Genişlik, ferahlık, prestij ve aynı zamanda yakıt ekonomisi gibi beklentileri karşılamak üzere Fransızlar yeni Peugeot 508 ve Renault Talisman modellerini cepheye sürüyor. Bakalım bu iki Fransız Skoda Superb’e meydan okuyabilecek mi?
Gerçekten de sorgulanması gereken bir durum. Aslında aile kullanımına uygun büyük hacimli sedan veya station wagon araçlarla haklı bir üne sahipti Fransız üreticiler, ancak son dönemde orta sınıftaki bu güçlerini kaybettiler. Örneğin Renault önden çekiş ve devasa bagaj kapağı ile donattığı R16 modeli ile geniş yaşama alanı ve devasa bir bagaj sunuyordu. Peugeot ise henüz 1968 yılında 504 modeliyle orta sınıfa damgasını vurmuştu. Ancak her ne oldu ise zaman içerisinde Fransızlar bu nitelikleri ihmal etmeye başladılar ve farklı şeylere odaklanmaya başladılar.
Aradan geçen süre içerisinde Fransızlar sessiz kalırken diğer markalar kendilerini geliştirdi. İster sedan olsun, ister camla birlikte açılan devasa bagaj kapağına sahip liftback ve isterse de station wagon olsun yeni ve oldukça iddialı çözümler bu arada pazara girdi. Bunlardan biri de Skoda Superb. Skoda Superb sınıfının en beğenilen otomobillerinden biri. Fransızlar tekrar bu sınıfta varlık gösterme arzusunda. Özellikle yeni SUV modelleriyle iddialı olan Peugeot yeni 508 ile elini masaya vurma niyetinde. 508 eski 508 değil. İsmi dışında eski 508 ile hiçbir alakası yok. Tamamen yeni bir otomobil. Buna platform da dahil. PSA grubunun modüler platformu EMP2 yeni 508’de de karşımıza çıkıyor. Oysa eskisi C5 ile aynı platformu kullanıyordu.
İlginizi çekebilir
Aslında Avrupa genelinde bu sınıfta en çok beğenilen gövde tipi station wagon, ancak bunun için sonbaharı beklemek gerekiyor. Şimdilik tek gövde tipi olan sedan karşılaştırmaya ürün gamının tepe noktasını oluşturan PureTech 225 ile katılıyor. Donanım olarak ise full+full niteliğindeki GT devreye giriyor. Böylece 508 sınıfının en pahalı modellerinden biri oluyor. Sportline donanım paketi ile Skoda Superb fiyat seviyesi olarak bir tık aşağıda kalırken Tce 200 versiyonu ile Renault Talisman karşılaştırmanın en uygun fiyatlı ürünü oluyor.
Güzel otomobil
Peugeot 508. PSA Grubu’nun bu modelden beklentisi yüksek. Grubun orta sınıftaki gücünü tekrar kazanma sorumluluğu yüklenmiş durumda. İlk göz temasında hedefe uygun bir görünüm sergiliyor. Tasarımcılar bu noktada bir övgüyü hak ediyor. Yeni Peugeot 508 uzun, basık ve şık bir siluet sunuyor. Bu karşılaştırmadaki diğer iki rakiple kıyaslandığında Peugeot 508 tasarımıyla daha fazla dikkat çekiyor. Peugeot 508 gerçekten de çok dikkat çekiyor. Öyle ki test editörümüz park alanları gibi hareketliliğin olduğu yerlerde insanların yoğun ilgisi ve “vay be bu mu yeni Fransız, çok daha şık ve çekici görünüyor” gibi iltifatlarla karşı karşıya kalıyor.
