Mercedes bir yandan ürün gamını geliştirmeye devam ederken, diğer yandan ise yeni güç ve aktarma organları geliştirmeye devam ediyor. Marka her zaman olduğu gibi; lüks, kalite ve sürüş destek sistemlerinde çıtayı belirleyen öncü marka konumunu koruyor.
Sakin bir bölge. Öyle fırtınanın yoğun bir hareketliliğin olmadığı dingin bir bölge. Manzarasıyla insana huzur veriyor. Ancak bölge içerisinde küçük bir yer var ki çok daha hareketli ve heyecan dolu. Dünyanın en iyi otomobillerine hayat veren bir yer. Mercedes’in yeni modelleri buradan çıkıyor ve bölgenin sessizliği içerisinde test sürüşleri yapıyor. Bu bölgede yeni AMG GT 63’ten yeni Sprinter veya yeni B-Serisi’ne kadar pazara sunulmak üzere olan birçok yeni ürünle karşı karşıya kalmak mümkün.
Yeni dört kapılı GT tanıtılmak üzere. Ticari Sprinter’in bu aşamada bizim için pek bir önemi yok. Bir de yeni B-Serisi var. Mercedes yeni kompakt sınıf aile otomobilinin örtüsünü Ekim ayında Paris Otomobil Fuarı’nda açacak. Bir sürpriz var mı? Yok. Markanın en sıradan tasarımlı modeli yine sıradan ve olağan bir tasarımla yollara çıkacak, ama biraz daha modern ve dinamik detaylarla süslenmiş olacak. Ama A-Serisi kadar da dinamik olmayacak. İç mekan tasarımı ise büyük oranda yine A-Serisi ile benzeşecek. Bu ise Mercedes’in kompakt van segment müşterisinin yeni bir yaşama alanıyla karşı karşıya kalacağı anlamına geliyor. Yeni platformun yansıması olarak yaşama alanı önemli oranda genişleyecek ve ferahlayacak. Önceki neslin kullanıcılarının bu duruma alışmakta zorlanmayacağı kesin.
Sekiz farklı gövde tipi
Önden çekişli ürün ailesi markanın en kapsamlı çeşitliliğini sunan model ailesi olmasıyla dikkat çekiyor. Yeni nesilde Çin pazarı için geliştirilen uzun dingil mesafesine sahip sedan karoser de dahil sekiz farklı gövde tipi söz konusu.
Tasarımcıların en önemli sürprizi ürün gamının tamamlayacak olan sekizinci gövde tipi: GLA Coupe. Peki, ne zaman yollara çıkacak. Çok da yakın olmayacaktır. Yeni GLA gelecekte daha dinamik ve daha çekici bir görünüm sunuyor olacak. Ayrıca tüm yönlerde birkaç santim de olsa boyutları artacak ve böylece yaşama alanı genişliği de artmış olacak. Bunun dışında daha geniş bir yaşama alanına sahip kompakt SUV almak isteyenler için ayrıca önümüzdeki yılın sonlarına doğru GLB adında yeni bir model daha sunulacak.
Yine 2019 yılında yeni CLA ve CLA Shooting Brake yollara çıkacak. Her ikisinde de çok daha kaliteli malzemelerle bezenmiş bir iç mekan sunulacak. Daha önce sunulan 16 inçlik giriş seviyesi jantlar yerini 17 inçlik jantlara bırakacak. Bundan sonraki süreçte özellikle ABD ve Çin pazarında A-Serisi giriş seviyesi oluşturacağından ve CLA daha lüks konumlandırılacağından başlangıç fiyatı da artacak. Motorun enlemesine konumlandırıldığı kompakt sınıfta C-, E-, ve S-Serisi’nde olduğu gibi elektrikli desteklerin devreye girmesi için 2021 yılını beklemek gerekiyor. GLC ise önümüzdeki sene elektrik destekli çözümlere kavuşacak. OM-654 dizel ve dört silindirli M 264 iki farklı güç versiyonuyla kayışlı marş jeneratörü RSG ve Boost (artı 10 kW/14 HP) özelliği ile donatılacak. Ayrıca bir dizel plug-in hybrid versiyonu da planlanıyor.
İlginizi çekebilir
Peki ya elektrikli?
Elektrikli de durum ne olacak? O da geliyor. GLC’de bir yakıt hücresi çözümü devreye girecek. Salt elektrikli ürünler ise alt marka EQ adı altında satışa sunuluyor. 2019 başında SUV EQC tanıtılacak. Bir yıl kadar sonra büyük hacimli lüks bir sedan tanıtılacak. Daha küçük bir çözüm yok mu? Evet, tabi ki de var. 2021 yılında EQA gelecek. Ayrıca gündemde olan bir Smart EQ çözümü de var. Ancak marka bu modellerden şimdilik para kazanmayacak, para kazanma görevini diğer konvansiyonel modeller üstlenecek.
