DS 9 tüm pazarlara hitap eden yeni bir büyük sedan. Çok detaylı ve teknolojik olarak tasarlanan DS 9, hızlı değişen otomobil pazarında Fransız mükemmeliyetini özünde taşıyor. E-TENSE şarj edilebilen hibrit güç ünitesi sayesinde DS 9, gelecekte yürürlüğe girecek mevzuatlara uyumlu ve yerel emisyon salımı olmaksızın tamamen elektrikli sürüşe olanak sağlıyor.
DS 7 CROSSBACK ve DS 3 CROSSBACK’in yanı sıra bu yeni büyük sedan, Fransız premium markanın ürün gamının liderliğini üstlenecek. DS 9 ile DS Automobiles uzmanlığını, tasarımını, detaycılığını ve teknolojisini global olarak ifade ediyor.
Bu heyecan verici özellikleri ile DS 9, devraldığı mirasın, zanaatkarlığın ve yüksek teknolojinin mükemmel bir bileşimi, Fransız mükemmeliyetinin bir otomobilde yansımasını keşfetmek için bir davet niteliği taşıyor.
İlginizi çekebilir
Şık bir silüet ile zarafet
4,93 metrelik uzunluğu, 1,85 metrelik genişliği ve 690 mm çapındaki tekerlekleri ile DS 9, sınıfındaki diğer sedan otomobillerden daha etkileyici. Otomobil, EMP2 platformunun uzun aks mesafeli, bir sedan otomobilde daha önce kullanılmamış versiyonunu kullanıyor ve bu, arka koltuk yolcularına ferah bir yaşam alanını sağlıyor. Şık silüetini oldukça yatık arka camı ile birleştirdiğinde bir “fastback” tarzı sunuyor.
Güçlü bir ifadeye sahip ön tasarımı, DS WINGS – (DS Kanatları) tasarım detayları ve karakter katan bir yeni dokunuş kazanmış üç boyutlu elmas etkisine sahip ön ızgarası ile DS 9, DS Automobiles tasarım dilini yansıtmaya devam ediyor. Şimdiye kadar sadece iç mekan tasarımında kullanılan “Clous de Paris” işlemelerine sahip bir kılıç, motor kaputunun yüzeyini süslüyor.
DS 9, tavanının bitişinde kullandığı iki adet DS Feneri ismi verilen ışık konisi ile original 1955 DS’e bir gönderme yapıyor. Efsanevi sedandan ilham alan DS 9, bagaj çizgisinin altına konumlandırdığı yeni arka aydınlatma grubu ile güçlü bir duruş kazandırıyor.
Ön ızgaradan başlayarak motor kaputu, ön cam, tavan ve bagaj kapağına kadar kesintisiz devam eden akıcı tasarım çizgisine farlardan arka aydınlatma grubuna kadar yan yüzey üzerinde devam eden gergin bir tasarım çizgisi eşlik ediyor. Yan yüzeylerin karakeri, gövde rengine boyalı gizli kapı kolları ile kuvvetlendirilirken siyah renkli tavan, gücün zarafetini temsil ediyor.
Arka tasarımda her fonksiyonu bir tasarım detayına dönüştürme arzusu tabi ki çok belirgin. Arka çamurluklar, arma ve bagaj kapağı aynı akışkan tasarıma sahip. Bu tasarımın içine yüksek kontrastı ile bir derinlik hissi katan üç boyutlu arka aydınlatma grubu yerleştirilmiş. Yatay kılıçların üstüne konumlandırılmış olan bu grup, 1930’lardaki Fransız otomobil gövdesi üreticilerine saygı duruşu niteliğinde. Zarif bir inceliğe sahip üçüncü stop lambası ise arka tasarımın genişliğini vurgularken arka camın görsel etkisini güçlendiriyor.
E-TENSE: 360 beygir gücüne kadar bir hibrit gücü ve konforu
DS 9, satışa sunulduğu andan itibaren E-TENSE şarj edilebilen hibrit teknolojisini sunabilecek. Turbo beslemeli benzinli PureTech motora eşlik eden elektrik motoru sayesinde, 225 HP elde edilirken 11,9 kWh kapasiteli bir batarya, WLTP koşullarına göre 40 ila 50 km tam elektrikli sürüş menziline olanak sağlayacak.
Bu elektrik motoru, sekiz ileri oranlı otomatik şanzıman üzerinden 110 HP ve 320 Nm tork sunuyor. Bu elektrik motoru, kalkışlarda, herhangi bir hızda iken hızlanmaya destek amaçlı ya da 135 km/sa hıza kadar tam elektrikli sürüş sırasında kullanılabiliyor. Elektrikli sürüş modu, otomobil her çalıştırıldığında verimliliği artırmak adına otomatik olarak seçiliyor. Bir hibrit sürüş modu, tamamen elektrikli, tamamen benzinli ya da her iki güç kaynağının bir kombinasyonu olarak sürüş enerjisinin otomatik olarak kontrol edilebilmesini sağlıyor. Otomobilin sürücüsü ve yolcuları bu değişiklikleri neredeyse hiç hissetmiyor. E-TENSE Spor modu ise her iki güç kaynağının sürekli devrede olmasını sağlarken, gaz pedalı, vites değişim noktaları, direksiyon ve aktif süspansiyon sistemi üzerindeki ayar değişiklikleri ile sürüş keyfini ve otomobilin dinamik kabiliyetlerini kabin huzurunu bozmadan zirveye çıkartıyor.
Yavaşlama ve frenlemelerde devreye giren enerji geri kazanımı sistemi, isteğe bağlı olarak şanzımanın B sürüş konumuna alınarak kuvvetli bir motor freni oluşturacak şekilde de kullanılabiliyor. Bu sırada üretilen enerji, bataryanın şarj edilmesini sağlarken otomobilin verimliliğini artırıyor. Ek olarak, E-SAVE kullanım modu, yolculuğun daha ileri bir etabında kullanılmak üzere bataryada bulunan enerji düzeyinin korunmasını sağlıyor. Örneğin dur-kalk trafiğin olduğu bir etap ya da yerel yasalar gereği içten yanmalı motorların kullanılamadığı alanlar.
Otomobilin üzerindeki 7,4 kW gücündeki şarj ünitesi, bir ev, işyeri ya da halka açık şarj istasyonu yardımı ile 1,5 saat içerisinde bataryanın doldurulmasına olanak sağlıyor.
Son yorumlar