Renault’yu kompakt sınıf sedan pazarında temsil eden Fluence, satış anlamında çok başarılı işlere imza atsa da yerini tekrar Megane Sedan’a bıraktı. Bakalım Megane ismine yakışır kalite standartları yakalanmış mı?
Yıl 2009… Renault, özellikle ülkemizde efsane haline gelen Megane II Sedan’ın üretimine son verip Fluence’ı tanıttı. Aslında bu otomobili ilk gördüğümüzde oldukça etkileyici bulmuştuk. Kabini Megane III ile aynı gibi gözükse de malzeme kalitesi biraz daha düşük gibiydi. Motor seçenekleri ise herzamanki gibi ekonomik ünitelerden oluşuyordu. Geniş yaşam alanı, 530 lt’lik bagajı ve tatmin edici donanımıyla hak ettiği ilgiyi gördü ve Türkiye’nin en çok satan otomobilleri arasına adını yazdırdı. İlk izlenimler olumlu olsa da bu otomobil hiçbir zaman Megane’ın sedanı algısı yaratmadı. Hatta Uzakdoğulu bir otomobil izlenimine sahipti. Bunda kardeşi Samsung SM3’ün de payı büyüktü.
İlginizi çekebilir
Renault’nun bu otomobili Fransa’da hiç üretmediğini de belirtmek gerekli. Yani Avrupa için değil, gelişmekte olan ülkeler için tasarlanmıştı. Türkiye’nin yanında Arjantin, Hindistan, Malezya, Rusya ve Kore’de üretilen otomobil, 2012 yılında makyajlandı ve daha etkili bir önden görünüşe kavuştu. Fluence hiçbir zaman kötü bir otomobil olmadı hatta iyi bir yol arkadaşıydı ama özel hissettirmiyordu. Sadece bir ulaşım aracı gibiydi. Tabii bu arada rakipler
de boş durmuyordu. Fluence, aradan geçen yedi yılda hem yaşlanmaya başladı hem de kalite algısı yeni rakiplerinin altında kaldı. Değişiklik şarttı. Bu arada 2015 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda müthiş tasarımıyla Megane IV tanıtıldı. Renault’nun yeni marka kimliğine bağlı olarak geliştirilen otomobil, büyük ölçüde Talisman ile benzer çizgileri kullanıyordu. Tabii Renault tutkunları da heyecanlandı. Acaba station gövdesi de tanıtılan Megane’ın sedan versiyonu üretilecek miydi yoksa daha düşük kaliteli ama muhtemelen yine iyi bir yol arkadaşı olacak yeni Fluence mı gelecekti. Renault bu kez doğru kararı verdi ve Megane Sedan efsanesi geri döndü.
İki otomobili yan yana getirdiğimizde, kalite farkı çok açık belli oluyor. Bu elbette bir yere kadar doğal çünkü aralarında yedi yıllık bir fark var. Ama kalite hissi yaştan da öte bir boyutta. Megane Sedan tasarımıyla oldukça ilgi çekici. Küçük bir Talisman gibi görünen otomobil, Fluence’ın filo otomobili imajını fazlasıyla aşmış durumda.
Boyutlarına bakıldığında, Fluence’ın 4620 mm uzunluğunda olduğu görülüyor. Megane Sedan ise 4632 mm. Genişlikte de Megane Sedan öndeyken, Fluence daha yüksek bir otomobil. Aks aralığı da Megane’ın lehine. Buna karşılık garip bir şekilde Fluence daha iri görünüyor. Kabine geçildiğinde de boyutlar aksini iddia ediyor ama Fluence daha geniş ve ferah izlenimi veriyor. Kabindeki kalite ve donanımlara ise Fluence’ın yaklaşma ihtimali bile yok. Sanki Fluence’ın yanında kardeşi değil de premium bir rakibi varmış gibi hissediyorsunuz.
Motor ve şanzıman birebir olmasa da aynı sayılır ama Fluence daha hafif olduğu için ilk hızlanmada daha başarılı. Tabii ki aradaki farklar hissedilir olmaktan uzak. Yakıt tüketimine gelince ise Megane Sedan ağabeyinin önüne geçiyor. Yol tutuş, frenler ve direksiyon tepkileri de Fluence’a göre çok iyi.
Megane Sedan, gerçekten kaliteli bir üretim. Satış rakamlarıyla yine sınıfının zirvesine oyna- yacaktır. Bize göre tek dezavantajı ise ülkemiz yollarında gürültülü çalışan süspansiyonu oldu. Ayrıca kabinde de tıkırtılar mevcut…
Yazı: Mert Yılmaz
Fotoğraf: Egemen Atiyar
Sonuç:
Değişim kaçınılmazdı
Yaklaşık yedi yıllık bir aradan sonra Fluence tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı. Bana kalırsa bu ismi değiştirmek ve özüne dönmek doğru bir karar. Fluence birçok artıya sahip olsa
da filo otomobili olarak anılmaktan kurtulamadı. Diğer yandan hiçbir zaman Megane’ın sedan versiyonu algısı da yaratmadı. Yeni Megane Sedan ise kalitesiyle daha ilk bakışta farkını ortaya koyuyor.
Son yorumlar