Konvansiyonel ürün gamında da değişim rüzgarı söz konusu. 2021 yılında yeni C-Serisi devreye alınacak. Tamamen yeni bir bilgi ve eğlence sistemiyle. 2020 yılında E-Serisi makyajlanacak ve çok daha agresif ve saldırgan bir ön tasarıma sahip olacak. Hazır konu agresifliğe gelmişken. Mercedes AMG gelecekte de fırtınalar estirmeye devam edecek. Performans modelleri gibi uçuk sıra dışı modeller de gelecekte performans tutkunlarıyla buluşmaya devam edecek. Ürün gamını daha da genişletmek isteyen AMG cephesi GT’den daha küçük bir spor otomobil üzerinde çalışıyor. Ancak üst yönetim bu modele pek sıcak bakmıyor, çünkü SLK/SLC pek de öyle yüksek adetlere ulaşamıyor. Rakip Porsche 718 Boxster/Cayman da satış rekorların kırmıyor sonuç olarak.
Kesin olan: AMG tüm ürün gamında elektrik destekli modeller sunacak. Dolayısıyla bölgedeki hareketlilik asla sona ermeyecek.
Kalite ve Lüks
Otomobilin mucidi birçok alanda otomobil dünyasına yön vermeye devam ediyor. Yenilikçi teknolojiler kadar konfor ve de özellikle lüks, Mercedes’in uzmanlık alanları. Marka yeni çözümlerle lüks konusu da dahil birçok alanda standartları belirliyor. Mercedes ve lüks denildiğinde son sözü Maybach söylüyor. Mercedes-Maybach Vision Ultimate Luxury bir yandan SUV ile sedan otomobilin özelliklerini tek bir gövdede bir arada sunarken, diğer yandan iç tasarım konusunda tamamen yeni ufuklara yelken açıyor.
5.26 metre uzunluğundaki heybetli gövdenin içini her biri bağımsız koltuklar dolduruyor. Beyaz deri ferah ve nezih bir ambiyansı beraberinde getiriyor. Rosegold detaylar kalite algısını daha da yukarılara taşıyor. Tasarımcıların özgürce oynamasına izin veren renkler. Ön koltukların sırtlıkları kadar kokpitteki düğme ve kumanda elemanları bir mağazanın vitrini gibi parlıyor. Doğal olarak her şey el işçiliği ile şekil buluyor.
Gerçek ahşap kapı panellerinin arasına zarif bir şekilde dalgalanan LED şeritler entegre edilmiş durumda. Kullanılan malzemeler kadar işçiliğe gösterilen özen de kalite hissini arttırıyor ve kabin içini ferah ve aydınlık kılıyor ve adeta bir saray ortamını beraberinde getiriyor. Tüm bu ambiyansı gelişmiş teknoloji çözümleri tamamlıyor. Geniş dijital ekranlar teknolojinin gelmiş olduğu en son noktayı gözler önüne seriyor. Çay servisine yönelik fincanlar veya bir vazo gibi detaylar ise iç mekandaki lüks ambiyansı tamamlıyor.
Karoser ve şasi
MHA Platformuna sahip Araç Geliştirme Bölümü Başkanı Rüdiger Rutz: “Yeni oyuncağımız GLE 450 offroad parkurunda taşlar üzerinde adeta süzülüyor.” diyerek yeni modelin konfor seviyesinden övgüyle bahsediyor. Gelecekte Mercedes yıldızını taşıyan SUV modellerde kullanılacak olan MHA platformu ilk kez yeni W147 kodlu GLE’de kullanıma sunulacak. Sonbahar itibariyle Alabama tesislerinde üretim bandı faaliyete geçecek ve ilk adetler bantlardan çıkmaya başlayacak.
Aracın planlanan sürüş özelliklerine sahip olması için Rüdiger Rutz ve ekip arkadaşları yoğun bir mesai harcıyor. GLE’nin şehir içindeki yol bozuklarında, karayolunda, otoyolda ve hatta asfalt dışı yollarda da üstün sürüş özellikler, benzersiz bir konfor seviyesi ve rakipsiz bir sürüş güvenliği sunması gerekiyor.
Rüdiger Rutz, kamuflajlı GLE 450’yi daha çok G-Serisi veya Land Rover Discovery gibi iddialı araçlarla cesaret edilebilecek engellerden geçiriyor. Yeni geliştirilen yürüyen aksam üzerine düşen görevi başarıyla yerine getiriyor. Sürüş koşullarına göre MBUX ekranına sürüş modlarını getiriyor ve o anki sürüş ortamına uygun programı seçiyor. Bunu yaparken de bizlere yeni havalı süspansiyona sahip eABC yürüyen aksam ve aktif amortisörlere sahip yürüyen aksamla ilgili detayları açıklıyor.
48 volt besleme
Sistem 48 Volt besleme ile çalışıyor. Bu örnekte yeni sıralı altı silindirli ve entegre marş jeneratörüne sahip benzinli motorla kullanılıyor. Bu, 367 HP gücündeki motorun 16 kW gücündeki elektromotorla desteklenmesi anlamına geliyor. Sadece elektrohidrolik amortisörlerin içerisindeki elektromotorlar 3.6 kW elektrik gücüne ihtiyaç duyarken bunu 48 Volt besleme olmadan sağlamak mümkün değil. Amortisörler birbirinden tamamen bağımsız ve aralarında herhangi bir mekanik bağ bulunmuyor. Amortisörler tamamen dijital ortamda birbirleriyle haberleşiyor.
