Kullanmış olduğunuz dizele iyi bir alternatif mi arıyorsunuz? Aslında bu rulet masasında olmak gibi bir şey. Elektrikli mi olsun, plug-in hibrit mi, yoksa benzinli mi? Karar vermek gerçekten de güç. Sizler için seçim yapmayı kolaylaştıracak bir araştırma yaptık…
Dizele alternatif çözümler bir adım öne çıksın! Bu ifadeyle birlikte kamuoyunun zihninde hemen elektrikli otomobiller oluşuyor. Ancak elektrikli otomobillerin sahip olduğu özellikleri mercek altına aldığınızda aklınıza bir soru takılacaktır: Elektrikli otomobiller, günümüz dizel otomobil kullanıcılarının menzil gereksinimini karşılıyor mu? Sonuç olarak tercihini dizelden yana kullananlar dizeli uzun kilometreler yapabildikleri için tercih ediyor. Bunlar büyük oranda uzun yol maratoncuları. Peki, plug-in hibrit daha iyi bir çözüm olamaz mı? Hatta benzinli?
Şöyle bir toparlayalım. Bugüne kadar sürüş koşullarını şehir içinde geçiren sürücüler sadece istisnai durumlarda dizel tercih ediyordu. Dolayısıyla bunun gibi sürücülerin günümüzde de bir alternatif arayışı söz konusu değil. Uzun yol maratoncuları ise sadece istisnai durumlarda dizel tercih etmediler. Yani büyük oranda dizel tercih ettiler. Dolayısıyla şu an dizel araç kullanıcıları bir alternatif için kafa yormak zorunda.
İlginizi çekebilir
Eğer konu dizel araç kullananlara bir alternatif çözüm üretmek ise o zaman meseleye menzil açısından ve dahası kullanıcının yılda yapacağı kilometre açısından bakmak lazım. Sadece bu iki kriter bile dizele olası alternatifleri bir hayli sınırlıyor. Bunun dışında verimlilik de karar aşamasında önemli bir etken. Sonuç olarak düşük tüketim kullanıcı için hâlâ en önemli kriterlerden biri. Bu da olası seçeneklerin sayısını daha da azaltıyor.
Öncelikle olası elektrikli otomobil alternatiflerini bir mercek altına alalım. Elektrikli otomobiller bu aralar oldukça gündemde ve en etkin çözüm olarak görülüyor. Açık söylemek gerekirse ortalama kullanıcılar ve yüksek satın alma gücüne sahip olanlar için öyle de olabilir. Ancak satın alma gücü belirleyici unsurların başında geliyor. Yüksek harcama gücü olmayanlar için elektrikli otomobil söz konusu bile olmamalı!
Burada kast ettiğimiz sadece 69 bin Euro Almanya fiyatına sahip olan yüksek fiyatlı Tesla Model S değil, elektrikli otomobiller genel anlamda pahalı. Örneğin VW e-Golf yine Almanya fiyatıyla 36 bin Euro veya smart forfour EQ yaklaşık 23 bin Euro civarından başlıyor. Tamam smart fortwo EQ gibi daha uygun fiyatlı çözümler de var ancak bu sefer de iki kişilik ve sınırlı bagaj alanına sahip bir otomobilin günlük kullanıma uygunluğu tartışılır hale geliyor ki, günlük kullanıma uygun bir aile otomobili olduğu da iddia edilemez.
Evin ikinci otomobili olabilir
Tek bir şarj ile günlük kullanımda 350 kilometreye ulaşan menzili ile Tesla Model X, auto motor & sport test konukları içerisinde menzil rekortmeni olarak öne çıkıyor. Daha uzun menzil için opsiyonel olarak sunulan daha yüksek kapasiteli bataryaya geçmek zorundasınız. Dolayısıyla iyi bir dizel araç kullanıcısı için elektrikli otomobil olsa olsa günlük işe git-gel amacını yerine getiren, evin ikinci otomobili olabilir.
Elektrikli otomobilin evin tek otomobili olabilmesi için BMW i3 örneğinde olduğu gibi sistem içerisinde bir menzil uzatıcısının olması gerekiyor. BMW, bu özelliği i3’te isteğe bağlı olarak sunuyor. Böylece batarya bittiğinde içten yanmalı motor jeneratör olarak devreye girerek bataryayı şarj ediyor ve kullanıcıya tahmini 100 km ek menzil kazandırıyor. Ancak bu bile günümüzde 318d kullanan bir kullanıcı için yeterli olmayacaktır. O, tek bir depo ile en az 900 km gitmeye alışmış bir kullanıcı. Dolayısıyla elektrikli otomobil tipik bir dizel araç kullanıcısı için bir alternatif olamıyor.
O zaman plug-in hibrit çözümlere bakalım. Bugüne kadar ki auto motor & sport testlerinde bu araçlar 20 ile 50 km salt elektrikli menzil sundu. Bu menzil günümüz çalışanın bir kısmının olsa da hepsinin işe gidip-gelme mesafesini karşılamak için yeterli değil. Olsa olsa onu iş yerine götürür.
Eve dönüş için bataryanın iş yerinde şarj edilmesi gerekiyor. Ancak kullanıcı işe gittiğinde aracını özel bir otopark alanına değil de kamuya açık alanda bir yere park ediyorsa, bir şarj noktası bulmakta zorluk çekecektir.
Plug-in hibrit çözümlerin en önemli avantajı salt elektrikli sürüş anında son derece ekonomik ve çevreci olmaları. Ayrıca içten yanmalı motoru sayesinde batarya boşalsa bile yola devam edebiliyor. Böylece 1000 km’ye varan bir menzile ulaşmak olası. Sistem dezavantajı ise boş batarya ile kullanıldığında sıradan bir benzinli araçtan daha tutumlu olmaması ve bununla birlikte bir dizel kadar az yakmaması.
Hibrit de oldukça pahalı
Bir diğer önemli nokta da hibrit çözümlerin yüksek satın alma etiketleri. Genelde Audi, BMW veya Mercedes gibi premium üreticiler yüksek performans liginde birer hibrit çözüm sunuyor. Bu da satın alma maliyetini yukarılara çekiyor. Hatta çoğu örnekte fiyat etiketi dizelin de üstüne çıkıyor.
Dolayısıyla tüketici otomatik olarak dizele yöneliyor. Almanya’daki satış fiyatlarıyla bir tablo çıkarıldığında plug-in hibrit çözümler maliyet-fayda denklemi göz önüne alındığında hiçbir şekilde dizele alternatif olamıyor.
Bir diğer çözüm de bir alt sınıf otomobile bakarak hibrit ile benzinli arasında bir karşılaştırma yapmak. Sonuç olarak daha alt sınıf bir otomobil daha hafif ve aynı zamanda daha tutumlu olacaktır.
Konu tasarruf olduğunda heybetli SUV’lar yerine station veya sedan otomobiller tercih etmek de bir metodoloji olabilir.
Farklı model ve sınıflardan elektrikli otomobil, plug-in hibrit ve benzinli araçlara ait tablo karşılaştırmaları tüketim ve menzil durumlarını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Yine bu tablolarda yılda 10 bin ve 20 bin km olmak üzere iki farklı kullanıcı tipine yönelik aylık tahmini giderleri bulabilirsiniz.
Bütün bunlar kulağa oldukça karmaşık gibi geliyor olabilir. Zaten öyle de. Markaların pazarlama departmanlarının vaatlerinden oldukça uzak oldukları bir gerçek.
Yazı: Marcus Peters
İllüstrasyon: Matthias Seeburger
Son yorumlar