“Sektör olarak yıllardır iç pazarda 1 milyon adet satış hedefimiz var. Maliye Bakanı ise, “Şu anda ÖTV’yi artırmayı düşünmüyoruz. Ama büyük rakamları, milyonları aşarsa o zaman bakarız” diyor. Eğer siz satışlar arttıkça vergileri yükseltirseniz, Türkiye hiçbir zaman 1 milyon adede ulaşamaz. “Satışlar artsa da vergiye dokunmayacağım” derseniz, bu 2 noktada olumlu sonuç verir. Hem satışları artırır hem bu sayede üretim de artacağı için Türkiye’ye yatırım gelir. “ Benim de altına imza atacağım bu sözler Oyak Çimento ve Otomotiv Grubu Başkanı Celal Çağlar’a ait.
İnanın bu işi yaptığımdan beri Türkiye’de sektör olarak en çok konuşulan konuların başında sırasıyla, ‘1 milyon adetlik iç pazar hedefi’, ‘yerli otomobil’ ve ‘otomotiv vergileri’ geliyor. Kendi adıma birbiriyle bağlantılı olan bu 3 konuyla ilgili o kadar çok yazı yazmama rağmen elde var sıfır. Çünkü pazar ne zaman yükselse, moraller artsa, hükümetten anında vergi darbesi geliyor. Artan vergiler iç pazarı küçültüyor, bu da doğal olarak yeni yatırımları engelliyor. Son 4 yılda ithalatı frenleyip, cari açık baskısını azaltmak için hükümet ÖTV oranlarını tam 3 kez artırdı. Maliye Bakanı Şimşek, Celal Çağlar’ın da dediği gibi pazarın milyon adetlere ulaşması halinde yine vergi silahına sarılacağını açıkça ifade ediyor. Ama Türkiye’de pazar büyümezse ne yeni yatırım gelir, ne de yerli üretim için kimse elini taşın altına sokar.
***
İlginizi çekebilir
Eğer Türkiye’de 500’e yakın model satılıyor (otomobil) ve bu modellerden sadece 10 tanesi içerde üretiliyorsa, toplam satışlarda ithalatın oranı tabi ki yüzde 70’lerin üzerinde olur. Ama unutulmaması gereken nokta Türk otomotiv sanayinin ihracat gücü. Ürettiği sınırlı sayıdaki araca rağmen, ihracattaki başarısından dolayı yıllardır dış ticaret fazlası veriyor. Yani içerde ithal araç kullansak da, dışarıya Türkiye’de üretilen araçları satarak önemli başarı elde ediyoruz. Hükümetin sadece ithalat oranına bakarak vergi artışına gitmesi, daha doğrusu bir tek günah keçisi olarak otomotivi görmesi artık bitmek zorunda.
Peki Türkiye’de yeni model sayısını, üretimi, yatırımları nasıl artırırız. Çözüm aslında gözümüzün önünde. Başarılı örneği de var. Bugün hafif ticari araçlara yönelik vergi teşvikinin nasıl Türkiye’yi bu alanda üretim üssü yapmışsa, otomobilde bu niye olmasın. Bilmeyenler için bugün otomobilde en düşük ÖTV oranı yüzde 45 iken, hafif ticari araçlarda bu oran yüzde 15. Bu noktadan yola çıkarak ben tüm otomobillerin ÖTV oranlarını düşürelim demiyorum. Benim seçim arifesinde Başbakan Davutoğlu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e önerim, yerlilik oranlarına göre teşvik verilmesi. Yine 1.6 litre ve üstü motora sahip araçlarda benzer stratejiyi devam ettirin ama hiç olmazsa 1.6 litre ve altı motora sahip otomobillerde yerlilik oranlarını baz alacak bir uygulama geliştirin.
Bu kısa vadede sadece Türkiye’de üretilen araçlara yarayacak gibi gözükse de orta vadede tüm markalar bundan yararlanmak için harekete geçecektir. ‘Bu rekabet kanuna aykırı’ diye de düşünebilirsiniz ama Türkiye’nin yatırımları artırıp yeni modeller üretmesi için başka şansı yoktur. Bugün Rusya’nın, uluslararası otomobil şirketlerinin ülkedeki yatırımlarını artırmasını teşvik etmek için yurtdışından ithal edilen otomobiller üzerindeki vergileri kademeli olarak yükselttiğini de unutmayalım. Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) üye olduğumuz için ‘Biz bunu yapamayız’ diyenler de olacaktır ama bence bir yolu muhakkak bulunur.
***
Bundan yola çıkarak otomobilde yerlilik oranı yükseldikçe ÖTV’yi düşürün veya başka bir teşvik yaratın. Bu sistem hem Türkiye’de üretilen araçların satışında önemli artış sağlayacak hem de iç pazarın büyümesine bağlı olarak yeni yatırımların yeni modellerin kapısını açacaktır. Daha da önemlisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde istediği ama bir türlü gerçekleşmeyen yerli otomobil hayali de büyük bir avantajla doğacaktır. Düşünsenize, bu fırsattan yararlanmak için tam bir yarış olacaktır. Motorundan, şanzımanına, yedek parçasından teknolojisine kadar Türkiye’ye yatırım yağacaktır. Bu sayede hem 1 milyon adetlik satış hedefine kolayca ulaşılacak, hem de ithalatın payı ciddi şekilde düşecektir. Bugün Türkiye’de üretim yapmayan ancak satışlarda açık ara lider olan ithal markalarda yatırım yapmak zorunda kalacaktır. Mevcut fabrikalar yerlilik oranlarını artırmak için mücadele verirken, olmayanlar fırsat kollayacaktır. ÖTV üzerinden buna izin verilmiyorsa bile diğer girdi maliyetlerinden ÖTV oranlarına paralel teşvikler verilebilir
Son yorumlar