Soru: Garajınızda kaç adet otomobil var ve en önemli parçanız hangisi?
Richard Rawlings: Kendim için sakladığım 4 veya 5 yarış otomobilim bulunuyor. Ama bir favoriden bahsedeceksek, o zaman 1952 model Fleetline Chevy’im. Bu benim ve Aaron’nun Gas Monkey Garajı’nda yaptığımız ve bitirdiğimiz ilk araç. Harika bir parça ve onu gerçekten çok seviyorum. Bu benim favorim.
Aaron Kaufman: Benim üç tane otomobilim var. Bir 1963 model Ford Falcon’um, bir de yarış otomobilim 1936 model 3 pencereli Ford’um var. Bunlar benim yarış otomobillerim. Bir de pikup ve birkaç motosikletim var. Hepsine sahip olmamın farklı nedenleri var, aslında hepsinin farklı amaçları var diyebiliriz.
İlginizi çekebilir
Soru: Bize hayatınızdaki en kötü işi anlatır mısın? Çok büyük umutlarının olduğu ama daha sonradan hayal kırıklığına uğradığın işi?
Aaron: Aslında en kötüsü bir otomobili alıyorsun ve bundan kesin para kazanırım diye düşünüyorsun ama sonunda tam bir hayal kırıklığı oluyor, açık arttırmada en arkalarda kalıyor.
Richard: Aslında böyle bir olay yakın zamanlarda yaşandı. 1976 model bir Ford Granada satın aldım, açık arttırma sırasında çok fazla aldırış etmedim. Dikkatim dağınıktı. Sonunda 26.000 dolar ödedim. Sonrasında kendim 6000 dolara sattım. Kısacası açık arttırmada biraz fazla çılgın davranmak ve yeterince dikkatimi vermemek bana 20.000 dolara mal oldu.
Soru: Yeni sezonda muhteşem klasik otomobilleriniz var. Üçüncü sezonda sizin için favori olan bir otomobil var mı ve neden?
Aaron: Ben C-10 demeliyim, son zamanlarda en favori parçam o. Aslında bir tane yeni yaptığımız da var ona da bayılıyorum ama henüz hazır değil. Bir tanede Challenger yaptık, bence çok güzel oldu.
Soru: Garajınızda bulunan en garip, en tuhaf otomobil hangisi?
Richard: Şu an için çok sıra dışı bir şeyimiz var diyemem. Benim çamur lastikleriyle kaldırdığımız yeşil bir Mustang’im var. Bir de yeni bitirmek üzere olduğumuz bir 4×4 1976 model Chevrolet kamyonetimiz var.
Soru: Sizin hayalinizdeki otomobil kaç beygir ve markası nedir?
Aaron: Eğer beygir gücünden bahsediyorsan benim için cevap her zaman daha fazlası olur, ama yani belli bir rakam söylemek zor. Hayalimizdeki otomobillerden bahsediyorsak ona zaten sahibim, henüz üzerinde çalışma şansım olmadı ama o benim. 1936 model üç pencereli otomobilim benim için çok özel.
Richard: Benim tam bir V12 motoru adamıyım. Ferrari’leri severim. 700-800 beygir gücü olan herşeye varım. Ben yarış otomobillerinden daha çok centilmen otomobilleri seviyorum.
Soru: Aaron işini düşündüğün zaman senin için en zorlu proje hangisiydi?
Aaron Kaufman: En zorlu? Benim için buna cevap vermek zor çünkü zorlukları işin seviyesine göre düşünürüm mesela ne kadar sürede tamamlanacağı veya işin zorluğu gibi. Ama bir numaralı zorluklardan biri, ki bu anlamda tüm otomobillerde aynı zorluk var, o da onları bitirmek için elimizde olan zaman. Onların üzerinde çalışabildiğimiz zaman herzaman çok kısa ve bu en büyük zorluk, yaptığımız işi gölgeliyor. Kısacası esas zorluk ne kadar hızlı çalışmamız gerektiği. Dolayısıyla size şimdi bir proje veya bir otomobil söylemem çok zor, ama büyük ihtimalle en zorlandığımız proje çok fazla iş yapmamız gereken ki bu işlerin ille zorda olması gerekmiyor ama kısacık bir zamana sığdırmamız gerekmiş olmasıdır. Bazı diğer projelerde de belki daha zor bir iş yapmamız gerekmiştir ama çok fazla yapmamız gereken şey olmamıştır. Dolayısıyla hangisinin en zor olduğunu söylemek zor.
