Beklendiği gibi de oldu. Yeni Polo öncüsüne göre çok daha iyi bir otomobil olarak yollara çıktı. Peki, artan nitelikleriyle yeni Polo ağabeyi Golf’e kafa tutabiliyor mu? Üç silindirli benzinli motorlarla bu sorunun cevabını aradık.
Sınıfının yaratıcısı, öncüsü ve açık ara lideri… Golf I 1974 yılında yollara çıktığında hiç kimse böylesine bir başarı tahmin etmiyordu. Aradan yıllar ve nesiller geçmiş olsa da Golf rakiplerine hiçbir zaman boyun eğmedi. Sınıfının en çok sevilen ve tercih edilen modelini tahtından indirecek babayiğit bugüne kadar yollara çıkmadı.
Bu geleneği yedinci nesil Golf de değiştirmedi. Birkaç yıl öncesine kadar orta sınıf standardı olan konfor, donanım ve yaşama alanı zenginliğiyle Golf bugün de sınıfının standartlarını belirlemeye devam ediyor. Kompakt sınıf sohbetlerinde ‘Golf ve diğerleri’ kalıbı olağan karşılanırken Golf müşterisi aracını değiştireceği zaman o Golf mü, bu Golf mü diye sorguluyor. Başka bir marka aklına bile gelmiyor. En azından düne kadar böyleydi. Bugün ise Golf müşterisi araç değişimi söz konusu olduğunda ‘Golf mü, yoksa bir sınıf aşağı insem mi’ diye sorgulayabiliyor. Doğal olarak bir sınıf aşağısı derken başka bir marka yine aklına gelmiyor. Kast edilen Polo. Haksız da sayılmaz müşteri. Kafaların karşıması gayet normal. Sonuç olarak yeni Polo; büyüdü, konfor seviyesi arttı, güvenlik özellikleri gelişti daha da fonksiyonel bir yapı sunuyor ve… Özetle çok daha fazla otomobil oldu. Her aileye hitap etmeyebilir ama çoğu için uygun bir alternatif olabilir.
Üstelik bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daha uygun fiyatıyla cazip bir alternatif olarak da öne çıkmaya devam edecek. Karşılaştırmak üzere bir araya getirmiş olduğumuz üç silindirli 1.0 TSI motor ve yedi ileri DSG şanzıman kombinasyonuna sahip Polo ve Golf arasında hatırı sayılır bir fiyat farkı bulunuyor. Doğal olarak iki otomobildeki fiyat farkını mantıklı kılan farklıklar olmak zorunda.
20 cm daha kısa
Var da. Bir kere küçük sınıftaki Polo büyümüş olsa da hâlâ kompakt sınıftaki ağabeyi Golf ile arasında aşağı yukarı 20 cm uzunluk farkı bulunuyor. Aslında normal şartlar altında boyut farkı iç mekânda sunulan yaşama alanına doğrudan etki etmesi beklenirdi, ancak aks aralığı farkının sadece 7.0 cm olması bu endişeyi yersiz kalıyor. Bir kere Golf; gerek ön, gerek arka ölçülerde küçük Polo’dan sadece 3.0 cm daha geniş. Tavan yüksekliği ise ön ve arka koltuklarda gayet yeterli. Uzun boylu yolcular bile rahat edebiliyor. Üstelik konfor noktasında da beklentileri karşılamasını çok iyi biliyor. Tıpkı Golf örneğinde olduğu gibi sert dolgu malzemesine sahip koltuklar güçlü bel ve baldır destekleriyle vücudu kavrıyor. Oturma pozisyonu açısından değerlendirildiğinde, Polo sürücüsü biraz daha dik ve çevreye hakim, Golf sürücüsü ise daha alçak ve otomobille bütünleşik bir oturma pozisyonu sunuyor. Buna karşılık Golf, daha uzun motor kaputu ile sürücüye daha kolay bir oryantasyon sunarken dışarıya baktığında doğrudan yol ile yüz yüze gelen Polo sürücü oryantasyon sıkıntısı çekebiliyor.
Gelişen teknoloji, ürünlerde kendini hissettiriyor. Buna alanı etkin kullanımı da dahil. Yeni platform ve üretim tekniklerinden yararlanan Polo, var olan alanı çok daha verimli bir şekilde kullanmış. Daha büyük olan Golf, 380 litrelik bir bagajı kullanıma sunarken 20 cm daha küçük olan Polo 351 litrelik, bu sınıf için oldukça büyük sayılabilecek bir bagaj kullanıma sunuyor. Yani 20 cm’lik santimlik boyut farkı belirgin şekilde hissedilmiyor. Ancak fonksiyonellik noktasında eksiklikler söz konusu. Örneğin Golf’te sunulan ve uzun nesnelerin taşınmasında büyük kolaylık sağlayan orta koltuktaki geçiş ve değişken ayarlanabilir yükleme zemini Polo’da yok. Ayrıca iç mekânda sunulan saklama alanları ve bölmeler daha az ve daha küçük olan arka kapı nedeniyle arka koltuklara geçiş de daha kısıtlı.
Başka? Evet, iç mekânda kullanılan malzeme kalitesi farklı. Golf ile kıyaslandığında Polo’daki malzeme kalitesi net bir şekilde bir alt sınıfa olan aidiyeti gözler önüne seriyor. Sert plastik yüzeyler sadece birkaç noktada da olsa yumuşak bir malzeme ile kaplanırken, görsellik renk uygulamasıyla telafi edilmiş.