Ancak otomobil tutkunlarının da yakından takip ettiği üzere bu denli şık tasarım genelde kullanım kolaylığı ve fonksiyonelliğe olumsuz etki ediyor. Mesela şık ve sportif tasarımın temel taşlarından biri olan arkaya doğru eğimli tavan çizgisi arka koltuklara geçişi önemli oranda zorlaştırıyor. Yine bu tavan çizgisi arka koltuk yolcularının baş mesafesini de bir hayli kısıtlıyor. Peugeot 508, rakipleriyle kıyaslandığında yolcularına o kadar da cömert davranmıyor. Renault Talisman ve Skoda Superb yolculara çok daha geniş bir yaşama alanı sunuyor. Bu söylemi rakamlarla teyit etmek de mümkün. Bir kere önde rakiplerden yaklaşık 5 cm daha az iç genişlik sunuyor. Arka koltuktaki oturma genişliği ise Talisman’da 4,5 cm ve Superb’de 8,5 cm daha cömert. Söz konusu rakamsal değerler oturum esnasında net bir şekilde kendini hissettiriyor.
Tamam arka camla birlikte açılan geniş bagaj ağzı rahat bir erişim sunuyor olabilir, ayrıca katlanan arka koltuklar da fonksiyonelliği destekliyor olabilir, ama küçük bagajıyla Peugeot bagaj hacmi konusunda da geri planda kalıyor. Görünüşe göre Peugeot cephesi şık ve gösterişli bir otomobil yaratmayı başarmış, ancak geniş ve ferah bir aile otomobili arayanlar için acaba dış değerler mi daha önemli, yoksa iç değerler mi?
Dış tasarım ve iç mekan genişliği noktasında rakiplerinden farklı bir yol izleyen Peugeot 508 iç mekan tasarımı konusunda da rakiplerinden ayrışıyor. PSA platformu ile birlikte markanın diğer modellerinde de kullanım bulan direksiyon simidi ve gösterge grubu da devreye giriyor. Evet, görünüm olarak göze hitap ettiği ve göz doldurduğu kesin, ama bu mimari her sürücünün gönlünü kazanmayabilir. Yani bu mimariden hoşlanmayanlar da çıkacaktır. Bir kere farklı irilikte test editörlerinden hiçbiri hem rahat olan, hem de aynı zamanda tüm göstergelere ve kumanda elemanlarına hakim olan ideal bir sürüş pozisyonunu ayarlamak mümkün olmadı. Ekipten bazı arkadaşlar ise kendilerini rahat hissettiler.
Merkezi dijital ekran gösterilecek olan bilgileri kullanım ihtiyacına bağlı olarak kişiselleştirme imkanı sunuyor. Ediyor da, bunu ayarlamak da öyle kolay değil. Zaten Peugeot 508’in kokpit mimarisi genel olarak da pratik bir kullanım sunmuyor. Çoğu fonksiyona erişmek için dokunmatik ekranı kullanmak gerekiyor. Ekranın altındaki kısayol düğmeleri de arzu edilen menülere kolay erişim sağlama noktasında her zaman gerekli kolaylığı sunamıyor. Kafa karıştıran menü yapısına bir de sistemin ağır çalışması eklenince Peugeot’yu kumanda etmek eğlenceli olmaktan çıkıyor.
Belki de sürüş özellikleriyle kalbimizi kazanır. Ne de olsa Peugeot 508, GT donanım paketinde standart olarak adaptif amortisörler sunuyor. ilk göze çarpan her bir sürüş modu arasındaki farkın net bir şekilde hissedilmemesi. Ancak süspansiyon sistemi genel olarak oldukça konforlu bir sürüş sergiliyor. Yol dalgaları büyük bir özenle ütüleniyor. Ancak kısa aralıklı sık yol dalgalanmalarında belli belirsiz de olsa bir zıplama eğilimi ortaya çıkıyor.
Motor da sürüş dinamikleriyle öyle parlak bir tablo çizmiyor. Aslında 1.6 litre hacimli sıralı dört silindirli turbo benzinli motor 225 HP güç üretiyor, ancak 508 bu motorla 5 HP daha az güç üreten ve 41 kg daha ağır olan Skoda Superb kadar atak ve canlı bir sürüş hissi sunamıyor. Bunlar yüksek performanslı kullanımlarda uyumunu kaybeden şanzımanın da etkisi olabilir.
