyle ünlenen Fransız ekolüne karşın Clio o kadar yumuşak ve konforlu bir süspansiyona sahip değil. Zaten bu sınıftaki otomobillerin çoğu da değil. Tamam öyle tamamen sert bir otomobil de sayılmaz ama doğrudan kıyaslanacak olursa Ford Fiesta bir tık daha yumuşak ve en iyi yol tutuş özelliklerini sunuyor. Yine günün sonunda çok az farkla da olsa Renault Clio taht kavgasından galip çıkıyor.
Son yorumlar