Maserati’nin meşhur mızrağı bu sefer lüks SUV’lar arasında yer alan Levante’ye hayat veriyor. Bakalım sıra dışı İtalyan, ilk kez girdiği segmentte ne kadar başarılı olacak?
SUV kavramı son yıllarda öylesine farklı kalıplara girdi çıktı ki, bu işin içinde olan bizler bile hayretlerle izler olduk. Geçmişin arazi araçları hayatın bir parçası haline geldi. Hemen her segmentte bir SUV üreten otomobil markaları, bunu daha da geliştirerek sıra dışı tasarımlar, sportif coupe formunda SUV’lar derken, süper spor otomobillere hayat veren motorları SUV’ların kalbine yerleştirdiler.
Hal böyle olunca da süper spor ve lüks otomobil üreticileri bu pastadan pay almak adına harekete geçti. Bunun en belirgin örneği 2004 yılında markayı kurtaran Porsche Cayenne oldu. Sonraki dönemde ise Bentley, Rolls Royce, Lamborghini gibi markalar ürün gamına birer SUV ekledi. Ünlü İtalyan spor otomobil üreticisi Maserati’de bu akıma kayıtsız kalmayarak Levante’yi ortaya çıkardı.
İlginizi çekebilir
Maserati, günümüze dek otomobillerine farklı rüzgarların adını veriyor. İşte Levante’de bunun örneklerinden biri. Bir Akdeniz rüzgarı olan Levante, çok sakin bir şekilde eserken bir anda fırtınaya dönebilme özelliğiyle biliniyor. Aslında Levante’nin bir anlamda da karakteri bununla örtüşüyor.
Levante’ye biraz daha yakından bakalım. Çok yakışıklı, şık ve kesinlikle aristokrat. Tasarımı insanı cezbetmeye yetiyor. Keskin hatları ve kocaman panjuru taçlandıran meşhur mızrak etraftaki meraklı gözlerin bakması ve kendinizi özel hissetmeniz için bile yeterli.
Bu özel SUV iki benzinli bir dizel motorla satılıyor. Biz bugün 3.0 lt’lik dizel motora sahip Levante ile birlikteyiz.
Öncelikli olarak şunu söylemeliyim, şasi etkileyici ve otomobil konforlu bir sürüş için oldukça esnek ve rahat bir sürüş ortaya koyuyor. Kabin içi bu anlamda inanılmaz sessiz. Sportif bir sürüş için düşündüğümüzde de kusursuz. Konsoldaki butonlar aracılığıyla sport mod’a geçtiğiniz anda otomobil yere yaklaşıyor ve çok rijit süspansiyon tepkileri alıyorsunuz. Peki Levante her iki açıdan da değerlendirildiğinde sınıfta lider olabilir mi? Henüz değil. Çünkü kabinde bir takım kalite sorunları var. Burada Alman rakipler gerçekten de büyük handikap oluşturuyor. Fakat bazı alıcılar için Maserati rozeti tek başına onları cezbedecek yeterlilikte olabilir.
Biraz da kaputun altındaki dizel motordan bahsedelim. 3.0 lt’lik olduğunu söylemiştim ve tam 275 HP gücünde. Bu gücü yere 8 kademeli ZF şanzımanla aktaran Levante, dizel olmasına rağmen hiçte azımsanmayacak bir performans ortaya koyuyor. 0’dan 100 km/s’lik hıza 6.9 saniyede ulaşıyor olması ve maksimum hızının 230 km/s’ye olarak belirlenmesi de bunun en belirgin göstergesi. Direksiyonun hemen arkasındaki kulakçıklarla vitesleri manuel olarak değiştirebiliyorsunuz ve bu da sürüş keyfinizi daha üst seviyelere taşıyor.
Levante lüks bir SUV olmasının yanı sıra başarılı bir dört tekerlekten çekiş sistemine de sahip. Akıllı dört çeker teknolojisi Q4’e ek olarak arka aksta yer alan sınırlı kaydırmalı diferansiyel yüzde 35’e kadar çıkan bir kilitleme oranıyla sınıfında tek olma özelliğini de taşıyor.
Ayrıca vites topuzunun bitişiğinde yer alan anahtarda üç sürüş modu butonu (I.C.E. -Increased Control & Efficiency- Yükseltilmiş Kontrol ve Yeterlilik-, Spor ve Off-road) bulunuyor. “Spor” ve “Off-road” modları, Levante’nin çift karakterini gözler önüne sererken, sadece bir tuşa basarak, Levante’yi spor ve dinamik bir binek araçtan kabiliyetli ve konforlu bir off-road aracına dönüştürmek çok kolay. 205 bin Euro ödeyip nasıl bir araziye girersiniz bilemem. Bir Maserati sahibi olsam kar yağdığında bile İstanbul’da çıkarmayı göze alamayabilirim.
Bence Maserati sahibi olmak zaten büyük bir ayrıcalık ve eğer bu bir de SUV ise kendinizi özel hissetmeniz için yeterli.
Yazı : Ahmet Armağan
Fotoğraf : Erkan Ertuğrul
Son yorumlar