Sakin sürüşlerde son derece yumuşak ve motorla uyum içerisinde vites değiştiren şanzıman sert ve performanslı kullanımlarda çok sık ve çok zamansız vites değiştirme eğilimine giriyor. İşin güzel yanı yüksek çalışma karakteriyle dikkat çeken motor her ne kadar farklılıklar oldukça minör olsa da karşılaştırmanın en düşük tüketim değerine imza atıyor.
Oturma konforu kadar sürüş özellikleri de alışılmışın dışında olan direksiyon mimarisi nedeniyle keyif vermiyor. Küçük çaplı direksiyona yapılan en ufak hamle ani yön değişikliği olarak sonuçlansa da süspansiyon sistemi bu kadar ani hareketleri göğüsleyecek esnekliği sunamıyor. Süspansiyon sistemi direksiyon sisteminin emirlerine gecikmeleri olarak cevap veriyor. Ayrıca direksiyon sistemi gerekli olan geri bildirimi de sunamıyor.
Aile dostu
Bakalım Renault daha iyi bir tablo çizebiliyor mu? Sonuç olarak Renault Talisman isteğe bağlı olarak da olsa dört tekerlekten yönlendirme sistemini kullanıma sunuyor. Dört tekerlekten yönlendirme sisteminin sunulduğu 4Control Paketi ile birlikte 19 inçlik jantlar ve adaptif amortisörler de devreye giriyor.
Renault Talisman söz konusu paketle ve adaptif amortisörler konfor modunda geçmiş yıllarda Fransız otomobillerinden alışkın olduğumuz tarzda, son derece konforlu bir sürüş sunuyor. Yani tam bir aile otomobili gibi davranıyor. Ancak dört tekerlekten yönlendirme sistemi oldukça uyumsuz bir sürüş karakteristiğine neden oluyor. hal böyle olunca virajda ideal çizgiyi yakalamak sürücü için zorlaşıyor. Özellikle dar açılı virajlarda sanki arka aks bağımsız hareket ediyormuş hissine neden oluyor. Öte yandan Renault’nun amiral gemisi oldukça atak, kıvrak ve bir o kadar da güvenli sürüş özellikleri sunuyor.
Motor kaputunun altındaki 1.6 litre hacimli motor daha da atak olmasını engelliyor. Turbo benzinli motorun çekiş gücü yetersiz olduğundan performanslı sürüşlerde çift kavramalı şanzıman yerli yersiz vites değiştirme hamleleri yapıyor. Öte yandan şanzımanın da hakkını vermek lazım, son derece hızlı ve sarsıntısız vites değiştiriyor. Ancak bir bütün olarak ele alındığında sistem 200 HP gibi hissettirmiyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde 508 ve özellikle Superb çok daha atak hissettiriyor. Ayrıca Skoda gibi Renault da motoruyla Euro 6b normunu ancak karşılıyor.
Renault Talisman kullanım özellikleriyle de yüzleri güldüremiyor. Navigasyon dahil R-Link adındaki bilgi ve eğlence sistemi üst donanımda standart olarak sunuluyor sunulmasına, ama bazı durumlarda da insan keşke hiç sunulmasaydı diyor kendi kendine. Mesela navigasyonun otomatik zum özelliğini devre dışı bırakmaya çalışırken. Veya her defasında trafiğim yoğun olduğu yerleri atlama özelliği her defasında otomatik olarak devreden çıktığında. En azından akıllı telefon bağlantısı Carplay üzerinden hızlı ve sorunsuz gerçekleşiyor.
