Balocco ele geçirilen uzaylı ırkların ve teknolojilerinin saklandığı bir yer değil ama güvenlik önlemleri üst düzeyde. Çünkü içeride Ferrari, Maserati, Alfa Romeo ve Fiat’ın yeni modelleri kamuflajlı olarak cirit atıyor. Burada vakit geçirip heyecanlanmamak imkânsız…
Balocco büyük bir arazide kurulmuş, bir çok farklı dinamiği içeren pistlerden oluşan bir tesis. Tesisin kapısından girerken güvenlik görevlileri akıllı telefonlarımızın kameralarına bir bant yapıştırıyor. Sosyal medya bağımlıları olarak tam itiraz edecekken önümüzden muhtemelen yeni Scuderia ya da Speciale olacak kamuflajlı bir Ferrari 488 geçince durumun ciddiyetini anlıyoruz. Buraya daha önce dört-beş kez gelmiştim ama ilk kez güvenlik önlemleri bu kadar hassas. Bu önlemlerin sebebini rehberimiz içeri girince açıklıyor. Daha önce İtalyan organizasyonlarına katıldığımız için etrafta kamuflajlı otomobiller gezmiyordu. Ancak bu kez sadece Türk gazetecilere yönelik bir organizasyondayız ve pistin günlük işleyişinin de devam etmesi gerekiyor. Dolayısıyla etrafımızda Fiat Grubu markalarına ait bir sürü yeni geliştirilen kamuflajlı otomobil olacağı için güvenlik görevlileri kameralarımızı kapatmamızı istedi.
İlginizi çekebilir
Peki, bu piste niye geldik? Sorunun cevabı çok heyecan verici. Balocco Pisti’nde 4C ve Giulia Quadrifoglio kullanacağız. Aslında ikisinin de lansmanının üzerinden epey bir zaman geçti ama Türkiye’deki Alfa yöneticileri bize güzel bir jest yapmış oldu. İki otomobili de daha önce kullanmadığım için bu test benim için oldukça verimli geçti. Açıkçası 4C modelini daha çok merak ediyordum. Tamamen karbon yapısıyla sadece 940 kg ağırlığa sahip olan Alfa Romeo 4C, caddelerdeki yarış otomobili tanımına tam anlamıyla uyuyor. 1.8 lt makinesi 240 HP güç üretiyor. Bu güç ilk bakışta bu tarz bir spor otomobil için az gibi görünebilir ama otomobil o kadar hafif ki, 0’dan 100 km/s hıza 4.5 saniyede ulaşıyor. Alfa Romeo 4C’nin direksiyonun oturduğunuzda otomobilin tam bir pist makinesi olduğunu hissediyorsunuz. Sert süspansiyon ve direksiyon, günlük kullanımda sürücüyü yorabilir ama pist günleri için ideal. Çift kavramalı şanzımanı direksiyon arkasında yer alan büyük kulakçıklarla kontrol edebiliyorsunuz. Vites geçişleri yarış otomobillerini andırır çabuklukta. Alfa D.N.A sistemi 4C’de de bulunuyor ama otomobilin ruhuna uygun biçimde dynamic, natural ve all weather seçeneklerine ek olarak race modu da sunuluyor. Otomobili race moduna aldığınızda çekiş kontrol sistemi ve ABS devre dışı kalarak bütün beceriyi sürücüsüne bırakıyor. 4C arkadan itişli olmasına rağmen bütün sistemler devre dışı kaldığında bile üzerindeki Maserati mühendisliğinin de etkisiyle çok dinamik bir sürüş sunuyor. Güç az olduğu için otomobilin arkası az kayıyor ama kaydığında da sert kayıyor. Gazla ayarlamak kolay değil. Ya da en azından alışmak gerekiyor. Biz pistte beş tur attık ve özellikle belirtmem lazım, 4C hemen ilk turda iyi derece çıkarabileceğiniz bir otomobil değil. Karakterine alışmanız gerekiyor.
Günün ikinci konuğu Alfa Romeo’nun orta sınıftaki yeni oyuncusu Giulia. Hem de Giulia’nın en güçlü versiyonu olan 510 beygirlik Quadrifoglio’yla beraberiz. Test aracımız bütün üst donanımlara sahip. O yüzden de özellikle koltukları ve direksiyonu nefis. Direksiyon simidinin üstünde hem karbon hem de alkantara malzeme kullanılmış. Tam bir yarış otomobili direksiyonu gibi duruyor. Giulia’da sekiz ileri otomatik bir şanzıman yer alıyor. Yerini aldığı önden çekişli 159’un aksine Alfa bu otomobilde eski genlerine geri dönerek arkadan itişi tercih etmiş. Quadrifoglio 0-100 km/s hızlanmasını 3.9 saniyede tamamlıyor. Gerçekten hızlı bir otomobil.
Race modu bu modelde de mevcut. Race moduna alındığında otomobilin sesi değişiyor ve şanzıman daha hızlı vites değiştiriyor. Pist şartlarında 4C ile kıyaslandığında daha yumuşak bir tarzı olduğu için yüksek gücün de etkisiyle uzun uzun kaymanıza izin veriyor. Direksiyon tepkisi gayet iyi. Giulia Quadrifoglio, Nürburgring’de başlıca rakipleri, BMW M3 ve Mercedes C63 AMG’ye oranla daha hızlı bir zaman gerçekleştirerek ne kadar iddialı olduğunu da ortaya koydu.
Yazı: Yaman Yılmaz
Milano, İtalya
Son yorumlar