Fişi prizden çek, araca bin, çalıştır ve yola çık. Her geçen gün yeni bir üyenin katıldığı elektrikli otomobil furyasına Porsche de dahil oldu. 600 HP’nin üzerinde bir elektrikli spor otomobil. Bakalım Mission E Cross Turismo, Porsche sürüş hissini verebiliyor mu?
Elektrikli otomobiller uzun zamandır gündemde. Her geçen gün yeni bir çalışma, yeni bir deneme veya yeni bir konsept gün yüzüne çıkıyor. Bu sefer de bir spor otomobil markası elektrikli otomobiliyle adından söz ettiriyor. Henüz bir konsept olsa da çok şey vaat ediyor. Vaat ettiği kadar var mı, kısa bir gezinti yaparak deneyimliyoruz. 1.99 metre genişliğindeki Porsche Mission E Cross Turismo’nun sağ koltuğunda proje sorumlusu Stefan Weckbach oturuyor. Şöyle gaz pedalına oturup uzayalım mı? El yapımı, türünün tek örneği ile mi?
İlginizi çekebilir
Her aksta birer adet sürekli çalışan senkron elektromotor görev yapıyor. Porsche Mission E Cross Turismo, gaza dokunur dokunmaz olanca hızıyla ileriye atılıyor. Neredeyse hiç ses yok. Gaza dokundukça koltuğa yapıştırıyor insanı. Otomobil sektörünün geneline hakim olan elektrikli otomobil furyasının geneli ile kıyaslandığında farklı hissettiriyor. Onlardan biri değil gibi. Öyle de olması lazım, sonuç olarak o bir Porsche.
Ancak Porsche Mission E Cross Turismo tam olarak gerçeği yansıtmıyor. “Aslında bu kabuğun altında seri versiyonun motor konsepti kullanım buluyor. Ancak şu anki motor bir buçuk yıl kadar önceki geliştirme versiyonu. Yani motorun en güncel hali değil” diyor Porsche Elektrikli Araçlar Proje Sorumlusu Stefan Weckbach. Şu an için sistem 500 HP güç kullanıma sunuyor, bunun ileride 600 HP’ye çıkması öngörülüyor. Porsche’nin her zaman sınıfının en hızlı otomobilini yaratma alışkanlığından hareket edecek olursak, motorun 1000 Nm civarında bir torka sahip olması muhtemel görünüyor. Bunlar resmi açıklanan değerler mi? Hayır, değil, henüz değil.
Hafif sayılmaz
Güç verileri gibi batarya kapasitesine ilişkin sorulara gelen cevap da oldukça kısa: Yorum yok… Ancak 90 kWh’in altında olmayacaktır. Verilen resmi bilgiye göre motor 800 Volt’luk bir gerilimle çalışıyor. Bu yüksek voltaj şarj süresini de kısaltıyor. Üreticiye göre sadece 15 dakika şarj ile 400 km menzillik dolum yapmak mümkün.
Peki, ağırlık durumu nedir, diye sorunca: “Bu prototip seri üretim araca göre 500 kg kadar daha ağır” şeklinde bir cevap geliyor. Hedef ise Mission E adındaki dört kapılı seri üretim araç için 2.1 ton ile 2.2 ton arasında bir ağırlık yakalamak. Cross Turismo olarak üretilip üretilmeyeceği ise henüz belirsiz.
Ancak verilen bilgiye göre proje henüz rafa kaldırılmış da değil. Sonuç olarak bisiklet taşıyıcısı veya port bagaj gibi alternatif aksesuarlar üzerinde de hâlâ konuşuluyormuş. Amaç müşteriye her yönüyle kullanışlı ve fonksiyonel bir aile otomobili sunmak. Aslında henüz proje aşamasında bile geniş bir hedef kitleye ulaşmak için planlar yapılıyor, ürün özellikleri şekillendiriliyor. Sonuç olarak havalı süspansiyon veya artırılmış yerden yükseklik ile değişken güç dağıtım oranına sahip dört tekerlekten çekiş gibi detaylar da pazarlama stratejisinin birer unsuru. İlave özelliklerden bağımsız olaraki en kısa menzil NEFZ normuna göre 500 km olarak öngörülüyor.
Bu öngörünün gerçek yaşama olan yansıması doğal olarak kullanım şartlarına bağlı olarak değişkenlik gösterecektir. Sonuç olarak her Porsche modeli gibi Mission E de ileri boyutta sürüş keyfi vaat ediyor. Bu sürüş keyfinin ritmine kendini kaptıran menzili de keyfince eritecektir. Söz konusu sürüş keyfi şimdilik sadece bir iddia. Ancak henüz geliştirilme aşamasında olan konsept otomobil bile oldukça dinamik bir sürüş karakteri sergiliyor. Sürücü odaklı bir ergonomik mimari söz konusu. Oturma pozisyonu sportif ve dinamik sürüşleri destekliyor. Koltuğun sürücüyü iyice kavraması önemli. Sonuç olarak oldukça hızlı bir otomobil. 0’dan 100 km/s hıza sadece 3.5 saniyede ulaşıyor. Sürüş özellikleri bir Porsche’de olması gerektiği gibi. Yani tipik bir Porsche işte.
Beklentiler yüksek
Konu bir Porsche olduğunda beklentiler de yüksek oluyor haliyle. Porsche mühendisleri bunun farkında. Proje Sorumlusu Stefan Weckbach: “Potansiyel müşterilerin araçla ilgili performans beklentileri oldukça yüksek. Onların beklentileri karşılıksız bırakmamak için Panamera’dan yürüyen aksam elemanları kullandık. Ayrıca araç zeminine yerleştirilen bataryalar sayesinde ağırlık merkezi düşüyor hatta 911’den bile aşağıya iniyor” diyor.
Sadece yürüyen aksam elemanlarını sağlamakla kalmayan Panamera, Turbo S E-Hybrid versiyonuyla fiyat seviyesini belirleme noktasında da Mission E’ye kılavuzluk ediyor. Proje Sorumlusu Stefan Weckbach bir şeyden emin: “Mission E satışa sunulduğu günden itibaren para kazanmak zorunda” diyor. Satışa sunulması için ise bir yıl daha beklemek gerekiyor.
Seri üretim ile ilgili belirsizlikler de var. Örneğin gösterge paneli… Modern çağa uygun olarak kokpiti dijital ekranlar dolduruyor. Havada süzülüyormuş gibi duran dijital ekran sürücünün ihtiyacına göre şekillendirilebiliyor. Yanında ise ayrıca iki adet dokunmatik ekran bulunuyor. Bir anlamda soldan sağa kadar konsolun tamamı ekranla donatılmış durumda.
Acaba bu ekranlı konsol mimarisi seri üretime girebilir mi? Kuvvetle muhtemel oldukça güç. Marka bunu şimdilik sır gibi saklıyor.
Yazı: Jens Dralle
Fotoğraf: Christoph Bauer
Son yorumlar