Günümüzde artık pick-up’lar sadece yük taşıyan hamallar değil. Artık onlarla dört kişilik bir aile olarak konforlu seyahatler yapabilmeniz mümkün. Biz de segmentinin en çok satılan modellerinden biri olan Nissan Navara ile ülkemizin en tarihi şehirlerinden biri olan Edirne’ye gittik.
Edirne sadece ülkemizin en batı ucu olarak öneme sahip değil. Aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış ve Türkiye’nin en önemli tarihi eserlerinden biri olan Selimiye Camii’ne ev sahipliği yapıyor. İstanbul’a yaklaşık 239 kilometre uzaklıkta yer alan Edirne’ye, gün içinde rahatlıkla seyahat edebiliyorsunuz.
İlginizi çekebilir
Biz de İstanbul’dan auto motor & sport Türkiye ekibi olarak Nissan Navara ile yola çıktık. Yüksek yapısı sayesinde kendinizi güvende hissettiğiniz Navara, hem arkada hem de önde yeterli yaşam alanını sunuyor. Ülkemizde 2.3 litrelik dCi dizel motorla satılan Navara’da, 160 ve 190 HP’lik iki ayrı güç tercihiniz bulunuyor. Test aracımız 190 HP’lik, dört tekerlekten çekişli ve otomatik şanzımanlı versiyondu. Güçlü dizel motor 1500 d/d’den itibaren 450 Nm yüksek tork değeri sunuyor. Bu güç Navara gibi neredeyse iki tona yaklaşan bir aracın rahatlıkla hareket etmesini sağlıyor.
İstanbul – Edirne arası bütün yolu otobanla seyahat etmeniz mümkün. Fakat Türkiye’nin en eski otobanlarından biri olduğu için yolda kasisler ve çukurlara sıklıkla rastlıyorsunuz. Navara’nın süspansiyon sistemi sanki bir SUV’da seyahat ediyormuşsunuz hissini yaratıyor. Kasisleri ve çukurları iyi absorbe eden Navara, konforlu bir yolculuk imkânı sunuyor. Direksiyon sistemi biraz ağır ve özellikle şehir içinde manevra yapmayı zorlaştırabiliyor. Fakat uzun yolda tepkileri oldukça iyi. Frenler de iki tonluk bir aracı güvenli şekilde durdurmaya yetecek kadar kuvvetli.
Bir pick-up’ın motoru ne kadar güçlü olursa olsun, sonuçta tasarım olarak hızlı kullanılmaya müsait değil. Navara da sakin kullanılmayı seven bir araç. Virajlara hızlı girdiğinizde arkası boşsa savrulma eğilimi fazla. Ama bu bir pick-up için eleştiri konusu değil tabii ki…
Navara donanım olarak da neredeyse bir SUV kadar zengin listeye sahip. Önden bakıldığında heybetli görünen Navara, Edirne’de oldukça ilgi çekti. LED gündüz aydınlatması aracın prestijini artırmış. Kabinde ise elektrikli ve deri koltuklar, anahtarsız çalıştırma sistemi, 7.0 inç dokunmatik ekran ve geri görüş kamerası gibi donanımlar yolculuğumuzu daha da keyifli hale getirdi.
Navara ile hiç mola ihtiyacı duymadan hız sınırlarına da uyarak üç saatte Edirne’ye vardık. Yağmurlu bir gün olduğu için pick-up’ımızı yıkattık. Edirne gibi eski bir kentin doğal olarak sokakları da dar olduğu için manevralarda biraz sıkıntı yaşasak da fotoğraf çekimi için aracımızı park edebildik.
Edirne’nin tarihi yerlerinde gerçekleştirdiğimiz fotoğraf çekiminden sonra yavaş yavaş karnımız da acıkmaya başladı. Meşhur ciğeri tatmak için mekân aramaya başladık. Edirne’nin çarşısında birçok ciğerci bulabiliyorsunuz. Fiyatlar da oldukça makul. Fakat çoğu restoranda kredi kartı geçmiyor, aman dikkat.
Karnımızı da doyurduktan sonra sıra dönüş yolculuğuna geldi. İstanbul’un akşam trafiğinin geçmesini hesaplayarak yola çıktık ve yine yaklaşık üç saat gibi bir sürede Mahmutbey gişelerine giriş yaptık. Yaz olması sebebiyle klimamız devamlı açıktı, buna rağmen 500 kilometreden fazla yol yaptıktan sonra bilgisayarda 6.5 lt/100 km’lik bir ortalama değer yazılıydı. Arkadan itişli olarak kullandığımız Navara ile bu değer motorun güçlü olduğu kadar tutumlu olduğunun da bir kanıtıydı.
Yazı: Özerk Ihlamur
Fotoğraf: Alp Emre Göksel
Son yorumlar