Mercedes’in 2003 yılında lanse ettiği CLS, yıldızlı markanın diğer tüm modellerinden ayrışıyor. Üçüncü nesil de bu konuda istisna yapmıyor ve öncüleri gibi Mercedes ürün gamının farklı bir üyesi olarak yoluna devam ediyor. Ağabeylerinden aldığı tasarım mirasını markanın güncel tasarım felsefesiyle harmanlayan CLS, otonom sürüş özellikleriyle geleceğe umutla bakıyor…
Gelecek, belirsizlik ama umutlarla dolu gelecek. Bazen geleceğe giden yol geçmişten gelen bilgi birikimi ve deneyime dayanıyor. CLS buna iyi bir örnek. O zaman şöyle bir geçmişe gidelim. Yıl 2003, Mercedes IAA’da Vision CLS’yi lanse etti. Kimi ütopik buldu, kimi bunun çok başarılı bir hamle olacağını düşündü. Mercedes umutluydu. Ekim 2004’te marka içerisinde C 219 koduna sahip olan dört kapılı coupe seri üretime girdi ve bu dört kapılı coupe konsepti çok tuttu. 2010 yılında takipçisi tanıtıldı. Marka içerisinde C 218 koduna sahipti. Neden kod bir hane düştü, o Mercedes’in kendi iç meselesi, tüketici için önemli değildi. Zaten bu bir ilk de değildi. Mercedes, W111/112 gövdeden sonra W108/109 kasa koduyla o modelin takipçisini satışa sunmuştu. Bu da önemi olmayan detay bir bilgi. Tüketici için daha önemli bir konu vardı. İkinci nesil CSL’nin aynı zamanda Shooting Brake adında ikinci bir gövde tipi de üretiliyordu.
İlginizi çekebilir
Geçmişten gelen miras
Geçmişi bilmek iyidir ama o kadar da takılmamak, geleceğe bakmak lazım. Geleceğe odaklanmak içinse önce bugünü yaşamak lazım. Bugün ise sahne CSL 450 4Matic’in. İlk nesilden bu yana süre gelen yay gibi gergin siluet aynen korunuyor. Ön bölümü köpekbalığı burnu domine ediyor. Yüksekliği 1.7 cm alçalırken, tavan çizgisi de alçalmış durumda. Buna rağmen gerek ön gerekse de arka koltuklara geçiş daha kolay. Aks aralığı 6.0 cm kadar artmış durumda. Bu da sırtlıkları üç parça halinde katlanan arka koltuklarda daha fazla yaşama alanı anlamına geliyor. Burada iki yetişkin bolca yan desteğin keyfini sürebiliyor. Ön koltuklar daha alçak bir oturma pozisyonuna sahip. Oturma pozisyonunun azalması sürücü ve ön yolcuya sunulan baş mesafesini artırıyor. Sürücü ve yolcuyu yeni nesil Mercedes modellerinde olduğu gibi yenilikçi ve modern bir kokpit mimarisi karşılıyor.
Bilgi ve eğlence sisteminin iç içe geçen katmanlı menü düzeni ve birçok fonksiyonu bir araya toplayan direksiyona entegre iki adet dokunmatik yüzey, sürüş esnasında dikkat ve konsantrasyon gerektiriyor. Ayrıca sistem dahilinde organize edilmesi veya düzenlenmesi gereken birçok özellik bulunuyor. Kapsamlı sürüş destek zinciri gibi oldukça önemli özellikler kadar havalandırma ızgaralarının 64 farklı renge sahip ambiyans aydınlatması gibi ikincil özellikler de söz konusu. Eğer birisi yeni CLS için ‘ileri teknolojinin gelmiş olduğu en son nokta’ ifadesini kullanıyorsa, bu kesinlikle doğru. Sonuç olarak yeni CLS, Mercedes’in günümüzde kullanıma sunduğu ve sunabildiği tüm gelişmiş teknolojileri bünyesinde barındırıyor ve bunların kapsamı inanılmaz geniş.
Sorumluluk hâlâ sürücüde
Yakıtı verimli kullanmak kadar otonom sürüş de otomobil dünyasını meşgul eden gündemlerin başında geliyor. 2020 yılında otonom bir şekilde yollarda seyahat edebileceğimiz konuşuluyor. Diğer seri üretim otomobiller gibi yeni CLS de bu öngörüden oldukça uzak. Ancak bünyesinde barındırdığı teknolojileri o kadar iyi harmanlıyor ki, sürücünün bizzat sürmek yerine, sürüş esnasında bütün bu sistemleri yani sürüşü denetlemesi yeterli oluyor. Aktif hale getirilen şerit takip sistemi ve mesafe takip sistemi ile araç kendi kendine yol alıyor. Tabii sürücünün ellerinin direksiyonda olması şartı ile… Mesafe takip sistemi sadece öndeki araç ile olan mesafeyi ayarlamakla kalmıyor, aynı zamanda otoyol sürüşlerinde 180 km/s hıza kadar mesafeyi değiştirerek yeniden ayarlıyor. Aktif hız sınırlayıcısı yardımcısı ise seyir hızını yasal sınırlamalara uyarlıyor. CLS ayrıca kavşak, yol ayrımı, döner kavşak, otoyol sapakları gibi noktalarda yavaşlıyor. Yani aslında birçok şeyi kendi kendine yapıyor. Kulağa öyle futuristik gibi gelmese de bol virajlı bir orman yolunda bu deneyimi bizzat yaşamak insanı bir hayli heyecanlandırıyor.
