SUV’lar kadar artan bir popülariteye sahip değiller. Hatta bulundukları ortamlarda SUV’lar kadra dikkat de çekmiyorlar. Ancak bu kesinlikle küçük otomobillerin sevilmediği anlamına gelmiyor. Dahası Ford Fiesta gibi küçük sınıf otomobiller sürüş keyfi sunmasını çok iyi biliyor. Yeni Ford Fiesta yüzeysel bir değerlendirme için Seat Ibiza ile karşı karşıya…
Kimine göre otomobilin geleceğini SUV’lar belirleyecek. Kısmen haklı olsalar da bu düşünceye sahip olanlar tamamen haklı sayılmazlar. Böyle düşünenler küçük otomobil gerçeğini göz ardı etmiş olmalı. Dün olduğu gibi bugün de küçük otomobiller çok seviliyor. Ve muhtemelen yarın da çok sevilecek. Sonuç olarak küçük otomobiller mükemmel bir boyut, yaşama alanı, fiyat, maliyet dengesi sunuyor. Sınıfının en yenilerinden birini ise ayağının tozuyla Ford Fiesta ve Seat Ibiza oluşturuyor. Yerden yüksek değil, tasarımıyla aykırı değil, hele konseptiyle alışılmış kalıpların dışında hiç değil. Sadece ve sadece bildiğimiz tarzda iki adet küçük sınıf, modern otomobil.
İlginizi çekebilir
Ford, Madrid’in kuzeyinde sekizinci nesil Ford Fiesta’yı resmi olarak ilk kez yollara çıkartıyor. Karşısındaki rakip de eski sayılmaz. Üstelik İspanyol Seat Ibiza kendi evinde, yani İspanya’da. Sağ olsunlar marka yetkilileri Ford’un tanıtım toplantısına bir tane yolladılar da şöyle el çabukluğuyla iki otomobili birbiriyle karşılaştırmış olduk.
Mesai arkadaşımla iki otomobille küçük bir gezinti yaptık ve her fırsatta araç değiştirdik. Açık söylemek gerekirse her iki otomobilin sürüşü de son derece keyifli. Aslında akıllı telefonu elinden düşürmeyen bir tüketici kitlesini göz önüne aldığımızda bunun pek de bir önemi yok gibi. Sonuç olarak büyük çoğunluk telefonuyla ilgilenmek üzere sürmek yerine yan koltuğa geçmeyi tercih ediyor.
Neyse ki Fiesta akıllı telefon entegrasyonu ile bu sorunu çözmesini biliyor. Sync 3 adındaki yeni bilgi ve eğlence sistemi ister Android Auto isterse de Apple Carplay ile mükemmel bir uyumluluk sunuyor. Bir adet bluetooth bağlantı noktası dışında ayrıca iki adet de USB bağlantı noktası bulunuyor. Aslında buraya kadar Seat da geri kalmıyor. Hatta isteğe bağlı olarak da olsa daha fazlasını da sunabiliyor. İsteğe bağlı olarak sunulan ek modül, anlık trafik bilgisi, dolayısıyla trafik sıkışıklığı bilgisi veriyor ve park yeri veya akaryakıt istasyonu önerisinde bulunuyor.
Ford, elektronik sürüş destek sistemleri noktasında kendini bir hayli geliştirmiş. Çarpışma uyarı sistemi gece sürüşlerinde de yayaları algılayabiliyor. Park yardımcısı, park boşluğuna girdiği gibi park boşluğundan çıkmasını da biliyor. İsteğe bağlı olarak sunulan şerit takip sistemi gerektiğinde direksiyona müdahale ederek aracı şeridine sokuyor. Olası bir kaza ve bir hava yastığının açılması halinde Fiesta otomatik olarak acil durum çağrısı yapıyor. Kör nokta uyarıcısı, yorgunluk uyarıcısı, hız sınırlayıcısı veya mesafe takip uyarısı derken Ford, 15’e kadar elektronik sürüş destek sistemi sunuyor. Seat Ibiza bu kadarına sahip değil.
Sadece dijital dünyaya yatırım yapmakla kalmayan Ford, analog dünyada da geliştirme yapmaktan geri kalmamış. Amaç ise daha çekici olmak ve tüketici gözündeki kalite algısını yükseltmek. Bir kere plastik kalitesi hissedilir derece iyileşmiş. Bazı noktalarda kullanılan yumuşak plastik yüzeyler dokunma hissini ve kalite algısını gerçekten de artırıyor. İşçilik kalitesinde zaten eleştirilebilecek ciddi bir sıkıntı söz konusu değildi, bu durum aynen devam ediyor.
Kalite konusuna ciddi mesai ve para harcayan Ford, deri döşemelerin kahve lekesine veya açık renk deri döşeme sahiplerinin korkulu rüyası jean pantolon renklendirmesine ne kadar dayanıklı olup olmadığı görmek için birçok test uygulamış. Bu deri konusu zaten Vignale donanım seviyesini bağlıyor. Doğal olarak Viganale için kesenin ağzını açmak gerekiyor. Ancak isteyen basit bir Fiesta’yı 12 bin 950 Euro’dan başlayan fiyatlarla satın alabiliyor. Seat Ibiza ise sadece sert plastikli iç mekânla satılıyor. Ücret karşılığında da olsa Vignale gibi lüks bir versiyon söz konusu değil.
