Sadece pistte ve yüksek hızda gitmek için tasarlanmış BMW Z4 GT3 yarış otomobili İstanbul trafiğine çıkarsa ne olur? Borusan Otomotiv Motorsport’un şampiyon otomobilini trafiğin yoğun olduğu saatlerde Kuruçeşme-Rumeli Hisarı arasındaki sahil yolunda kullandık.
Dergimizin sıkı takipçileri hatırlayacaklardır, 2016 Ağustos sayısında Borusan Otomotiv Motorsport takımının şampiyon otomobili BMW Z4 GT3’ü İzmit Körfez Pisti’nde kullanmıştım. O 10 turluk deneyim kariyerimin en özel anlarından biriydi. Borusan Otomotiv Motorsport’un hem takım direktörü hem de pilotu olan İbrahim Okyay’la iyi bir ağabey-kardeş ilişkimiz vardır. Hem bu ilişki hem de profesyonel tavrım dolayısıyla bana takımın yarış otomobillerini kullanma fırsatı vermekten çekinmediği için kendisine buradan tekrar teşekkür ediyorum. Bu ay dergi toplantısındayken yurtdışı edisyonumuzdaki meslektaşlarımızın Skoda Fabia R5 ralli otomobilini yolda kullandıkları konudan yola çıkarak, Türkiye’de bunu daha da geliştirerek nasıl yaparız diye tartışırken aklıma yukarıda bahsettiğim iyi ilişkilerin de verdiği güvenle Z4 GT3 yarış otomobilini İstanbul trafiğinde kullanma fikri geldi. Alman edisyonumuz daha önce VW Polo WRC’yi caddelerde kullanmıştı ve biz de çevirisini dergimizde yayınlamıştık. Sadece auto motor & sport dergisinde değil birçok farklı yayında ralli otomobillerinin yollarda kullanılıp haber yapıldıklarını hatırlıyorum. Bu haberleri okumak çok keyifli olsa da aslında ralli otomobilleri sadece trafiğe kapalı özel etaplarda kullanılmaz. Normal etaplarda da kullanılır ve trafiğe de çıkarlar. Pist otomobillerininse trafiğe çıkması gerekmez, sadece pistte belli süre içerisinde hızlı gitmek üzere tasarlanırlar. Bu yüzden BMW Z4 GT3 gibi 515 HP gücünde bir canavarı trafikte kullanmak fikri hem bize hem de İbrahim Okyay’a çok cazip geldi. Benim hatırladığım daha önce bu denli profesyonel bir pist otomobiliyle caddelerde gezilip, haber yapılmamıştı.
İlginizi çekebilir
Z4 GT3 yarış otomobilinde bir önceki nesil M3’den hatırladığımız muhteşem V8 makinenin geliştirilmiş bir versiyonu bulunuyor. Bu motor benim özel hayranlığım olan bir makine. Bence gelmiş geçmiş en iyi M3 olan E92 M3’de kullanılan bu atmosferik V8, yol otomobilinde 420 HP güç üretiyordu. BMW Motorsport mühendisleri, Z4 GT3 yarış otomobilinde gücü 515 HP’ye çıkarmışlar. GT Open kategorisinde yarışan Z4’lerde kullanılan 84 milimlik restriktörle daha çok hava alan motorun gücü 565 HP’ye kadar yükselebiliyor. İbrahim Okyay, otomobili caddede kullanırken karşımıza çıkacak en büyük sorunun hararet olduğunu söylüyor. Sürekli hızlı gitmek için tasarlanmış bu otomobil, dur-kalk trafiğinde kaldığında doğal olarak hararet problemi yaşayacak. BOM mekanikerleri bu konuya biraz da olsa çözüm olması amacıyla otomobile iki adet fan takmışlar. İkinci problemimiz otomobilin alçaklığı. Uzun düzlüklerde 250 km/s ve üstü hızlara çıkan Z4 yarış otomobili aerodinamik anlamda çok iddialı bir tasarıma sahip. Bu yüzden de özellikle ön kısmı yerle neredeyse bir. BOM ekibi İstanbul’un kasisli ve çukurlu yollarında ön tarafın yere sürteceğini düşünerek otomobili biraz yükseltseler de yine de yere çok yakınız. Üçüncü problemimiz ise otomobilin direksiyonunun dönüş çapı. Pistte direksiyonu tam bir dönüş yaptırmaya gerek olmadığı için Z4 GT3, normal yol otomobillerine oranla çok daha kısıtlı bir dönüş çapına sahip.
