Marilyn Mower, Arrow460-Granturismo’ya keyifli bir ziyaret gerçekleştiriyor. Keskin çizgileriyle öne çıkan günlük gezi teknesi Mercedes-Benz spor otomobillerinin performansını aratmıyor
2012 Monaco Yacht Show’da gemi mühendisi Martin Francis beni bir kenara çekerek gerçekten de ilginç birkaç insanla beraber eşsiz bir tekne projesi üzerinde çalıştığını söyledi. “Görmen lazım,” diye fısıldadı heyecanlı bir şekilde. Bunun üzerinden dört yıl geçti ve ben artık oldukça pahalı ve fakat etkili olan Mercedes AMG s63 Cabriolet’in dümeninde seyrediyorum.
Test sürüşleri için firma tarafından Güney Fransa’ya davet edildim. AMG otomobil, bir Airbus helikopterinin sergilendiği etkinlikte Francis’i heyecanlara sürükleyen Mercedes-Benz Style kendini gösteriyordu. St-Jean-Cap-Ferrat’taki 100’ün üzerindeki gazeteci için helikopter ve otomobil odak noktası olsa da, benim gözüm tekneden başka bir şey görmüyordu. 2012’de fısıldayarak konuştuğumuz detayları artık canlı kanlı görebiliyordum ki, Arrow 460-Granturismo’nun arka planında olanları yazma fırsatı bulan da tek gazeteci oldum. Francis’in yorumlarıyla hayat bulan, tasarımcı Tommaso Spadolini ile Van Oossanen Naval Architects imzalarını barındıran teknenin ardında yeni kurulan tersane Silver Arrows Marine ile Mercedes-Benz Style’ın ortak çalışması yatıyor.
İlginizi çekebilir
Otomobil dünyasında bir projenin beş yıl kadar uzun sürmesi çok yaygın bir durumdur. Yat sektöründe ise böylesi bir zaman dilimi teknenin daha fazla ilgi çekmesine yol açar. Bu teknenin ilk fikri 2009’da Mercedes’in kardeş firması Daimler’in tasarım müdürü Gorden Wagener tarafından dile getirilmişti. Mercedes markasının birçok tasarım merkezi mevcut olsa da, Wagener’in fikri İtalya’nın Como Nehri’ndeki Mercedes-Benz Style ofisi Advanced Design Centre’da geliştirildi: Peki Mercedes-Benz Style bir tekne tasarlarsa bu nasıl olur?
Firma aslında 1888 yılında deniz sektöründe de bir ürün ortaya koymak için girişimde bulunmuştu. İlk model Gottlieb Daimler’in bir silindirli motoru ile donatılan tekne Oto von Bismarck için tasarlandı ve üretildi. Yakıt olarak benzin kullanılan tekneye motor yatırımcılarından birinin kızı olan Mercedes ismi verildi.
Bundan yaklaşık 121 yıl sonra, Como Nehri’nin stil guruları Mercedes’in 1930’lardaki meşhur Silver Arrows yarış otomobillerinden ve ikonik 1954 martı kanadı 300 SL’den esinlenilerek yeniden çizmeye başladı. Daha sonra ekibe eski otomotiv editörü ve hevesli yatçı Paolo Bonaveri, ayrıcalıklı, yenilikçi Akdeniz tarzı tekneyi arayan girişimciler Jacopo Spadolini ve Ronn Gibbs de katıldı. Birlikte İngiliz firma Silver Arrows Marine’i kurarak tekne inşa sürecine başladılar. Teknenin gövdesini ve mühendislik detaylarını tamamlaması için de işin başına Tommaso Spadolini ile Francis dahil edildi.
Açık gövdenin ölçüleri tam olan prototipi Türkiye’de üretildi ve test edildi. Mercedes, elektrik pencerelerden kaldırılabilir yüzme platformuna, saklanabilir yatak ve masa düzenine kadar yenilikçi özellikleri önermeye başladı. Salona istenildiğinde kullanılabilen bir roof ve benzeri özellikler ilave edildi. Otoban benzeri hızların yerine konforu öne çıkaran Van Oossanen trim ve dengeyi de yeniden ele aldı. O sıralarda günlük gezi teknesi konsepti de çok işlevsel olmaya başlamıştı ki, gezinti amacıyla granturismo kavramı üzerine yoğunlaştılar. Keza teknenin ismi de bu şekilde kaldı. Teknik bölümde İsviçreli kompozit uzmanı Carboman kabuk kalkmasından 3D sistem mühendisliğine her ayrıntıyı özenle ele aldı. Bugün bu çalışma, pürüzsüz bir yol tutuşu bulunan 14,20 metre boyundaki tekne olarak karşımıza çıkıyor.
