Kendinizi sağlam bir tip olarak görüyor ve karakterinizi yansıtan bir taşıt mı arıyorsunuz? O halde bir Ford Ranger veya bir VW Amarok’a göz atmanızı tavsiye ederiz…
SUV’lar bugünkü popülaritesini yakalamadan önce farklı olmak isteyenlerin tercih ettiği bir araç türüydü. Bugünse artık neredeyse her markanın en az birkaç SUV’u var. Kısacası SUV’lar artık farklı olmak isteyenlerin değil, ana akıma kapılmak isteyenlerin otomobilleri konumunda. Station ve MPV’ler bile en popüler oldukları dönemlerde SUV’lar kadar gözde olmayı başaramamıştı. Günümüzde farklı olmak isteyenlere hitap eden bir otomobil türü daha var: Pick-up’lar. Ancak bu türün gözde olmak gibi özel bir çabası veya isteği yok. Amerika’da Ford Ranger, kaba ama içten bir dost olarak 1982’den bu yana yollarda. Bu açıdan bakıldığında Volkswagen Amarok için aşılması gereken köklü bir rakip haline geliyor.
İlginizi çekebilir
Pick-up’lar ya da daha Türkçe adlarıyla kamyonetler özellikle de karşılaştırmadaki ikili gibi dört tekerlekten çekişli hallerinde su geçişleri veya kaya tırmanışları için uygun araçlar. Ancak onları da tıpkı SUV’lar gibi artık daha çok şehirlerde görüyoruz.
Ford Ranger, anavatanı Amerika’da aile otomobili olarak kabul ediliyor. Bunda şaşılacak bir durum yok. Çift kabinli kamyonetin arka koltuğunda üç çocuk rahatlıkla seyahat edebiliyor. Aynı yorumu daha geniş ve büyük olan Volkswagen Amarok için de yapmak mümkün. Amarok daha geniş bir kabine sahip. Ön koltukları daha rahat ve arkada da diz mesafesi daha cömert.
Aile otomobili demişken bir bagaja ihtiyacımız var. Ve iki model de bu anlamda çözümü kapatılabilir yük bölümleriyle sunuyor. Kapak açıldığında sunulan genişlik dikine bir buzdolabı veya büyük bir yatağın taşınması için yeterli.
Doğanın kollarına teslim olmak için ormanın derinliklerine inmek isteyenlerin 4×4 ikilimizde saplı kalmaktan korkmalarına gerek yok. Ranger’da zor durumlarda daha rahat ilerlemek için ön aksı da tahrik etmek gerekiyor. Normal koşullarda otomobil arkadan itişli olarak kullanılıyor. Gerekli hallerde vites kolunun yanındaki dairesel kumandayla kamyoneti dört tekerlekten çekişli hale getirmek mümkün. Ayrıca arazi takviyesi sayesinde daha kısa dişli oranlarıyla, elinizdeki gücü saplı kalınan bir bataklıktan veya bir kayayı tırmanmak için daha verimli kullanabiliyorsunuz. Sürekli dört tekerlekten çekişli Amarok’ta arazi takviyesi yok ve sürücüye sadece diferansiyeli kilitleme imkânı veriliyor. Amarok bu yüzden çekiş (güç aktarımı) disiplininde puan kaybetti. Eğim iniş yardımcısı her ikisinde de sunulurken fren pedalları yine her ikisinde de yumuşak tutulmuş.