Boğaz Köprüsü’nün ayaklarının dibinde BOM ekibiyle buluşuyoruz. Çekicinin üstündeki Z4, uyuyan vahşi bir kediyi andırıyor. Birazdan uyanacak ve kükremeye başlayacak. İbrahim ağabey, bana gözümün sürekli hararet göstergesinde olmasını söylüyor. Eğer sıcaklık 100’ün üstüne çıkarsa otomobili sağa çekip duracağım. Sivil kıyafetlerle Z4’ün içine oturuyorum ve beş noktadan bağlanan kemerleri takıyorum. Start düğmesine bastığımda bütün Ortaköy’den duyulan bir çığlık yayılıyor. V8 homurtularla çalışmaya başladı. Yarış otomobillerinin alt devirlerdeki bu heyecanlı ve kararsız çalışmasına bayılıyorum. Z4 GT3’de altı ileri bir sıralı şanzıman yer alıyor. Vitesler direksiyonun arkasında yer alan kollarla değiştirilebiliyor. Otomobili sadece yerinden kaldırırken debriyaja basacağım, sonraki vites geçişlerinde ise debriyaja basmama gerek yok. Direksiyon simidinin sağında kulakçığı kendime doğru çekmem vites büyültmem için yeterli olacak. Otomobili stop ettirmekten korktuğum için gaza biraz fazla basarak Z4’ü hareket ettiriyorum ve macera başlıyor. İstanbul’un sıcak günlerinden biri ve dışarıda 30 derece olan hava camları açılmayan ve tabii ki kliması olmayan yarış otomobilinin içinde 40 derecenin de üzerine çıkıyor. Hem stresten hem de sıcaktan fena halde terliyorum. Halkın ilgisi olağanüstü. Otomobili gören herkes bir daha bakıyor ve yanındakini dürtüyor. Racing motor kullananlar sürekli yanımda gaz açıp kapatarak beni tahrik etmeye çalışıyorlar. Ancak bu otomobilin hızlı gitmesi gereken yer pist. Caddede sadece farklı bir deneyim yaşamanın peşindeyiz. Gözüm hararet göstergesinde. Şimdilik 80 derece civarında seyrediyor. Bebek her zamanki gibi kalabalık ve dur-kalk trafiğe giriyoruz. BOM ekibinin stresini tahmin edebiliyorum. 515 HP’lik pist canavarı, İstanbul’un trafiğinden nasibini alıyor. Sıcak dışında otomobili kullanırken zorlanmıyorum. Sadece birinci viteste uzun süre seyretmek zorunda kalmak üzücü oluyor. Çünkü otomobil yapısı gereği sürekli hızlanmak istiyor. Rumelihisarı’na geliyoruz. Şimdi dönüş vakti. Otomobili ancak üç hamlede geriye döndürebiliyorum. Bu da trafiğin biraz kilitlenmesine sebep oluyor. Ancak kimse şikâyetçi değil. Kimse kornaya basmıyor. Herkes bu nasıl bir otomobil diye bizi izliyor. Bu dönüş ve dur-kalk harareti 100 dereceye çıkarıyor. Otomobili sağa çekip stop ediyorum. Biraz zaman geçiriyoruz. Tekrar çalıştırıp yola koyulduğumuzda önüm biraz daha açık. Bu yüzden rahat rahat vites büyütebildiğimden hararet yeniden 80’li rakamlara dönüyor.
Dönüş yolunda ekibin kalanı beni Bebek’te bir kafede bekliyor. Hedefimiz otomobili valeye verip vale arkadaşın tepkilerini ölçmek. Uzaktan homurtularla gelen bu siyah canavarı görünce vale arkadaşın gözleri büyüyor. Yanına yanışıp bunu kafenin önüne çeker misin diyorum. Kamera şakasına uğradığını zannediyor. Tabii ki otomobili kafenin önüne ben park ediyorum ve maceramızın sonuna geliyoruz. İbrahim ağabeyle kafede otururken Z4’le ilgili yeni konu fikirlerimi söylüyorum. Heyecandan gözleri büyüyor. Bence Z4’ün yeni macerasına hazır olun ve bizleri takip etmeye devam edin. Çünkü yeni macera çok daha heyecanlı ve adrenalinli olacak.
Yazı: Yaman Yılmaz
Fotoğraf: Alp Emre Göksel
Son yorumlar