Soru: Restore etmeyi hayal ettiğiniz bir otomobil var mı? Gas Monkey stilinde ellerinizle üzerinden değişiklikler yapmak isteyeceğiniz?
Richard: Bizim hayalimiz her hafta yeni otomobil geldikçe değişiyor. Henüz yapmadığımız otomobillerin hepsini seviyoruz. Bizim önümüze koyduğunuz herhangi bir otomobile kendi izimizi bırakmayı seviyoruz. Dolayısıyla hayal ettiğim “tek” bir otomobil var mı bilmiyorum.
Aaron: Hayal ettiğim tek bir otomobil yok çünkü piyasada olan pek çok model için fikirlerim var. Ama eski günlerden kalma otomobilleri yaparken çok eğleniyorum. Özellikle eski Ford’lar, 1930’lardaki Ford’ları yaparken çok eğleniyorum. 1960’lardaki otomobillerden de keyif alıyorum, modern otomobillerle güzel bir uyumları var. Şöyle diyebiliriz erkeksi veya 1930’lardan veya 1960’lardan kalan modellerle uğraşırken çok eğleniyorum.
Soru: En eğlenceli otomobil sizin için hangisi?
Richard: Ne kadar hızlı gidiyorlar da o kadar eğlenceli.
Aaron: Ne kadar hızlı gidiyorlar da o kadar eğleniyorsun.
Soru: Size otomobil satan kişilerden biraz bahseder misiniz? Genelde koleksiyoncuların, bu otomobillerle hiçbir bağı olmayan, aileleriyle aynı hobiye sahip olmayan çocukları mı?
Richard: Her tip insandan otomobil satın alıyoruz. Ama çoğu zaman eski otomobilleri avladığımızdan, genellikle aile büyükleri vefat etmiş bir aile üyesi ile iletişimde oluyoruz. Dolayısıyla genellikle ya otomobil sahibinin çocuğu veya eşi ile konuşuyoruz, genellikle söz konusu otomobillerle duygusal bir bağlılıkları oluyor bu da pazarlık yapmayı zorlaştırıyor. Ama tabi bu alışverişin bir parçası. Ailelere saygı gösteriyoruz ve alınan otomobilleri Gas Monkey’e götürüyoruz.
Soru: Şovu izleyen herkes sizin benzinli otomobil tutkunu olduğunuzu biliyor. Elektrikli otomobiller ve hibridler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu otomobillerin yakınına gitmeyi onlar üzerinde çalışmayı düşünür müsünüz?
Aaron: Kişisel düşüncemi soruyorsanız açıkçası hibridler hiç ilgimi çekmiyor. Onları biraz küçümsüyorum. Yarış açısından bakarsak ama ilginç buluyorum onları. Ama pratikte insanların kullanması, bir ulaşım aracı olarak sevmiyorum onları. Bunu söylemekle beraber eğlenmek için bir şeye büyük bir elektrik motoru koymaya çok varım. Ama bu araçların ulaşım için çok uygun olduğunu düşünmüyorum.
Soru: Aaron sakalını uzatmak ne kadar zaman aldı? Gerçekten sakalın inanılmaz. Sakalını nasıl traş ettiğini ve onlara nasıl baktığını anlatır mısın?
Aaron: İş traş olma konusuna gelince o konuda pek de uzman değilim. Gerçekten iyi bir sakal sahibi olduğumu söyleyemem. Uzunluğu ikibuçuk seneden sonra bu hale geldi. 2010 yılından beri sakallarım var aslında. Ama uzunluğunu 1 buçuk senede elde ettim. Sakalların uzama süresi kişiye göre değişiyor. Ama ben bu konuda şanslıyım.
Soru:Teksas’ta şehirden uzak bir yerde yolda kaldın, yolda bir hibrid bir tane de bisiklet var. Hangisini seçersin ve neden?
Richard Rawlings: Eğer bir yere yetişmem gerekiyorsa istemesemde o otomobile binerim ama eğer acelem yoksa inan bana beni bisikletin üstünde göreceksin.
Aaron Kaufman: Gitmek istediğim yere beni hangisi en hızlı götürecekse onun üstünde olurum.
Soru: Aaron bir otomobille işin bittiğinde otomobilin orijinal sahibinden aldığın en şaşırtıcı tepki ne oldu?
