Mercedes S Serisi her zaman dünyanın en iyi otomobilleri arasında yer almıştır. Ancak boyutları, sunduğu konfor ve tasarım tarzı onun daha çok şoförlü kullanımlar için uygun olduğu izlenimini yaratır. Şahsen ben her S Serisi kullanışımda bireysel olarak çok keyif alsam da kullanmak için bu otomobili almam diye düşünmüşümdür. Bu durumun farkında olan Mercedes mühendisleri de S Serisi’nden türetilen CL isimli lüks coupe’yi tüketicilerin beğenisine sunarak S Sınıfı zevkini sportif bir tasarımla birleştirmişlerdir. 3 nesildir CL olarak satışa sunulan bu otomobil, S Serisi’nin son versiyonundan sonra S Coupe olarak adlandırılmaya başlandı.
Bizim bu ay kullandığımız S 500 4Matic Coupe, yakışıklı bir otomobil ve kardeşi S Serisi sedandan çok daha iyi görünüyor. Sedan kardeşine oranla daha derli toplu bir arka tasarıma sahip, ancak bizi asıl etkileyen noktası; çok daha zarif bir eğimle arkaya doğru uzanan tavan çizgisi oldu. Sedanın hantal görünümlü tombul stop lambaları gitmiş, onların yerine de iki parçalı daha ince üniteler gelmiş. Aks aralığı S Serisi sedanınkinden sadece 9 cm daha kısa olmasına rağmen, hacim konusunda ağabeyinin oldukça gerisinde kalıyor. Arka koltuklara giriş ve çıkış, çok zor değil.
Otomobilin ismini bilmeden dışarıdan baksanız oldukça sportif bir görüntüyle karşılaştığınız için, iç mekana geçtiğinizde gördüğünüz tasarım ve hissettiğiniz konfor sizi şaşırtıyor. Hiç bir spor otomobilden alışmadığım kadar konforlu bir iç mekan sunuyor. Ama dediğim gibi otomobilin S Serisi’nin kardeşi olduğunu bildiğim için bu konfor ve prestij hissi normal. Ne de olsa 1.071.137 TL ödediğiniz bir otomobilden de bu kadar prestij beklersiniz
İlginizi çekebilir
Analog göstergelerin olmaması ve bütün elektronik güvenlik sistemlerinin farklı düğmelere sahip olduğu fikrini kabullendikten sonra, Mercedes’in iyi yaptığı şeyleri görmek öyle kolay olmuyor. Kapı içi kol dayama noktaları ve orta konsol yükseltisi, maksimum dirsek konforu için aynı seviyede konumlandırılmış, siz kapıyı her kapattığınızda gizli uşak size emniyet kemerini uzatıyor, havalandırmayı kapattığınızda esinti; sanki camı kapatmışsınız gibi değil de hafifleyen bir rüzgâr gibi azalarak kesiliyor vesaire, vesaire…
Bu otomobilde yer alan 4663 cc 32V V8, 5250 d/dak’da 455 HP güç üretiyor ve 1800 d/dak arasında devasa bir 700 Nm’lik tork üretiyor.
Tahmin edeceğiniz gibi bu motor ihtiyacınız olan bütün her şeyi sunuyor ve iki tonluk otomobili ufka doğru vahşi bir canlılıkla fırlatıyor. Yüksek tork verisi, bu ünitenin en dikkat çekici noktası. 0-100 km/s hızlanması sadece 4.5 sn sürüyor ama sonrasında olanlar daha etkileyici; sağ ayağınızla uyguladığınız baskıyla otomobil zarafetle ve sorunsuz bir çabuklukla hızlanıyor. Bunlar olurken elbette harika sesler çıkıyor ve özellikle Sport modunda vites küçültmelerde yorgun bir boksörün oflamalarıyla birlikte homurdanmalar geliyor. Mükemmel izolasyonlu kabine eşlik eden, rüzgâr sesini minimuma indiren sıra dışı aerodinami, hareket halinde sessiz bir sürüşe olanak sağlıyor.
Ne yazık ki yedi ileri otomatik şanzıman bu harika V8’in eğlencesine ortak olmakta isteksiz. Düşük viteste, düşük hızlardaki değişimler bazen konforsuz ve kaba olabiliyor. Ayrıca bütün hızlarda, gaz pedalındaki kickdown komutuna cevap vermekte geç kalıyor. Sport modu bir şekilde kickdown’a verilen tepkiyi hızlandırıyor ama düşük vites, düşük hızlardaki değişimler sırasındaki sarsıntıyı artırıyor.
Otomobilin süspansiyonu konfor adına gerçekten çok iyi çalışıyor. Özellikle tümseklerin üzerinden geçerken sanki bir howercraft kullanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Ancak sportif bir his arıyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Dört tekerlekten çekiş sistemi ve konfor ağırlıklı süspansiyon sistemi sert sürüşler için çok da uygun değil. Bu otomobil Monaco caddelerinde yapacağınız keyifli geziler için tasarlanmış gibi hissettiriyor. Evet düzlüklerde oldukça hızlı ama virajlarda aynı sportif hissi yaşatmıyor.
Yazı:Yaman Yılmaz
Fotoğraf:Savaş Yılmaz
SONUÇ
Mercedes S 500 4Matic Coupe, tam bir keyif otomobili. Her ayrıntısıyla rafine zevkler için üretildiğini hissettiriyor. Evet fiyatı oldukça pahalı ama bu ucuz hissettiren bir pahalılık değil. Benim bu otomobili kullandığını hayal ettiğim kişi, buz mavisi çok şık bir takım giyiyor. Saçları biraz kırlaşmış ve uzun, ten rengi de güneşten oldukça bronzlaşmış. Otomobiliyle marinaya gidiyor ve çok şık bir yelkenliyle denize açılıyor. 455 HP güce rağmen size pist sürüşü değil de farklı hayaller kurdurması onun rafine tarzını ortaya koyuyor.
Son yorumlar