Mazda’nın 2012 yılında piyasaya çıkardığı ve KODO tasarım felsefesi ile Skyactiv teknolojisini ilk defa birlikte kullandığı model olan CX-5’in son neslini kullanmak için İtalya’ya gittik…
Japon marka için CX-5’in yeri çok önemli. İlk tanıtıldığı yıldan bugüne kadar Mazda’nın global satışlarının yüzde 25’ini oluşturan CX-5, 120 ülkede toplam 1.5 milyon adet satıldı. İtalya’nın Bologna şehrine vardığımızda Mazda6 Station’lara binerek Floransa’nın yolunu tuttuk. Floransa’da bizleri ilk nesil CX-5’ler karşıladı. Tasarım her ne kadar göreceli de olsa KODO tasarımıyla şekillenen ilk nesil CX-5’ler bile hâlâ modern ve şık duruyor. Floransa’da direksiyonuna geçtiğim ilk CX-5 ile Siena’ya kadar yaklaşık bir saatlik bir yolculuk yaptım. 2012 yılından beri yollarda olan bir araç için tabii ki bazı eksikler göze çarpıyordu, zaten Mazda yetkilerinin de amacı ilk neslin eksiklerini de bize göstererek bunu son nesilde nasıl giderdiklerini anlatmaktı. Siena’ya geldiğimizde yeni nesil CX-5’ler ile ilk kez karşılaştık. Mazda’nın RX-Vision konseptiyle tanıttığı son KODO tasarım anlayışının CX-5’e çok yakıştığını belirtmeliyim. Özellikle ön tasarım neredeyse bir sanat eseri… İncelen ön ve arka far grubu CX-5’in dinamik görünümünü artırıyor. Kabinde de önemli yenilikler mevcut. Artık multimedya ekranı konsolun ortasında değil, üstünde konumlandırılmış. Malzeme kalitesi ve işçilik ilk nesilde de oldukça iyiyken, son nesilde premium markalara taş çıkartacak seviyeye getirilmiş. Kabinde tek eleştireceğim kısım 7.0 inçlik ekranın biraz küçük kalması… Arka tarafta da koltuk dayama kısmında hem koltuk ısıtma düğmeleri hem de iki adet USB çıkışı bulunuyor. Unutmadan CX-5’te ön koltuklarda yer alan ısıtmanın yanında artık direksiyon ısıtma da sunuluyor. Head-up display ekranı da renklendirilmiş. Yeni nesil CX-5’te adaptif hız sabitleme sistemi de sunulmaya başlanıyor. Öndeki aracı radarla izleyen CX-5, araç durduğu vakit sizi de güvenli mesafe de durdurup, öndeki aracın hareket etmesi halinde ise tekrar sizi hızlandırıyor. Özellikle şehir içi trafiğinde oldukça işe yaracak bu özellik, CX-5’in teknolojiye de verdiği önemi vurguluyor. Elektrikli bagaj kapağı da artık bu sınıfta bir otomobilde beklenen bir donanımda, Mazda mühendisleri de bu donanımı yeni nesil CX-5’te es geçmemişler.
İlginizi çekebilir
Aracın içini ve dışını detaylı şekilde inceledikten sonra sunum için konferans salonuna geçtik. Yeni nesil Mazda CX-5’in şasisi yeni değil fakat birçok parçası kuvvetlendirilmiş, şasinin üstü ise tamamen yenilenmiş. Motorlarda ve şanzımanda bir değişiklik yok, 2.2 litrelik dizel ve 2.0 litrelik atmosferik benzinli motor yeni CX-5’te de kullanılıyor. Ama teknik verileri açıklanmasa da 2.5 litrelik bir atmosferik motor da yakın gelecekte tanıtılacak. Bu motorun en büyük özelliklerinden biri de aktif silindir açma-kapama teknolojisinin kullanılacak olması. Volkswagen’den motorlarından tanıdığımız bu sistem, yakıt tüketiminin aşağı çekmede oldukça işe yarıyor. Yeni Mazda CX-5, hem önden çekişli hem de dört tekerlekten çekişli olarak satılacak. Ülkemize ise 2.0 litrelik atmosferik benzinli ve alıt ileri otomatik şanzımanlı seçenek gelecek. Bu motoru önden çekiş ve dört tekerlekten çekişli olarak tercih edebileceksiniz.
Lansmanın ikinci gününde yeni nesil CX-5’lerin direksiyonu başına geçtim. Tercihim Türkiye’de satılacak olan 2.0 litrelik atmosferik benzinli ve altı ileri otomatik şanzımanlı versiyon oldu. Yola ilk çıktığınız anda süspansiyonun hem konforu hem de yol tutuşu çok iyi ayarladığını fark ediyorsunuz. Sınıfının en konforlu modellerinden biri olmayı başaran CX-5, yol tutuş konusunda da rakiplerinden çoğunu geride bırakıyor. Direksiyon sistemi başarılı fakat biraz daha hisli olabilirdi. Bir önceki nesle göre yalıtımda da iyileştirmeler yapılmış. Hız limitleri nedeniyle en fazla 100 km/s’ye kadar çıkabildiğim CX-5, oldukça sessiz bir otomobil. Ne yol sesi ne de motor sesi kabine hemen hemen hiç sızmıyor. Daha yüksek hızlar için ülkemize gelmesini bekleyeceğim. Tork konvertörlü altı ileri şanzıman çift kavramalılara yakın bir konfor ve serilik sunuyor. Motorla uyumu da başarılı.Kullanma fırsatı bulduğum CX-5, dört tekerlekten çekiş sistemine sahipti. Enteresan şekilde Mazda, dört tekerlekten çekişli versiyonunun motor gücünü önden çekişe göre 5 HP daha düşük tutmuş. Önden çekişli 2.0 litrelik CX-5 165 HP güç üretirken, dört tekerlekten çekişlisi ise 160 HP güce sahip. Atmosferik olmasının verdiği dezavantaj alt devirlerde hissediliyor fakat CX-5’in performansına kötü demek haksızlık olur. Motor devirlendikçe kendini buluyor ve sesi de kulağa hoş geliyor. Mazda modellerinin yakıt tüketimi geleneksel motorlar ve şanzımanlar kullanmasına rağmen hep düşüktür. CX-5’te de bu durum devam ediyor. 2.0 litrelik benzinli motora, dört tekerlekten çekişe ve otomatik şanzımana rağmen fabrika verisi ortalama 6.6 lt/100 km’lik bir değer sunuluyor. Aracı kullandığım süre boyunca 8.0 lt/100 km’lerde gezindiğimi belirtmeliyim.
Yazı : Özerk Ihlamur
Siena/İtalya
Sonuç
Ah şu vergi sistemimiz
Yeni nesil Mazda CX-5, kendi sınıfının en başarılı modellerinden biri olmayı başarmış. Avrupa ve dünyada elde ettiği başarılı satış rakamlarını daha da artıracaktır. Fakat en düşük motor seçeneğinin 2.0 litre olması temmuz ayında satılmaya başlanacak olan ülkemizde yine fiyatını oldukça yüksek tutacaktır.
Son yorumlar