Japon markanın en çok satan modeli Civic, yeni nesliyle de tasarım anlamında rakiplerinden farkını ortaya koyuyor. Radikal görünümüyle gözleri üzerine çeken onuncu nesil Civic, teknolojik altyapısıyla da ön plana çıkıyor.
Honda’nın Şekerpınar fabrikasında üretilip tüm Avrupa’ya buradan ihraç edilen yeni Civic Sedan, 1972 yılında ilk yollara çıktığı günden bu yana markanın en çok satılan modeli olmayı başardı. Neredeyse 10 milyon adeta yakın üretilen Civic, en çok Amerika ve Kanada’da satıldı. Honda’nın yeni global platformundan yükselen onuncu nesil Civic Sedan, özellikle tasarım anlamında markanın farklı olma geleneğini sürdürüyor. Önden bakıldığında kaslı ve sportif duran Civic Sedan, profile geçildiğinde radikal biçimde alçalan C sutünu sayesinde neredeyse bir liftback gibi duruyor. Arkadan ise büyük C şekilindeki stoplarıyla çok uzaklardan bile bir Civic olduğunu belli ediyor. Test aracının bende olduğu süre boyunca özellikle arka tasarımın ya çok beğenildiğini ya da hiç beğenilmediğine şahit oldum. Yani ‘idare eder’ şeklinde bir yorumla hiç karşılaşmadım. Bu benim bakış açıma göre aslında iyi bir şey… Özellikle son yıllarda markalar o kadar birbirine yakın tasarımlı otomobiller üretmeye başladı ki, yollarda değişik bir model görmeyi özler hale gelmiştik. Honda, yeni Civic Sedan ile bu değişikliği fazlasıyla yaratmışa benziyor.
İlginizi çekebilir
Ülkemizde sadece 1.6 litrelik atmosferik benzinli motorla satılan yeni Civic Sedan, altı ileri manuel ya da otomatik şanzımanla tercih edilebiliyor. Ayrıca fabrika çıkışlı LPG sistemi de alabiliyorsunuz. Rakiplere baktığımızda tek motor seçeneği Civic Sedan’ın işini biraz zorlaştıracağa benziyor fakat iyi haber ise gelecek yıllarda 1.5 litrelik turbo beslemeli ve 1.6 dizel motorların da sunulacak olması.
Honda Civic Sedan’ın Türkiye’de rakip sayısı da oldukça fazla. Renault Megane Sedan, Toyota Corolla, Fiat Egea Sedan, Hyundai Elantra, Ford Focus Sedan, Opel Astra Sedan, Mazda3 Sedan, Volkswagen Jetta, Kia Cerato ve Skoda Octavia’yı sayabiliriz… Fiyatlara baktığımızda ise Honda Civic Sedan’ın 75 bin TL’den başlayan fiyatıyla orta sıralarda yer aldığını görüyoruz.
Yeni Honda Civic Sedan’ın sürüş özelliklerine geçtiğimiz zaman ilk olarak bir önceki nesle göre artan süspansiyon konforu hemen hissediliyor. Darbeleri iyi absorbe eden süspansiyon sistemi, sportif bir sürüşe de imkân tanıyor. Direksiyon ise yine bir önceki nesle göre elden geçirilmiş ve hissi artırılmış. Yeni platform sayesinde 22 kilogram hafifleyen Civic Sedan, bu diyeti çevikliğinde de hissettirmeyi başarıyor. Yalıtım konusunda Japon markaların başarılı olduğu bir gerçek… Yeni Civic Sedan da sınıfının en sessiz otomobillerinden biri olmayı başarıyor. Hem rüzgâr hem de yol sesi iyi yalıtılmış.
Kaputun altına geçtiğimizde ise herhangi bir yenilik göremiyoruz. Küçük bir revizyondan geçirilen 1.6 litrelik atmosferik motor yeni Civic Sedan’da da görev yapıyor. 125 HP güç ve 152 Nm tork üreten ünite, artık beş ileri şanzıman yerine CVT şanzıman ile kombine edilmiş. Gaza tam bastığınız zaman devamlı yüksek devirde kalan motor, makul bir hızlanma sunuyor. Fakat performans isteyenleri pek de memnun etmeyecektir. Daha fazla performans isteyenler 1.5 litrelik turbo beslemeli motoru beklemeliler. Beş ileri otomatik şanzımanın yerine gelen CVT şanzıman yakıt tüketimini de az da düşürmeyi başarmış fakat hâlâ Civic Sedan’a ekonomik bir otomobil diyemeyiz. Fabrika verisi 100 kilometrede ortalama 6.7 litrelik bir değer verilmiş. Ben çoğunluğu şehir içi trafikte kullandıktan sonra 8.3 lt/100 km’ik bir ortalamaya sahip oldum. Hep dediğimiz gibi yakıt tüketimi kullanış karakterine göre oldukça değişkenlik gösterebilir.
Yenilenen platformla birlikte yaşam alanı da oldukça artan yeni Civic Sedan, sınıfının en geniş otomobillerinden biri olmayı başarmış. Özellikle arka diz mesafesi bir üst segment otomobillere yaklaşmış. Selefine göre neredeyse 70 litre artan bagaj hacmi ile birlikte 519 litrelik bir alana kavuşan Civic Sedan, bu konuda da sınıfının en iyilerinden biri olmayı başarmış.
Yeni Honda Civic Sedan dış tasarımında olduğu gibi iç mekânda da yenilikçi olmuş. Malzeme ve işçilik kalitesi artan kabinde, bolca eşya gözü de kullanılmış. Dokunmatik multimedya ekranın, bir önceki nesilde gördüğümüz sonradan takılmış hissi de ortadan kaldırılmış. Artık kabinle çok daha uyumlu görünüyor. Dijital gösterge tablosunun çözünürlüğü de başarılı.
Yazı: Özerk Ihlamur
Fotoğraf: Egemen Atiyar
Son yorumlar