Kabalara uygun
Modern arazi araçları bu tür durumlarda daha fazla teknolojiden faydalanarak sundukları özel arazi modlarıyla sürücülerini şımartıyorlar. Ancak kamyonetler gibi 20 cm’yi aşan zeminden yükseklik, sağlam bir merdiven tipi şasi ve direksiyondakinin temel 4×4 bilgisine sahip olması, kaba engellerin aşılması için çoğu zaman yeterli oluyor. Asfaltın bitimi bu araçlara sahip olanlar için korkulması gereken bir durum değil. Aslında ikisi de ömürlerinin büyük bir kısmını nispeten düzgün yollarda geçirecek ama olsun, bunu bilmek yine de güzel. İş afalta gelince ikili arasında da farklar ortaya çıkıyor. Ranger’da geleneksel bir ticari araç hissi mevcut: Beş silindirli turbo dizel 470 Nm’lik maksimum torkunu arka aksa gönderdiğinde, arka aks limitlerine zemin kuru olsa bile ulaşıyor. Üzerine fazla yük binen tekerlek viraj çıkışında hızlanırken boşa dönmeye başlıyor. Sürekli dört tekerlekten çekişli Amarok, bu tarz zaaflara yabancı ve daha çok büyük bir SUV’u hatırlatan bir sürüş hissi veriyor. Virajlarda Ranger’a göre daha az sallanan Amarok’un direksiyonu da daha fazla geri bildirim veriyor. Volkswagen’in pick-up’ı türü için çevik bir araç. 193 km/s olarak açıklanan maksimum hız fazlasıyla gerçekçi ve otomobilin yüksek hız stabilitesi bu tür denemeler için yeterince iyi. Pick-up hayranları seslerini yükseltip bu tarz araçlarda meselenin hızlı gitmek olmadığını söyleyebilir. Bu açıdan bakıldığında Volkswagen’in avantajı göz ardı edilebilir. Soru: Peki, teknik olarak bu mümkünken bunu neden göz ardı edelim? Üstelik konfor konusunda da zaaflar göstermezken. Amarok, vuruntulu Ranger’a göre daha akıcı bir biçimde yaylanıyor. Ranger, bozuk zemine adım attığında bunu sadece sert bir biçimde zıplayarak değil yürüyen aksamından yükselen gürültüyle de belli ediyor. Bunun dışındaki gürültü seviyesi de Volkswagen’in üzerinde. Amarok’un 3.0 lt’lik V6 dizeli 2.0 lt’lik dizelin yerini aldı. Farklı VW Grubu araçlarında da görev yapan altı silindirli ünite, varlığını Ford’un sıralı beş silindirli dizeline göre daha iyi gizliyor. Ranger’da görev yapan motor, türünün kendine has sesiyle sempati notlarını beraberinde alsa da uzun yolculuklarda daha yüksek devir çevirmek zorunda kalmasının da etkisiyle Amarok’a göre daha yorucu olabiliyor. Amarok’un daha uzun dişli oranlı sekiz ileri otomatik şanzımanı motorun çevirdiği devir sayısını ve dolayısıyla gürültüyü de azaltıyor.
Volkswagen’in tork konvertörlü otomatiği tıpkı Ford’un altı ileri otomatiği gibi yumuşak vites değişimi gerçekleştirebiliyor. Bununla birlikte gerektiğinde hızlı da olabiliyor. 80 Nm’lik maksimum tork avantajı ve şanzımanın daha gelişmiş özellikler göstermesi, hızlanmanın Amarok lehine gerçekleşmesini sağlıyor. Subjektif olarak bakıldığında da Amarok daha canlı olan otomobil. Sıra yüklerin taşınmasına veya çekilmesine geldiğinde işler değişiyor. Amarok çok daha fazlasını başarabilecek kadar güçlü olmasına rağmen hem römork hem de taşıma kapasitesinde Ranger’ın gerisinde kalıyor. Amarok’la daha fazlasını isteyenlerin özel yük donanımını tercih etmeleri gerekiyor ki, bu sefer de konfor konusunda tavizler beraberinde geliyor.
Her iki pick-up da 100 km’de 10.4 lt yakıtla yetiniyor. Almanya fiyatlarına bakıldığında güçlü Amarok için yaklaşık 50 bin Euro ödenmesi gerektiği görülürken, 200 HP’lik Ranger’da tarife 42 bin Euro sınırında.
Düşük teknoloji düşük fiyat?
Bunlar insanın yutkunmasına neden olacak kadar yüksek fiyatlar. İlk bakışta insan basit teknolojili görünen bu araçlarda böylesi fiyatlar beklemiyor. Ancak sunulan donanımlar ticari araçlarla ilişkilendirilemeyecek kadar yüksek. Otomatik klima, navigasyon sistemi, elektrikli deri koltuklar, 20 inçlik jantlar, çift xenon farlar ve modern multimedya sistemleri dikkat çekerken, Ford daha kapsamlı asistan sistemleriyle donanım konusunda öne geçiyor.
Yazı : Marcus Peters
Fotoğraf : Hans-Dieter Seufert
Son yorumlar