Dünyanın en saygın iki markası arasındaki rekabet hız kesmeden devam ediyor. Bugün BMW 3 Serisi ve Mercedes-Benz C-Serisi’nin ortak bir noktası var. Daha fazla lüks ve ekonomi sunan C-Serisi’nin karşısında bakalım sportif BMW 3 Serisi neler yapacak?
BMW ve Mercedes-Benz. İkisi de Alman mühendisliğinin harikası olan markalar… Onlar hakkında karar vermek hiçbir zaman kolay olmadı. Aralarındaki yıllar boyu süren rekabet, günümüzde de hemen her segmentte çetin bir şekilde geçmeye devam ediyor.
BMW 3 Serisi ve Mercedes-Benz C-Serisi, 24 yılı aşkın bir süredir hep karşı karşıya geldiler. Güçlü motorlar, dizeller, sportif modeller… Bugün ise Türkiye’de en çok ilgili gören dizel motorları bir araya getirdik.
İlginizi çekebilir
Mercedes-Benz, son yıllarda Renault ortaklığı ile birlikte A, B, CLA, GLA ve C-Serilerinde 1.5 – 1.6 lt’lik dizel motorlara yer veriyor. Bu, markanın özellikle kompakt segmentteki satışlarını Avrupa baz alındığında çok ciddi bir şekilde artırdı. BMW ise uzun bir süre ürün gamında küçük hacimde bir dizel motora yer vermeyerek özellikle D segmenti premiumlar arasında sadece küçük hacimli benzinli motorlarla mücadele etmeye çalıştı. BMW 316i, 318i ve 320i modelleri oldukça iyi satışlar yakaladı. Fakat Mercedes-Benz’in C 200 d modelini tanıtması ve Renault imzalı 1.6 lt’lik dizel üniteye yer vermesiyle aradaki fark bir hayli açıldı.
BMW, küçük hacimli dizel motor üretmediği için bu konuda dezavantajlı. Çünkü Mercedes-Benz gibi diğer markalarla motor konusunda ittifak yapmıyor. BMW sadece kendi ürettiği motorları kullanmayı tercih ediyor.
BMW şimdi 320d modeline alternatif olarak 318d modelini satışa sundu. Bizler de bu ki modeli yan yana getirdik. İki otomobilde aslında artık çok yeni değiller. Hele BMW 3 Serisi çok yakın bir zamanda yeni jenerasyona kavuşacak. Fakat geçtiğimiz aylarda ufak bir makyaj operasyonu geçirdi. Mercedes ise BMW’ye nazaran çok daha yeni bir otomobil. Mercedes-Benz ile BMW’yi her segmentte ayıran en temel unsur, iki otomobil arasındaki dinamizm ve otomobili daha hissedilebilir kılan sürüş özellikleri oluyordu. Fakat son dönemde bu kavram bir hayli değişti. Mercedes-Benz artık çok daha dinamik sürüş özelliklerine sahip otomobiller üretiyor ve C-Serisi’de bunlardan biri. Hatta bunu konfor özelliklerinden de ödün vermeden yapıyor. Söze C-Serisi’yle devam edelim…
Dış görünüm her zaman subjektiftir fakat C-Serisi’nin S-Serisi’nden aldığı yuvarlak ve elegans çizgiler, BMW’nin atletik ve keskin hatlarına göre daha yumuşak kalıyor. BMW’nin düşük tavan çizgisi onu daha sportif kılıyor.
Kabine geçtiğimiz anda Mercedes-Benz bizi BMW’ye oranla daha zengin bir şekilde karşılıyor. BMW’nin kabini ise tamamen sürücü odaklı. Eleştirmenler iDrive merkezi bilgi-eğlence sisteminin kullanımı en kolay olanlardan biri olduğunu söylüyor. Buna karşılık olarak Mercedes-Benz’in kullandığı Comand Online ise daha karmaşık ve alışmak biraz zaman alıyor. Kabindeki ferahlık ise C-Serisi’nde kendini daha fazla belli ediyor. Özellikle arka koltuklardaki diz ve baş mesafesi BMW’den daha iyi değerler sunuyor.
İsterseniz şimdi biraz da sürüş özelliklerinden bahsedelim. İki otomobili de yaklaşık dört gün boyunca kullanma fırsatı buldum. Söze C 200 d ile devam edersek, öncelikli olarak otomobil asfalt üzerinde son derece sessiz ve konforlu bir sürüş sunuyor. BMW’den hissedilir orandaki en büyük fark bu. Son derece rahat ve yüzeydeki bozuklukları kabine minimize edilmiş bir şekilde yansıtıyor.
BMW’nin ise buna karşılık olarak çok daha hisli ve sürücü odaklı tepkileri var. Aynı yolda aynı virajlarda ilk etapta kullandığım C 200 d doğrusal ve çok iyi direksiyon tepkileri sunarken, ardından kullandığım 318d’nin direksiyon tepkileri ise mükemmele yakın. İki otomobil de farklı sürüş modlarına olanak sağlıyor comfort veya sport modları sayesinde daha eğlenceli bir sürüş elde edebilirsiniz.
Buna ek olarak BMW’nin sürüşünü son derece olumlu ve performanslı bir şekilde etkileyen ZF şanzımana karşılık olarak C200d’nin 7G-Tronic şanzımanı kararsız davranışlarıyla yazık ki gaz pedalının üzerinde olumsuz sonuçlar ortaya koyuyor.
Gelelim kaputun altında. Yukarıda da bahsettiğim gibi BMW, 318d modelinde de 2.0 lt’lik bir dizel üniteye yer veriyor. Bu motor, 4000d/d’de 150 HP güç ve 1500-3000 d/d’de 320 Nm tork değerlerine sahip. Mercedes ise 1.6 lt’lik üniteyle 136 HP güç ve 1500-2600d/d’de 320 Nm tork üretiyor. Aslında benzer tork değerine rağmen BMW’nin 2.0 lt’lik hacmi ve lineer bir eğride güç ve tork bandı sunması keyifli bir sürüş ve tatminkâr bir performansı da beraberinde getiriyor. 318d, C 200 d’ye oranla 20 kg daha ağır olmasının etkisiyle kâğıt üzerinde daha yüksek bir yakıt tüketim değeri sunuyor. Pratikte ise durum aynı değil. 318d, daha yüksek silindir hacmi nedeniyle test süresince 100 km’de 6.2 lt yakıt tüketirken, C 200 d’nin yol bilgisayarı 5.6 lt/100 km’yi gösteriyordu.
Gün sonunda sürücüsüyle bağ kurmayı başaran BMW, zaferle ayrılan taraf oluyor. Üstün ve sportif sürüş özellikleri, kendini bir hayli geliştirmiş olmasına rağmen Mercedes-Benz’den daha iyi. Fakat sessiz yapısı, şık ve stil sahibi kabini kesinlikle BMW’nin önünde.
Yazı : Ahmet Armağan
Fotoğraf : Alp Emre Göksel
Son yorumlar