Renault yeni Megane ile dördüncü kez kompakt sınıfta dengeleri değiştirmek istiyor. Fransa’nın yeni kompakt modelini en çok satanlardan ikisiyle, Opel Astra ve VW Golf ile bir randevuya çıkartıyoruz. Renault Megane, henüz yollara çıkan dördüncü neslinde, selefinden farklı olarak, kesinlikle gri bir tip değil. Ön kısımda marka logosunun baskın olduğu bir ızgara var. Kıvrımlı LED gündüz farlarına sahip olan aydınlatma grubu bu ızgarayı çevrelerken, arka kısımda da bagaj kapağının neredeyse tamamını kaplayan stoplarla farklı bir manzara sunuluyor. 4.36 metre uzunluğundaki Fransız, güçlü ve sportif bir duruşa sahip. Peki, bu nasıl oluyor? 65 milimetre uzayan otomobilin yüksekliği 25 mm azalmış. Bununla birlikte iz açıklığındaki yaklaşık 5.0 santimetrelik fazlalığa 28 mm artan bir aks aralığı eşlik ediyor. Boyutlardaki değişimin sürüş özelliklerine olan etkisini de göreceğiz.
Yeni Megane’ın yolcularına sunduğu yaşam alanı geniş Astra’yı hatırlatıyor. Sportif bir şekil verilmiş olan kaliteli koltuklarda insan kendini iyi hissederken, arkadaki yaşam alanı da tıpkı öndeki gibi cömert. Bir önceki nesilde sunulan zayıf yan destekli kaygan koltuklardan geriye bir iz kalmamış. Otomobilin iç mekânında genel manzara olumlu ancak fark yaratan bir kalite hissi de yok. Yumuşak dokulu plastik malzemeler ve temiz yerleştirilmiş kaplamalara bolca sert plastik de eşlik ediyor. Megane bu konuda referans olarak kabul edilen Golf’ün bir basamak altında, Astra ile benzer bir seviyede yer alıyor. Kokpit felsefelerine bakıldığında aradaki farklar daha belirgin bir hal alıyor. Opel ve Volkswagen klasik yuvarlak göstergelere ve nispeten küçük ekranlara yer verirken, Megane sürücüsü analog ve dijtal göstergelerden oluşan modern bir kompozisyona ve donanımına göre 8.7 inçe kadar çıkan bir dikey dokunmatik ekrana bakıyor. Bu dikey ekran navigasyon, multimedya, masaj ve daha pek çok fonksiyona alt menülerle erişim sağlıyor. Bazıları sistemin işleyişinde kaybolabilirken, tablet dostları farklı bir eğlence yaşayabilirler. Megane’ın bagaj yapısıysa multimedya sistemi kadar eğlenceli görünmüyor. Neden mi? Arka tampon alışılmadık derecede bagajın içine giriyor ve arka koltuklar katlandığında gözden kaçması imkânsız olan bir basamak oluşuyor.
İlginizi çekebilir
Yazık ünkü otomobilin 384 ile 1247 litre arasında değişen bagaj hacmi kesinlikle başarılı. Çift bagaj zeminiyle donatılan Astra, zemin ikinci kattayken 310 litre gibi bir hayli kısıtlı bir hacim sunarken, zemin en alt kattayken 370 litrelik, ancak basamaklı, bir bagaj elde ediliyor. Rakiplere bakıldığında Golf’ün neden referans olduğu daha iyi anlaşılıyor. 380 ile 1270 litre arasında değişen bagaj hacminin yanında elde edilen düz yükleme zemini ve pandizotun zeminin altındaki yuvasına gizlenebilmesi de otomobilin pratik detayları arasında yer alıyor. Kokpit felsefelerine bakıldığında aradaki farklar daha belirgin bir hal alıyor. Opel ve Volkswagen klasik yuvarlak göstergelere ve nispeten küçük ekranlara yer verirken, Megane sürücüsü analog ve dijtal göstergelerden oluşan modern bir kompozisyona ve donanımına göre 8.7 inçe kadar çıkan bir dikey dokunmatik ekrana bakıyor. Bu dikey ekran navigasyon, multimedya, masaj ve daha pek çok fonksiyona alt menülerle erişim sağlıyor. Bazıları sistemin işleyişinde kaybolabilirken, tablet dostları farklı bir eğlence yaşayabilirler. Megane’ın bagaj yapısıysa multimedya sistemi kadar eğlenceli görünmüyor.