Zaman zaman heyecan ikiye katlanıyor. Örneğin yol çizgileri belirgin bir karayolunda ilerlerken, dağ yolunda çizgilerin ortadan kalkmasıyla sistem yolu tek yön olarak kabul ediyor. Sistem hızı otonom olarak ayarlarken sürücünün ellerini direksiyonda tutması gerekiyor, doğal olarak ayak da fren pedalına basmak üzere hazırda bekliyor. CLS’nin radarlı sistemi 250 metre menzile, stereo kamerası ise 90 metresi üç boyutlu olmak üzere 500 metre menzile sahip. Yolun akışını takip eden CLS, viraj öncesinde hızını ne kadar düşüreceğini gösterge paneli üzerinden sürücüye bildiriyor.
Doğal olarak yol çizgilerinin eksikliği oryantasyon sorunlarına neden oluyor. Elleri direksiyonda hazır bekleyen sürücünün el atması gerekiyor. Bunun dışında sistem viraj öncesinde çok erken fren yapıyor. Bu acemi bir sürücü ile yola çıkmak gibi bir şey. Yalan da değil, acemi olduğu kesin. Sonuç olarak CLS’deki bu sistemler bütünü henüz geliştirilme aşamasında olan bir teknolojinin ilk evresini temsil ediyor. Açık söylemek gerekirse oldukça dikkatli sürücülerin sürüş stili yakından gözlemlendiğinde CLS işini çok iyi yapıyor.
CLS, sistemin analitiği gereği otoyol sürüşleri veya yol çizgileri belirgin karayollarında çok daha iyi ve dengeli bir sürüş sergiliyor. Ancak zaman zaman yersiz ve de gereksiz fren manevraları yapıyor veya içinde bulunduğu şerit için yine yersiz ve de gereksiz şekilde sağa sola hareket edebiliyor. Öte yandan sistem yoğun akan otoyol sürüşlerinde ve dur-kalk trafikte sürücüyü önemli oranda rahatlatıyor.
Mercedes, farklı sistemlerin becerilerini birbirine bağlıyor. Örneğin CLS’nin önündeki araç yavaşladığında veya öndeki araç ile CLS arasına yan şeritten başka bir aracın girmesi halinde sistem mesafe takibini ayarlamak için enerji geri kazanımını kullanarak aracı yavaşlatıyor. Böylece 48 Volt ile çalışan sistemin aküsüne enerji transfer edilebiliyor. Sistem bu enerjiyi örneğin süzülme modunda motor geçici bir süre stop edildiğinde, araç içindeki elektrikli sistemleri beslemek için kullanıyor. Yine bu enerji hızlanma anında devreye giren 22 HP ve 250 Nm üreten elektromotoru beslemek için kullanılıyor. . Böylece 367 HP güç ve 500 Nm tork üreten sıralı altı silindirli, 3.0 litre hacimli motor daha az enerji kullanarak daha etkin bir hızlanma sunabiliyor. Sadece yakıt tüketimini düşürmekle kalmayan elektromotor desteği, aynı zamanda ani hızlanma esnasında motorun vites küçülterek üst devirlere çıkma olasılığını da azaltıyor ve sürüş konforu ile ses yalıtımına katkı sağlıyor. Böylece CLS çok çabuk hızlanıyor ama bunu yaparken çok yavaş sesini yükseltiyor.
Tabii bu noktada uzun oranlı ve bol vitesli otomatik şanzımanın da katkısı büyük. Şanzıman son derece seri ama bir o kadar da sarsıntısız ve yumuşak bir şekilde vitesleri büyüterek mümkün olan en kısa sürede dokuzuncu vitese ulaşmak üzere çalışıyor. Elektromotor desteği ile birlikte şanzımanın çalışma prensibi hatırı sayılır bir yakıt verimliliğini beraberinde getiriyor. Test ortalaması 10.2 lt/100 km olan CLS, ams’nin eko parkurunu 7.5 lt/100 km ile tamamlamayı başarıyor.
Kilometreler oldukça konforlu şekilde akıp gidiyor. Hatta istenirse oldukça da hızlı. Sonuç olarak CLS 450 4Matic mesafeleri kısaltabilecek potansiyele sahip. Değişken oranlı direksiyon sistemi yumuşak ve geri bildirimi yüksek yapısıyla sürüş keyfini desteklerken; CLS, oldukça kıvrak ve atak bir sürüş sergiliyor. Yüzde 55 arka aks ağırlıklı dört tekerlekten çekiş sistemi, gücünü her daim yola güvenli bir şekilde transfer edilmesini sağlarken, aynı zamanda arka aks ağırlıklı güç dağılımı ile sürüş dinamiklerine de katkı sağlıyor ve viraj çıkışında arka kısmın oynamasına izin veriyor. Sport modunda direksiyon sistemi biraz daha sertleşirken havalı süspansiyon ise konfordan ödün vermeden biraz daha gergin bir karakter ortaya koyuyor. Mercedes CLS, sport modunda bile son derece konforlu ve keyifli bir sürüş sunuyor, üst düzey malzeme ve işçilik kalitesi kadar, kaliteli frenler ve her bir farda 84 adet hücreden oluşan LED farlar da sürüş keyfini tamamlıyor.
Her zaman olduğu gibi yıldızlı markanın CLS modelinin yeni nesli de beş yıldızı hak ediyor.
Yazı: Sebastian Renz
Fotoğraf: Hans-Dieter Seufert
Sonuç
Gelecek umut vaat ediyor. Satışa sunulduğu ilk gün dikkatleri üzerine çeken CLS, yeni nesilde daha güvenli, daha konforlu ve de 367 HP gücünde performanslı bir otomobil için oldukça verimli bir yapı sergiliyor. Üstelik otonom sürüş özelliğine de sahip. Dolayısıyla Mercedes’in yeni yıldızına beş yıldız…
Son yorumlar