Koltuklar ve yaşama alanı genişliği söz konusu olduğunda yüzler bi gülüyor. Renault Talisman geniş bir yaşama alanı sunuyor. Konforlu koltuklar dolgu malzemesi ve yan destekleriyle rahat ettiriyor. Üst donanımda masaj özelliği sunulsa da bu fonksiyondan sadece sürücü yararlanıyor. Ailenin geri kalanı masajın keyfini süremiyor. Ayrıca Renault Talisman camla birlikte açılan devasa bagaj kapağını sunmayan karşılaştırmanın tek otomobili. Oysa bu özelliğinden öncülerinden biriydi Renault. Bu gibi bir dizi eksikliğin yanı sıra yetersiz güvenlik donanımı da onu son sıraya itiyor.
Ulaşılması güç
Karşılaştırmamızın galibi 220 HP gücündeki motoruyla Skoda Superb. Bu motor, motor seçeneklerinin yeniden yapılanması çerçevesinde yerini 190 HP gücünde başka bir TSI motora bırakacak. Yazık olacak, çünkü sıralı dört silindirli 2.0 litre hacimli motor son derece sessiz çalışıyor, yüksek çalışma karakteriyle dikkat çekiyor ve uyum içinde çalıştığı çift kavramalı otomatik şanzımanla birlikte karşılaştırmanın en iyi performans seviyesini sunuyor.
Güç ve aktarma organlarından bağımsız olarak; Skoda Superb gerek yaşama alanı genişliği, gerek fonksiyonelliği ve gerekse de kullanım özellikleri ve pratikliğiyle açık ara rakiplerini geride bırakıyor. Her ne kadar grubun imkanlarından yararlanıyor olsa da Çek tasarımcılar markaya özgü niteliklerle Skoda Superb’e daha özgün bir yapı kazandırmayı başarıyor. Örneğin direksiyon üzerindeki çevirme tipi düğmeler son derece pratik bir kullanım sunuyor. Menü içinde menülerden oluşan karmaşık menü sistemleri yerine daha mantıklı bir dizilime sahip menüler de kullanım kolaylığını destekliyor.
Ancak Skoda Superb sınıfının en uygun modellerinden biri de sayılmaz. Özellikle karşılaştırmadaki Sportline donanım paketiyle. Baz donanım seviyesine daha uygun bir fiyata ulaşmak mümkün olsa da adaptif süspansiyon, anahtarsız giriş veya 19 inçlik jant gibi donanımlar da oldukça cazip. Ancak spor koltuklar olmasa da olur. Tamam son derece rahatlar ve yan destekleriyle vücudu çok iyi sarmalıyorlar, ancak entegre koltuk başlıkları her sürücü tipinin tarzı sayılmaz. Ayrıca daha kaba göründükleri için Skoda Superb’in konfor odaklı iç mekanına da yakışmıyorlar.
Unuttuğumuz bir şeyler var mı? Evet. Skoda Superb karşılaştırmanın en iyi fren performansını sunuyor. En büyük bagaj da yine Skoda Superb’e ait. Ancak karşılaştırmanın iç mekan ve bagaj özelliklerinin bu denli iddialı olması da sürpriz olmamalı.
Sonuç
1-Skoda Superb
Konforlu, son derece geniş iç mekanı, büyük bagajı ve günlük kullanıma uygun yapısıyla Skoda Superb açık ara rakiplerini geride bırakıyor. Ancak en uygun fiyatlı çözümlerden biri de sayılmaz.
2-Peugeot 508
Daha dar olan iç mekan, motor ve alışkanlık gerektiren direksiyon yeni Peugeot 508’e çok kıymetli puanlara mal oluyor. Ayrıca fiyatı da yüksek. Ama özgün ve sıra dışı olduğu da kesin.
3-Renault Talisman
Sunmuş olduğu konfor, geniş mekan ve uygun fiyat politikası Renault Talisman’a kıymetli puanlar kazandırıyor. Sürüş keyfini gölgeleyen motor ve sürüş hissini olumsuz etkileyen dört tekerlekten yönlendirme zafere giden yolun önünü kesiyor.
Yazı: Heinrich Lingner
Fotoğraf: Hans-Dieter Seufert
Son yorumlar