Sadece Türkiye‘de değil özellikle Avrupa pazarında da küçük sınıftaki rekabet çok yüksek. Hemen her marka B segmentinde bir model üretiyor. Hemen bakalım, ülkemizde satılan küçükler hangileri? Alfa Romeo MiTo, Audi A1, Citroen C3, Dacia Sandero, Fiat Punto, Ford Fiesta, Honda Jazz (yeni modeli yakın gelecekte satılmaya başlayacak), Hyundai i20, Kia Rio, MINI, Nissan Micra, Opel Corsa, Peugeot, Renault Clio, Seat Ibiza, Skoda Fabia, Toyota Yaris ve VW Polo… Ne kadar çoklar değil mi? İçlerinden bir tanesini seçmek oldukça zor. İncelediğiniz zaman fiyat listeleri ve donanım paketleri de birbirlerine çok yakın. Elbette Audi ve MINI gibi markaların premium modelleri daha pahalı ama onlar bire bir rekabetin içinde değil zaten.
Sadece bizim gibi Alman kaynaklı dergiler değil, genellikle bütün yayınlar, hemen her nesilde VW Polo‘yu sınıfın lideri olarak belirler. Aslında haksız da değillerdir. Polo’nun güçlü olduğu çok açık. Fiesta da Polo’yu sürekli zorlar pozisyondadır. Hatta sürüş gibi disiplinlerde Alman rakibini alt etmeyi başarır. Fransız temsilciler de küçük sınıfta her zaman iddialı olmayı başarırlar. Özellikle yakıt tüketimlerinde Clio, C3 ve 208 gibi rakiplerin bileğini bükmek zordur. Bunlardan neden mi bahsediyorum? Çünkü konumuz Hyundai i20 ve Koreli model, hiçbir zaman bu sınıfta önde olan bir oyuncu olmadı. Bu durum i20’yken de böyleydi Getz’ken de.
auto motor & sport’u takip edenler bilirler, geçtiğimiz sayılarımızda yaptığımız küçük sınıf karşılaştırmamızda birinciliği yeni i20 aldı. Üstelik Polo ve Fiesta gibi bütün güçlü rakipleri geçerek. İşin ilginç tarafı, bu testi gerçekleştirirken gerekli verileri de direkt olarak Almanya’dan aldık. Yani hiçbir kuşkuya mahal yok. Peki, Hyundai i20’ye sihirli bir değnek mi değdi? Daha önce küçük sınıfta hiç ön plana çıkmamış bir model, nasıl köklü rakiplerini geride bıraktı? İşte bu sorunun cevabını bulmak için bir aylık bir süre için Hyundai’den i20 istedik. Çünkü bazen 3-5günlük ya da bir haftalık testlerde bazı artı ve eksiler gözden kaçabiliyor. Bir otomobili ne kadar uzun kullanırsanız o kadar bilgi elde ediyorsunuz.
İlginizi çekebilir
Aslında i20’den önce ilk sürpriz i10 olmuştu. Yine ülkemizde üretilen i10, Almanya’da yapılan testlerde minik sınıfın lideri olmayı başardı. Sadece bu bilgi bile yeni i20’nin çok daha güçlü olacağının sinyallerini veriyordu.
Sonuçta beklenen oldu ve Hyundai i20 rakiplerini korkutacak kadar iyi bir tasarım ve kaliteyle ortaya çıktı.
Uzun dönem testimizde bizlere konuk olan 1.4 lt’lik dizel versiyon sadece Jump ve Style+ paketleriyle sunuluyor. Daha zeng,n bir ekipman listesine sahip olan Elite ise alınamıyor. Bu nedenle dizel bir i20 isteyenler; yan ve perde hava yastıkları ve 7 inç ekranlı multimedya sistemi gibi özelliklerden mahrum kalıyor. i20’nin bir başka eksikliği de şu anda dizel motor ve otomatik şanzıman ikilisinin sunulmuyor oluşu. Otomatik şanzıman isteyenler için tek seçenek 1.4 lt’lik benzinli motor. 90 HP güç ve 240 Nm tork üreten dizel ünite, 1.4 lt hacime sahip. Bu hacimdeki birçok rakibi 75 HP gibi güçlere sahipken i20’nin 90 HP sunuyor olması daha en başından bir avantaj sağlıyor. 1500-2500 d/d aralığında sunulan 240 Nm tork ve yine rakiplerinden fazla olarak sunulan altıncı vites, i20’nin esnekliğini artırıyor. Kısaca performans anlamında oldukça sorunsuz bir otomobil. 175 km/s’lik maksimum hız ve 12.1 sn’lik 0-100 km/s hızlanma verileri de bu tezimizi doğruluyor. Hyundai i20, küçük hacimli dizel motoruyla özellikle şehir içinde tatmin edici bir ataklığa sahip. i20’nin kabini küçük sınıf için ferah. Malzeme ve işçilik kalitesi de beklentilerin üstünde Aslında motor daha fazla performans sunacak potansiyle sahip ama otomobilin 1245 kg’lik ağırlığı buna engel oluyor. Yeni nesil küçük sınıf otomobiller, uzun bir sürenin ardından tekrar 1000 kg civarına dönmeye başladı. Örnek olarak verebileceğimiz Peugeot 208 1.4 HDi, 1050 kg’lik ağırlığıyla dikkat çekiyor ve benzinli versiyonlar 975 kg’ye kadar iniyor. Hyundai i20’nin yaklaşık 200 kg daha ağır olması modern bir otomobil için olumlu bir durum değil. Bu da doğal olarak performans ve tüketime negatif etki ediyor.
Tabii bu tip bir otomobil kullananlar performanstan daha çok yakıt tüketimine önem veriyor. Fabrika verilerine baktığımız zaman, Hyundai’nin 4.1 lt/100 km’lik bir değer belirlediğini görüyoruz. Böyle bir veriye tamamen uzun yol dışında ulaşmak zor. Biz testimiz boyunca 5.5 lt/100 km gibi bir ortalama değer belirledik. Çok trafikte kalsanız bile 6.8 lt/100 km’lik ortalamayı aşmıyorsunuz. Bu değerler rakiplerin az da olsa üstünde ama i20 1.4 CRDi için çok yakıyor demek haksızlık olur. i20’nin güçlü yönlerinden biri sürüşü. Gerçekten keyif veren bir kullanımı var. Dizel motoruyla sportfilik gibi bir iddiası asla yok ama yol tutuşunun eğlenceli olduğu söylenebilir. Kararlı bir şekilde yola tutunan i20, sürücüsüne güven veriyor. Direksiyon hissi ve tepkileri de başarılı. Olumlu özellikler frenlerde de sürüyor. Fren pedalı rahat dozlanıyor ve panik frende bile stabillik kaybolmuyor. Ayrıca fren mesafesinin kısa olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Kısaca Hyundai i20, bir ay boyunca bize ideal bir yol arkadaşı olduğunu ispatladı. Kabini ferah, bagajı geniş, sürüşü başarılı… Daha ne istersiniz ki?
SONUÇ: DİYET GEREKLİ
Hyundai i20, hemen hemen hiçbir disiplinde ciddi eksikliklere sahip değil. Tek problemi eksikliği değil 200 kg kadar fazlalığı olması. Bizce ilerideki makyajlı versiyon için bir diyet gerekli. Böylece modern motorunun potansiyelini daha fazla gösterebilecektir. Yine de bu haliyle bile yeterince performanslı ve ekonomik. Sadece biz daha fazlasını istiyoruz…
Son yorumlar