Dar Fransız limanında tekneyi gözlerken edindiğim ilk izlenim onun tıpkı render’ındakinin aynısı olduğuydu ki, bu çok nadir yaşadığımız bir benzerlik. “Bir tekneyi şekillendirmek otomobil tasarımcılarının gerçekleşeşen hayalidir,” diyor Wagener. “Spor otomobillerimizdeki o incelikli tasarım genetiğini burada da uyguladık. Sonuç otomobil tarzında, açık planlı kamaraya ve yüksek teknolojide ürünlere sahip, yüzme platformunun terasa dönüştüğü bir motoryat.” Tekneye varmamızla beraber bu “teras” da kendini gösteriyor. Gerçekten de bir yüzme platformu olarak adlandırılmayacak denli geniş. Tek bir tuş yardımıyla gövde ve pervaneler arasındaki yerini alıyor.
Tasarlandığından çok daha fazla kişi taşıyor olmasına rağmen, biz yerlerimizi alınca kaptan da gaz pedalına basıyor ve kendimizi göz açıp kapayıncaya kadar denizde hızla seyrederken buluyoruz. “Daha hızlı,” diye de ısrar ediyoruz üstelik. O da bizi dinliyor ve hep beraber yakınlarda demirlemiş olan 92 metrelik Feadship Royal Romance yatının etrafında turluyoruz. Kuru kalabilme arzusuyla ben kaptanın hemen arkasında kendime bir yer buluyorum. Ama daha sonra da fark ettiğim üzere, aslında her nereye oturursam oturayım denizi yalnızca hafifçe hissetmiş olacaktım. Tekne öyle yeni ki! Biz gitmeden yalnızca üç gün önce suya indirilmiş ve iç yerleşimi de henüz tamamlanmış değil. Güvertedeki kişi sayısını da göz önüne alırsak, test seyrimizin neden çok uzun sürmediğini anlamak mümkün. Fırsat bulup da dümeni elime alamadım. Keşke o anda herkes buhar olup uçsaydı! Oysa ki, 28 knot hızda seyrederken Monako’ya gitmek an meselesidir!
Mercedes, motor ve tork parametrelerini denize uyarlayabilecek özel bir motor üretmiyor. Bu ndenle, Arrow460’a altı silindirli 460hp Yanmar motorlar yerleştirilmiş. Teknenin diğer serisinin üretimine çok yakında Finlandiyalı Baltic Yachts’ta başlanacak ve bu teknelerde US emisyon düzenlemelerini karşılayan yeni nesil Yanmar motorlar kullanılacak. Daha etkili olan ve ağırlığı 100 kilogramdan az olan motorların en yüksek 38 knot’lık hız sağlaması bekleniyor.
Arrow 460, yerleşimiyle de eşsiz olarak nitelendirilebilir. Alargada olduğu zamanlarda bimini tavan ile gölge sağlanan oturma alanları oluşturmak yerine, tavan yüksekliği yerinde, sosyalleşme alanı olan bir havuzluk tasarlanmış. Tamamıyla açık bir alan elde etmek için coachroof’un büyük cam bölümü göğüsleme çeliğinin üzerinde yükseltilebiliyor. Yani, sunroof’u isteğe göre ayarlayabilmek mümkün. “Tıpkı bir otomobil iç yerleşiminde olduğu gibi, her parça ankastre olarak ele alındı. Depolama alanları, tuvalet ve mini kuzine bir şekilde saklandı. Como’daki Mercedes-Benz Advanced Design Studio’nun müdürü Michele Jauch-Paganetti ise şöyle anlatıyor: “Konukların dış etkenlerden korunmasını ama buna rağmen kendilerini hapsolmuş hissetmemelerini istedik. Gümüş gövde minimal ve fakat özgüven sahibi. İç yaşam mahalli ise lüks detaylarla sıcak bir görünümde.”
Mercedes-Benz’in geliştirilmiş dış tasarım müdürü Steffen Köhl şu sözleri ekliyor: “Modern şıklık nadir bulunan bir özellik. Bu netlik, serinkanlılık ve sadeliği ifade eder. Ürün sizi yarı yolda bırakmaz. Doğru tabirle, duyularınıza dokunur. Lüks detaylar size ‘Ona dokunmak istiyorum, onun içinde yer almak istiyorum, ona sahip olmak istiyorum’ dedirtir.”
Nihayetinde altı yılı bulan tasarım süreci piyasada bulunmayan türde bir teknenin üretilmesiyle sonuçlanmış. Silver Arrows Marine bununla farklı bir noktaya geldikleri fikrinde. Baltic’te sınırlı sayıda üretilecek 10 adet Arrow460’ın her biri yedi haneli rakamlarla satışa sunulacak. Fakat bu kimin umrunda? Üstelik artık, AMG S63 Cabrio otomobilinizle limana gidebilir, Arrow460-GT ile denizlerde seyredebilir ve akşam yemeği için Mercedes-Benz Style helikopterin kapısını aralayabilirken.
Son yorumlar