Neden mi? Arka tampon alışılmadık derecede bagajın içine giriyor ve arka koltuklar katlandığında gözden kaçması imkânsız olan bir basamak oluşuyor. Yazık ünlü otomobilin 384 ile 1247 litre arasında değişen bagaj hacmi kesinlikle başarılı. Çift bagaj zeminiyle donatılan Astra, zemin ikinci kattayken 310 litre gibi bir hayli kısıtlı bir hacim sunarken, zemin en alt kattayken 370 litrelik, ancak basamaklı, bir bagaj elde ediliyor. Rakiplere bakıldığında Golf’ün neden referans olduğu daha iyi anlaşılıyor. 380 ile 1270 litre arasında değişen bagaj hacminin yanında elde edilen düz yükleme zemini ve pandizotun zeminin altındaki yuvasına gizlenebilmesi de otomobilin pratik detayları arasında yer alıyor. Yeni Megane, Renault-Nissan ittifakının CMF platformunda üretiliyor. Bu platformun diğer ürünleri Renault Espace ve Talisman gibi farklı sınıflarda yer alan otomobillerken, motorlar, donanım seviyeleri ve yürüyen aksamlar da bu iki modelden tanıdık. Üç dizel (90 ile 130 HP arasında), üç turbo benzinli (101 ile 205 HP arasında) ve altı donanım seviyesi seçeneği mevcut. Ek olarak iki çift kavramalı otomatik şanzıman opsiyonu da var.
İlerleyen süreçte 1.6 lt’lik dizel motorun çift turbo versiyonu da 160 HP’lik gücüyle Megane ailesine dahil olacak. Ailenin en sportif versiyonu R.S. yollara çıkana kadar Megane GT olacak: Spor yürüyen aksam, 205 HP, yedi ileri çift kavramalı otomatik şanzıman, spor koltuklar, yüksek sesli bir spor egzoz ve dört tekerlekte de yönlendirme özelliği kullağa çok çekici geliyor. Ancak Megan GT biraz daha beklemeli. İlk randevudaki seçimimiz 130 HP gücündeki 1.6 lt’lik dizel. Samimi olalım: dCi 130 kodlu bu versiyon 320 Nm maksimum torkunu kağıt üzerinde 1750 d/d’de his anlamındaysa rölantinin hemen üzerinde sürücünün emrine sunuyor ve şaşırtıcı derecede sessiz ve bir hayli dengeli çalışan motor 3500 d/d’ye kadar güçlü bir çekiş sunuyor. Bu noktadan sonra yolları çok belirgin olan ve kolay geçen altı ileri manuel şanzımana yönelmek gerekiyor. Peki yürüyen aksam? Yeterli. Yeni Megane’ın süspansiyon ayarlarında sertlik ön planda tutulmuş ve bu duruma eşlik eden direkt direksiyon sistemi ve dengeli yapısıyla otomobilin dinamik sürüşlere uygun olduğu izlenimi elde ediliyor. Ancak yoldaki pürüzler ve kısa darbeler de yolculardan bir hayli iyi uzaklaştırılıyor. Yeni Megane’ın sürüş yeteneğine bakıldığında karşımızda iki beklenti arasında başarılı bir denge sunduğu ve hem otoyolda hem de virajlı yollarda iyi bir yol arkadaşı olduğunu söyleyebiliriz. . Adaptif amortisörler? Hem gerek yok hem de zaten Talisaman’ın aksine opsiyon listesinde de yoklar. Fransızların Megane’ın dördüncü neslinde iyi bir iş çıkardığı, Opel Astra’ya binildiğinde anlaşılıyor. Astra’nın 1.6 lt’lik dizeli (136 HP, 320 Nm) daha gürültülü ve titreşimli çalışırken, istenen çekiş gücü de daha gecikmeli geliyor. Ayrıca yürüyen aksamın tamamen sportiflik odaklı olması yüzünden sık sık vuruntulu bir çalışma karakteri ortaya çıkıyor. Ancak sıkça virajlı yollarda gidenler Opel’i tercih edebilirler. Bunun içinotomobilin direksiyon sistemi bile tek başına yeterli olabilir: hassas ve direkt çalışan direksiyonun sağladığı geri bildirim de daha başarılı. Astra’nın ulaştığı viraj hızları da yüksek. Evet tahmin ettiğiniz gibi: Volkswagen Golf, bu sefer de en olgun yol arkadaşı olmayı başardı. Gerektğinde virajları hızla dönebilen otomobil rahatlık veren bir süspansiyondan da taviz vermiyor. Ancak bu ilk randevu Megane’ın sahip olduğu yüksek potansiyeli de göstermesi açısından iyi bir örnek oldu.
SONUÇ: Renault bu Megane’da pek çok doğruyu bir araya getirmiş. Yaşam alanı? Başarılı. Motorlar? Kullandığımız dizel hem güçlü hem de sessiz. Ve diğer motorlar da kapsamlı ve iddialı. Sürüş konforu? Astra’dan iyi. Buna ek olarak zengin tutulan sürücü destek sistemleri, 5 yıllık uzun garanti süresi ve makul bir fiyat karşılığında sunulan zengin donanım da dikkat çekiyor. Zayıf noktalar? Elbette ki var. Özellikle kokpit ergonomisi ve malzeme kalitesi daha iyi olabilirmiş. Ancak yeni neslin rakipleri karşısında daha güçlü olduğu ve selefinden daha çok tercih edileceği potansiyeli de çok yüksek.
Son yorumlar