Gerçek bir arazi neferi olan Discovery, lüks anlayışına farklı bir soluk getirerek premium rakiplerine göz dağı vermeye mi hazırlanıyor?
İlk kez 1989 yılında ortaya çıkan Discovery’nin bugün geldiği nokta hayal bile edilemezdi. Fakat geçen 28 yıl içinde Discovery’nin yadsınamaz bir hayran kitlesi oluştu. Dünyanın ilk yedi kişilik lüks SUV’u marka açısından da kendi içinde farklı bir kulvar açtı. Range Rover’ın ardından kendine özgü tarzıyla oluşturduğu kitle Discovery’i her zaman farklı kılmayı başardı.
İlginizi çekebilir
Özellikle ikinci jenerasyon bu kavramı en iyi şekilde yansıtıyordu. Lüksü gösterişsiz bir tarzla yansıtan Discovery, üstün off-road özellikleriyle lüks SUV’lar arasında yerini oluşturdu. Şimdi ise Discovery Mk5 olarak anılan üçüncü jenerasyon, her zamankinden daha rekabetçi ve sınıfında en üst seviyeye çıkmayı hedefliyor. Tabii ki bunu yapabilmek için son derece şık ve rahat bir otomobil olan Volvo XC90’ı geçmesi gerekiyor. Biz de bu ay, Discovery’nin gelişimini görmek adına bu ikiliyi yan yana getirdik. Yedi koltuklu SUV’lar lüks, pratiklik, performans ve teknolojiyi bir arada en iyi şekilde sunmaya çalışıyor. Buna ek olarak şık ve gösterişli de olmaları gerekiyor.
Yeni Discovery, sınıfında onu yukarı taşıyabilecek bazı yenilikçi özellikleri de taşıyor. Peki, tüm bunlar XC90’ı yenmek için yeterli mi? Haydi gelin bir bakalım…
Yeni Discovery’nin tasarımına baktığımızda lüks algısının arttığını ve off-roader kimliğinin biraz daha ötesine geçtiğini söyleyebiliriz. Evet XC90 fazlasıyla şık ve güzel bir otomobil fakat yeni Discovery son haliyle kesinlikle Volvo’nun gerisinde değil. Land Rover’ın tasarım ve mühendisliği ciddi bir bütünlük içinde. Buna bağlı olarak yeni Discovery’nin uzunluğu (4970 mm) büyük bir SUV’da yedi tam boy yetişkinin yolculuk edebilmesi için tasarlanmış. XC90 ise 4950 mm ile benzer bir değer ortaya koyuyor olsa da üçüncü sıradaki koltuklarda Disco kadar rahat bir baş mesafesine sahip değil. Aks aralığının 60 mm daha fazla olduğu XC90, yükseklik anlamında da Disco’nun gerisinde. Bu da yine içerde daha ferah bir alan anlamına geliyor. Boyutlara bakmaya devam edersek; 2073 mm ile Discovery, 2008 mm’lik XC90’dan neredeyse 70 mm daha geniş.
Discovery’nin kabininden devam edersek, neredeyse Range Rover Sport’un içindeymişsiniz gibi bir his var. Tabii burada Volvo gerçekten de üst sınıf bir kalite sunuyor ve neredeyse iki otomobilin de plastik ve malzeme kalitesi üst seviyelerde. Burada iyiyi belirleyecek en önemli etken son yıllarda tüm otomobillerde öne çıkan multimedya öğeleri…
Yeni Discovery’nin çok yönlü InControl Touch Pro-eğlence sistemi sezgisel ve temiz ve düzenli bir görünüm sunuyor. Orta konsolda üçte bir oranında anahtarların sayısını azaltmak için Land Rover’ın tasarımcıları 10 inçlik bu dokunmatik ekrana yer veriyor. Net grafikleri ve kolayca gezebildiğiniz menülere sahip olan bu ekranda eğlence teknolojilerinin hemen hepsi yer alıyor. Güçlü bir ses sisteminin de yer aldığı Disco’da, bir subwoofer ile, 14 adet Meridian hoparlör bulunuyor.
Volvo XC90’a dönersek, İsveçli üretici Sensus Connect adını verdiği tablet formunda bir ekrana yer veriyor. Kullanımı Disco’dan daha kolay ve sezgisel. Bu sistemdeki tek problem ise adapte olmanız biraz zaman alıyor. Ne nerede hangi menüde bunun için zaman harcıyorsunuz. Discovery’deki ara birime ise hemen hakim olabilirsiniz. Volvo’daki ses sistemi ise Bowers & Wilkins imzası taşıyor ve tam 19 hoparlörle sunuluyor. Tabii iki sistem de ciddi fiyat etiketlerine sahip opsiyonel donanım listesinde…
Yükleme alanı da böylesine fonksiyonellik beklenen büyük SUV’lar için aranan özellikler arasında. Aslında burada Discovery’nin üçüncü sırasındaki koltukların rahatlığının sebebi bagaja ayrılan alanın hacmi ile doğru orantılı. Yedi kişilik oturma pozisyonunda Disco 258 lt’lik yükleme alanı sunarken, XC90’da bu değer 451 lt. Eğerli üçüncü sırayı kullanmayacaksanız, Disco 723, XC90 ise 721 lt’lik yükleme alanı sunuyor.
Şimdi sürüş zamanı…
Yeni Discovery öncekinden daha hafif, ancak hâlâ hayal ettiğimiz çevikliğe kavuşacak kadar hafif değil. Zaten kâğıt üzerinde de rakamlar bunu gösteriyor. XC90, Disco’dan neredeyse 175 kg daha hafif.
Özellikle keskin virajlardaki direksiyon tepkileri ise ve sert dönüşlerde hissedilir biçimde kendini belli ediyor ve bu noktalarda XC90’nın arkasında kalıyor.
Kaputun altında iki otomobilde de 2.0 lt’lik dizel ünite yer alıyor. 240 HP gücündeki Disco’ya karşılık Volvo D5’i 225 HP gücünde. Tork değerleri de birbirine çok yakın ve iki otomobil de sekiz ileri şanzımana yer veriyor. Fakat ağırlığın etkisi burada da kendini gösteriyor. XC90’nın Disco’ya oranla çok daha dinamik ve hisli bir sürüşü var. Hızlanma değerleri de bunu doğrular nitelikte…
Fakat Discovery’nin öylesine gelişmiş bir off-road programı var ki işte XC90 orada sürüş seçenekleri arasındaki tek seçenekle eli bir hayli boş kalıyor. Disco’nun bu ezici üstünlüğü, iki otomobili bize arazi çıkartmayacak kadar iddialı olduğunu gösteriyor.
Gün sonunda iki otomobil arasında aslında verdiğimiz karar şu yönde: Disco kendini bir hayli geliştirmiş ve arazi özelliklerini kaybetmemiş olmasına rağmen çok daha lüks ve niş hissettiriyor. Fakat hâlâ XC90 başta olmak üzere premium rakipleri daha dinamik bir sürüşe sahip değil.
Fiyatlara baktığımızda ise enteresan bir denge var. XC90’nın başlangıç fiyatı 477 bin TL. Discovery’nin 240 HP’lik Sd4 versiyonu ise neredeyse 105 bin TL’lik bir farkla 582 bin TL’yi buluyor. Ama benim güç ve donanımlarla çok fazla işim yok diyorsanız, yine aynı ünitenin 180 HP’lik versiyonu bulunuyor ve onun fiyatı da 451 bin TL…,
Yazı: Ahmet Armağan
Fotoğraf: Alp Emre Göksel
Son yorumlar