Aaron Kaufman:Çoğunlukla otomobilin sahipleri mutsuz olmuyor. Uzun seneler bir şekilde o otomobili korumuşlar, saklamışlar, ona öyle ya da böyle değer vermişler dolayısıyla bizi onu alıp üzerine para ve zaman harcadığında çıkan sonucu çok takdir ediyorlar. Bazen ama o da çok nadiren sonunda çıkanı görünce ve otomobilleri çok değişmişse bozulabiliyorlar ama genel olarak tekrar o otomobiller yollara dönebildikleri, biri bunu yaptığı için mutlu oluyorlar.
Soru:Discovery’in hangi ünlüsüyle bir günlüğüne yer değiştirmeyi isterdin?
Richard Rawlings:Valla eminim Discovery’de program yapan herkes çok yetenekli kendi alanlarında ama bence otomobilllerle ilgili program yapan bizim kadar havalı biri yok dolayısıyla ben kendimi seçeceğim.
Soru:Senin klasik otomobil hayranı olduğun söyleniyor. Modern otomobiller hakkında ne düşünüyorsun? Bir ruhları olmadığını mı düşünüyorsun?
Richard Rawlings:Bir ruhları olmadığını düşünmüyorum ama daha çok gençler. Ve klasik otomobillerle aynı şekilde yapıldıklarını düşünmüyorum. Klasik otomobiller üretildiğinde sektör daha küçüktü, şimdi durum çok farklı neredeyse üretici her şirketin başka üretici bir ortağı daha var, kullandıkları teknolojileri birbirleriyle paylaşıyorlar. Dolayısıyla otomobillerde birbirini andırıyor. Markaların modelleri arasında büyük benzerlik var, bazıları aynı parçaları kullanıyor. Eskilerde araçların hepsi birbirinden çok farklıydı. Üretici firmalar daha özgürdü. Sonuç olarak yeni modellerin ruhsuz olduğunu düşünmüyorum ama eskiler kadar çok duyguyu barındırdığını da düşünmüyorum. Belki 40-50-60 yaşlarına geldiklerinde hala sokaklardaysalar o zaman onlarda böyle olabilir. Yeni modeller zamanla da eski modeller gibi mücadele edemiyor. Eskiden araçlar çok daha dayanıklı üretiliyordu çünkü bozulduğunda tamir edecek donanıma sahip değillerdi. Şimdi ise evet belki daha uzun süre performans gösterebiliyorlar ama sonrada yavaş yok oluyorlar, bir şekilde çöplükte son buluyorlar. Kısacası ruhsuz değiller ama henüz gelişme gösterecek şansları olmadı.
Soru: Hayalinde bir proje var mı? Üzerinde çalışmak istediğin bir otomobil veya sahip olmak isteyeceğin bir otomobil?
Richard Rawlings:Var, benim hayalimdeki otomobil, ister üzerinde çalışma imkanım olsun ister sahip olayım kesinlikle bir Lamborghini Miura. Hep istedim. Hep bir tane istedim. Bence en iyi görünen ve en iyi tasarlanmış araçlardan bir tanesi. Bence adeta bir sanat eseri. 1969 veya 1970 model Lamborghini Miura kesinlikle hayalim.
Aaron Kaufman:Benim için bilemiyorum, yani o kadar farklı projelerden o kadar farklı nedenlerden ötürü hoşlanıyorum ki şimdi bu diye bir tane seçmem çok zor. Her proje kendi açısından farklı ve keyifli. Gerçekten bir tane seçemeyeceğim ama biz eski otomobilleri seviyoruz, hepsi ayrı ayrı özeller.
Soru:Richard ilk otomobilini aldığında henüz 14 yaşındaymışsın. Senin televizyon programını seven ve takip eden pek çok genç var onlara ne dersin?
Richard Rawlings:Bence bizim gençlere vermeye çalıştığımız en önemli mesaj şu, sahip olduğunuz otomobilinizi tanıyın genel olarak otomobiller hakkında bilgi edinin, onları modifiye etmekten korkmayın. Bence yaşadığımız çağ dolayısıyla çocuklar genel olarak herşeye internetten bakıyor, insanlar neler deniyor onları izliyor ve kendileri birşey yapmıyor. Yapmaları gerektiğinde de sadece internetten araştırıp gördüklerini uyguluyorlar, bu da aslında pek çok yeni çıkabilecek fikrin önünün kapanması demek. Dolayısıyla benim çocuklara söyleyeceğim en önemli şey bilgisayarın başından kalkın garajınıza girin ve birşeyler yapın.
Son yorumlar