Ferrari, İtalya’nın en güzel kentlerinden biri olan Portofino’nun adını verdiği yeni modelinin dünya tanıtımını Frankfurt Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Ferrari’nin yeni giriş seviyesi GT modeli olan Portofino; sportiflik, şıklık ve konfor gibi kavramları bir arada toplayan muhteşem yapısıyla dikkat çekiyor. 600 HP gücündeki motoruyla 0’dan 100 km/s hıza 3,5 saniyede ulaşabilen Ferrari Portofino, en hızlı cabrio olma özelliğinin yanı sıra, katlanabilir ‘hardtop’ tavanı, geniş bagaj hacmi ve cömert yaşam alanı ile kısa süreli yolculuklar için sunduğu, iki adet arka koltuk kullanımıyla, çok yönlü bir yapı sunmayı başarıyor.
Kuruluşunun 70. yılını kutlayan Ferrari, Portofino adını verdiği yeni ‘hardtop’ tavanlı V8 GT modelinin dünya tanıtımını Frankfurt Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirecek. Yerini aldığı California T modeline oranla tamamen yeni şasisinin etkisiyle çok daha hafif olma özelliğine sahip Ferrari Portofino, ileri teknoloji ürünü malzeme ve üretim tekniklerinin kullanımı sayesinde gerek şasi, gerekse karoserinin torsiyon rijitliği arttırılmış olmasıyla da dikkat çekiyor.
Ferrari Design Center (Ferrari Tasarım Merkezi) imzasını taşıyan Ferrari Portofino, akıcı arka tasarımını beraberinde getiren ‘two-box’ yapısıyla şekillendirilmiş, agresif tasarımlı bir spor otomobil olarak ön plana çıkıyor. Açılabilir ‘hardtop’ tavana sahip bir coupe-cabrio için benzersiz olan bu mimari, zarafet veya dinamizmden ödün vermeden son derece sportif bir karakter ortaya çıkarırken aynı zamanda son derece zarif bir arka tasarımı beraberinde getiriyor.
İlginizi çekebilir
Ön bölümü boydan boya kaplayan geniş hava girişinin üst kısmında yeni, yatay formlu LED far grubu kendine yer buluyor. Farların dış kenarındaki yenilikçi hava girişi rüzgâr sürtünme katsayısını düşürmek üzere önden gelen yol rüzgârını aracın yan cephesine doğru iletiyor.
Ön bölüm gibi arka kısım da otomobilin sportifliğini ve dinamikliğini ön plana çıkartan detaylarla donatılmış durumda. İyice köşelerde konumlandırılan stop lambaları Ferrari Portofino’nun daha geniş ve güçlü durmasını sağlıyor. Kenarlara konumlandırılan stop lambalarıyla birlikte arka kısımdaki zarif hatlar da son derece hafif bir yapıya sahip olan açılabilir ‘hardtop’ tavanın yuvasını kamufle ediyor. Açılabilir ‘hardtop’ tavan düşük hızlarda hareket halindeyken de açılıp kapanabiliyor.
Tasarımcıların araç içi konfor konusuna da maksimum özen göstermesi ayrıca dikkat çekiyor. Konforu tesis etmek üzere; 10,2 inç’lik dokunmatik ekranlı bilgi ve eğlence sistemi, üstü kapalı olduğu gibi üstü açık kullanımlarda da optimum havalandırma imkânı sunan yeni bir havalandırma sistemi, , 18 farklı ayar imkânı sunan yeni koltuklarla arka koltuk diz mesafesini arttırmaya yardımcı olan yeni koltuk sırtlıkları ve isteğe bağlı olarak sunulan yolcu bilgi ekranı gibi yeni özellikler de dahil, son derece zengin bir ekipman seviyesi devreye giriyor. Üstü açık sürüşlerde yol rüzgârının kabin içine ulaşmasını yüzde 30 oranında azaltan ve aerodinamik optimizasyon sayesinde kabin içi gürültü seviyesini de düşüren rüzgâr perdesi de araç içi konforu tesis etme noktasında önemli bir sorumluluk yerine getiriyor.
Ferrari ürün gamında kullanılan ve 2016 ile 2017 yıllarında ‘Yılın Motoru’ seçilen Ferrari’nin V8 Turbo motoru yeni komponentler ve optimize edilen motor yazılımı sayesinde California T’nin motorundan 40 HP daha fazla güç üretiyor. Sadece motoru ve motorun gücünü geliştirmekle kalmayan mühendisler Ferrari V8’inin karakteristik sesini de iyileştirdi. Böylece üstü açık sürüşlerde de V8 motorun sesinin keyfini daha fazla sürmek mümkün olabiliyor.
Yeni pistonlar, piston kolları ve yeniden tasarlanan emme manifoldu sayesinde performansla birlikte V8 motorun verimliliği de iyileştirilirken, egzoz sistemi geometrisi de tamamen yeniden şekillendirildi. Yeni tek parça manifold kayıpları minimize ederken, turbo boşluğu olmayan gaz tepkimelerine ani ve hızlı cevap veren bir yapıyı beraberinde getiriyor. Bütün bu değişiklikler, tork üretimini bir sonraki vitese uyumlu olacak şekilde ayarlayan Variable Boost Management (Değişken Tork Yönetimi) ile birlikte Ferrari Portofino’nun tüm viteslerde gaz tepkimelerine daha çabuk cevap vermesini ve hızlanmasını; bunu yerini aldığı modele göre daha az yakıtla gerçekleştirmesini sağlıyor.
Yeni Ferrari Portofino geliştirilirken yeniden şekillendirilen sürüş dinamikleri baştan aşağı yeni teknolojik çözümlerden yararlanıyor. İlk kez bu Ferrari model tipinde üçüncü nesil elektronik arka aks diferansiyeli (E-Diff3) ile F1-Trac birbirine entegre edilerek bir arada kullanıldı. Bu sayede limitlerde otomobilin kontrolü, mekanik tutuş kadar iyileşiyor. Ferrari Portofino aynı zamanda EPS (Elektrik Destekli Direksiyon) ile donatılan serinin ilk GT modeli olma özelliğine sahip. Bu uygulama sayesinde direksiyon oranı yüzde 7 kadar düşürülürken, E-Diff3’ün entegrasyonunun da katkısıyla stabiliteden ödün vermeden, geri bildirimi yüksek ve hassas bir direksiyon sistemi elde edilebildi. Manyetik amortisör sistemi (SCM-E) çift yay teknolojisiyle desteklenirken bu sayede yuvarlanma direnci düşürülüyor ve yol yüzeyindeki bozukluklar çok daha etkin bir şekilde filtre edilerek sönümlenebiliyor. Böylece üstün yol tutuş özelliklerine sahip son derece dinamik bir otomobil aynı zamanda üstün bir yol konforu da sunuyor.
Son yorumlar