Polo’nun frenleri daha iyi
Karşılaştırmaya katılan Polo’da bir dizi opsiyonlar vardı. Bunlardan biri Sport-Select yürüyen aksam. Böylece Polo’nun yerden yüksekliği 15 mm alçalıyor. Acil durum fren desteği de dahil mesafe takip sistemi sunulan diğer opsiyon ve mutlaka sipariş esnasında alınması gereken opsiyonların başında geliyor.
Opsiyonel olarak sunulan Sport-Select yürüyen aksam ile birlikte farklı sürüş modları da devreye giriyor. Ancak ne var ki çift kavramalı otomatik şanzıman sport modunda beklendiği kadar sportif bir karakter sergilemiyor. Süspansiyondaki sportiflik ise kendini net bir şekilde hissettiriyor. Ne yazık ki, çünkü sport modunda yürüyen aksamın vermiş olduğu tepkiler standart ayardaki kadar uyumlu değil. Süspansiyon yol dalgalarında ve yol bozukluklarında aşırı tepki veriyor ve zıplama eğilimine giriyor.
Golf bu noktada çok daha olgun bir tavır sergiliyor. Hem de test araçlarında büyük bir keyifle kullandığımız adaptif amortisörler olmadan. Son derece dengeli olan süspansiyon geometrisi sportif sürüşlerde ihtiyaç duyulan sportiflik hissini verirken yol bozukluklarını ise büyük bir olgunlukla karşılıyor ve sönümlüyor. Ancak Polo’nun seri kullanımlarda köşeleri büyük bir kıvraklıkla dönebildiği noktalarda Golf biraz daha ağırkanlı kalıyor ve önden kayma eğilimi gösteriyor.
Öte yandan her ikisi de son derece güvenli bir sürüş sunuyor ve sürücü saçmalamadıkça kolay kolay kontrolden çıkma eğilimi sergilemiyor. Keskin virajlarda bile dengesini korumayı başaran ikilinin limitlerinin zorlanması halinde ESP son derece yumuşak bir şekilde devreye girerek işleri kontrol altına alıyor.
Yani ikili yol tutuş disiplinin de büyük bir özgüven sergiliyor. Ancak fren noktasında Polo ile kıyaslandığında Golf zayıflık gösteriyor. Tüm fren testi alternatiflerinde Polo üç ila dört metre kadar daha erken durmayı başarıyor ki, bu da Polo’ya çok kıymetli puanlar kazandırıyor. Golf ise adeta Polo’ya kaptırdığı puanları geri alma hırsıyla sürüş destek sistemleri ve güvenlik donanımlarını sahaya sürüyor. Polo’da şerit takip sistemi sunulmuyor. Arka hava yastıkları isteğe bağlı olarak mevcut. Diz hava yastığı ise Golf’te standart olarak sunuluyor.
Golf ile daha dingin bir sürüş
Test sürüşü rotasının her bir kilometresinde Golf ağırlığını koymaya ve artırmaya devam ediyor. O çok daha olgun bir otomobil. Bir kere tüm sürüş hızlarında ve zemin koşullarında kardeşi Polo’dan daha sessiz. Polo, özellikle çamurluk içlerinde ve davlumbazlarda oluşan lastik uğultusuyla zaman zaman rahatsız edici olabiliyor. Bunun dışında, Golf’te beş HP daha fazla güç üreten üç silindirli turbo beslemeli motorun sesi son derece sessiz olan rölanti seviyesinin üzerinde çıkılmasıyla birlikte Polo’da çok fazla kabin içine ulaşıyor ve çok daha fazla vibrasyon hissettiriyor.
Daha küçük boyutların getirisi olarak Polo daha hafif. Bu ise performansa doğrudan yansıyor. Polo 0-100 km/s hızlanmasını 9.9 saniyede tamamlarken Golf 10.4 saniyeye ihtiyaç duyuyor. Daha seri olmakla kalmayan Polo, sadece 0.1 litre de olsa 6.6 lt/100 km’lik tüketim değeriyle ağabeyi Golf’ten daha tutumlu. Ancak bunlar öyle hayatı değiştirecek önemli farklılıklar değil. Ortaya çıkan performans ne Golf’u süründürür, ne de Polo’yu uçurur. A noktasından B noktasında ulaşma hedefiyle hareket edildiği müddetçe her iki otomobilin de performansı gayet yeterli.
Bütün bu tablodan çıkan sonuca göre Polo küçük sınıfta büyük bir otomobil. Tamam, Golf’e oldukça yaklaşmış durumda ama onu alt edecek kadar da iddialı değil. Yani bütçe elverdiği müddetçe Golf daha iyi bir seçim olacaktı, ama elvermiyorsa da Polo gayet yeterli olacaktır.
SONUÇ
1. Golf
Her ne kadar Polo fren performansıyla ağabeyini alt etmeyi başarmış olsa da tüm disiplinlerde açık ara önde olan Golf genel değerlendirme sonucu ipi birinci olarak göğüslüyor.
1. Golf
Her ne kadar Polo fren performansıyla ağabeyini alt etmeyi başarmış olsa da tüm disiplinlerde açık ara önde olan Golf genel değerlendirme sonucu ipi birinci olarak göğüslüyor.
2. Polo
Polo; süspansiyon, gürültü konforu, güvenlik donanımları ve genel anlamda kaliteli bir yaşama alanıyla, geçemese de ağabeyine meydan okumayı başarıyor.
Polo; süspansiyon, gürültü konforu, güvenlik donanımları ve genel anlamda kaliteli bir yaşama alanıyla, geçemese de ağabeyine meydan okumayı başarıyor.
Yazı: Michael Harnischfeger
Fotoğraf: Hans-Dieter Seufert
Son yorumlar