Dengeli üç silindirli motor
ford, sadece 4.0 milimetre artan aks aralığına karşın arka koltuk yolcularına daha fazla yaşam alanı sunmayı başarmış. Bu yolculara 12 mm daha fazla diz mesafesi sunuluyor. Ayrıca arka koltuk dolgu malzemelerinin sertliği de çok iyi ayarlanmış ve vücudu çok iyi destekliyor. Ancak Seat Ibiza ile karşılaştırıldığında arka koltuk yaşam alanı daha dar. Buna karşılık daha sert olan Seat Ibiza’nın arka koltukları uzun yolculuklarda daha az konfor sunuyor. Her iki otomobil de tatil yolculukları veya bir şeyleri taşıma noktasında çok da iddialı sayılmaz. Bagajlar küçük ve sırtlıklar yatırıldığında tamamen düz bir yükleme zemini oluşmuyor. Bu soruna isteğe bağlı olarak sunulan iki katlı ayarlanabilir bagaj zemini de çözüm olamıyor.
Karşılaştırmamızda yer alan her iki araçta da 1.0 litre hacimli üç silindirli turbo benzinli bir motor görev yapıyor. Fiesta’nın 1,0 litrelik turbo benzinli motoru 140 HP güç üretiyor. Aynı motorun 100 ve 125 HP’lik versiyonları da bulunuyor.
Seat Ibiza’daki 1.0 litrelik motor ise 115 HP güç üretiyor. Kâğıt üzerinde daha güçsüz gibi görünse de bu motor oldukça canlı ve istekli bir tutum sergiliyor. Ancak her iki motor da orta devirlerde biraz isteksiz ve cansız hissettiriyor. Açık söylemek gerekirse Ford’un motoru daha sessiz ve daha dengeli çalışıyor. Fiesta, uzun yolda daha konforlu bir yol arkadaşı olarak öne çıkıyor. Daha sessiz yapısıyla adeta kompakt sınıf otomobillere meydan okuyor. Ne bir motor uğultusu, ne süspansiyon tıkırtısı, ne de yol rüzgârı ıslığı kulağı tırmalamıyor.
Ford, bir kez daha son derece dengeli ve başarılı bir yürüyen aksamla farkını ortaya koyuyor. Geri bildirimi yüksek, ancak çok da hassas olmayan orta sertlikteki direksiyon sürüş keyfini desteklerken, Ford Fiesta virajları büyük bir ustalıkla kovalıyor. Aslında Seat Ibiza da sürüş keyfi noktasında Ford’dan geri kalmıyor ve sürücüsünü mutlu etmesini biliyor. Ancak Ford Fiesta’nın daha kıvrak ve atak olduğu da kesin.
ST-Line etkilemesini iyi biliyor
Fiesta’nın bir başka güçlü yönü de süspansiyon konforu. Ne tür bir zemin olursa olsun, küçük otomobil her türlü saldırıyı büyük bir olgunlukla göğüslüyor ve yolcularından uzak tutarak onların rahat etmesini sağlıyor. Süspansiyon uzun yol dalgalarına bile uyum sağlayacak esnekliği rahatlıkla sunuyor.
Ford, bu konfor fazla, biraz daha sportif olsun diyenler için Fiesta’yı ST-Line versiyonu olarak da sunuyor. Yaylar ve amortisörler yüzde 15 kadar sertleşirken gövde 10 mm alçalıyor. Böylece gövde salınımları yüzde 30’a kadar azaltılmış oluyor. Bu ayarlamalar gerçekten de sportif bir etkiye neden oluyor ve Fiesta’yı bir viraj avcısına dönüştürüyor. En azından gücü yettiği kadar. Sonuç olarak küçük sınıf bir otomobilde sunulan motorların gücü de bir yere kadar. Gerçek ST ise sonbaharda yollara çıkacak. 1.5 litrelik üç silindirli motorun ürettiği 200 HP ve çok daha fazlasını vaat ediyor.
Sonuç
Oldukça konforlu
Küçük bir gezinti niteliğindeki bu karşılaştırmanın ne bir kazananı var, ne de kaybedeni. Ciddiye alınacak testler bir öğleden sonra el çabukluğu ile gerçekleştirilmez. El emeği göz nuru bu testler kabaca bir haftalık uzun bir çalışmayla hayata geçirilir. İlk bakışta söylenebilecek şey ise: Fiesta iyi bir otomobil olmuş. Seat’ın temsilcisine göre çok daha şık ve çekici bir iç mekân sunuyor. Üstelik çok daha konforlu olmasına rağmen sürüş özellikleriyle hâlâ oldukça dinamik bir otomobil olmasını da iyi biliyor.
Yazı: Marcus Peters
Fotoğraf: Hans-Dieter Seufert
Son yorumlar