Her bir amortisör ilgili tekerleği yıldırım hızıyla çekebilir veya itebilir, çekme ve itme kuvvetini uyarlayabilir ve yol şartlarına göre bu hareketleri ayarlayabilir. Serbest sürüş sıra dışı bir özellik olarak öne çıkıyor. GLE bu esnada dört adet elektrohidrolik birim üzerinde yukarı aşağı zıplıyor. İlk bakışta komik gibi görünebilir ama kesinlikle işe yarıyor diyor mühendis Rutz.
Şimdilik yenilikçi eABC yürüyen aksamın fiyatı ile ilgili bir bilgi verilmiyor. Ancak bugüne kadar sunulan Airmatic süspansiyondan daha yüksek fiyatlı olacağı öngörülebilir. Ancak ödenen bedelin karşılığını vereceği de kesin, çünkü eABC çok daha fazlasını sunuyor. Proje Sorumlusu Stefanie Schmitz yenilikçi eABC’nin becerilerinden bazılarını sürüş esnasında gösteriyor. Sisteme ait amortisör birimleri karayolunda otomobilin yana yatma eğilimlerini azaltırken, aynı zamanda ABC süspansiyondaki gibi aracı belli belirsiz bir oranda viraja doğru yönlendiriyor. Mühendis Stefanie Schmitz’e göre sistemin tüm olası limitleri henüz kullanılmıyor bile. Örneğin sistem ‘araç tutması’ olarak bilinen sürüş esnasındaki mide bulantısının önüne geçebilir.
Ayrıca konforlu seyahat modu, sportif daha ve asfalt dışı yollara yönelik offroad ayarları arasındaki sınır çok daha belirgin bir şekilde ayrılmış durumda. GLE tüm sürüş koşullarında zemindeki irili ufaklı yol bozukluklarını büyük bir olgunlukla düzeltiyor ve tamamen yenilikçi bir konfor hissi sunuyor.
Dört tekerlekten yönlendirme yok
Dört tekerlekten yönlendirme? Mühendisler bunun öngörülmediğini paylaşıyor. Benzer bir etki dört adet bağımsız amortisör birimi üzerinden de tesis edilebilirmiş. Arka kısmın yön değişikliğine uyum sağlaması sayesinde düşük hızlarda atak sürüş özellikleri elde edilebilir veya otoyol hızlarında daha etkin bir düz gidiş stabilitesi oluşturulabilir. Küçük bir sürüş izlenimi sistemin niteliklerini doğruluyor: yana yatma eğilimi yok, fren anında öne doğru yığılma yok, ama buna rağmen son derece konforlu.
Tasarım ve Ergonomi
Mercedes Merkezi’ndeki dört adet sütun şeklindeki devasa heykelin her biri bir markayı yansıtıyor. Örneğin Rosegold olan, lüks Maybach markasını temsil ediyor. Tasarım Başkanı Gorden Wagener yönetiminde her bir marka için özgün bir tasarım stratejisi belirlendi. Elektrikli araçlar için oluşturulan EQ markası, spor modellerden sorumlu AMG, lüks araçlarıyla Maybach ve temel marka Mercedes-Benz. Küçük, hatta minik otomobilleriyle Smart şimdilik bir kenarda duruyor. Özel bir konuma sahip olduğundan Smart şimdilik bu sürece dahil edilmemiş.
Yeni elektrikli otomobilleri tasarı dili olarak tamamen özgün kılarken görsel olarak karakteristik bir kimlik kazandırmak hiç de kolay bir şey değil. Yeni SUV EDC işin yönü ile ilgili bir fikir verirken analog ile dijital unsurları mükemmel bir şekilde harmanlıyor. Düz yüzeyler ve akıcı hatlar bu otomobilde verimlilik ve uzun menzil konularına büyük önem verildiğini görsel olarak vurguluyor.
Geniş ön ızgara, devasa hava girişleri, bolca karbon ve sıra dışı göstergeleriyle AMG atletik bir şıklık gözler önüne sererken Maybach iç mekanda kullandığı açık renklerin yansıması olan ferahlık ve aydınlıkla lüks kavramına tamamen yeni bir yaklaşım kazandırıyor. Heyecan uyandıran sıra dışı tasarıma sahip devasa jantlar ve bolca krom ise dış tasarımı tamamlıyor. Temel marka Mercedes-Benz’te durum ne? Mercedes tüm ürün gamında sonsuz tasarım, kaliteli işçilik ve gelişmiş teknolojiyi harmanlıyor ve bunu yaparken de yalın tasarıma odaklanıyor.
ugüne kadar 510 HP gücündeki C 63 S’in performansıyla ilgili şikayet eden olmamıştır muhtemelen. Bu nedenle bu sefer makyaj kapsamında herhangi bir güç artışı uygulanmadı, ama bunun yerine sürüş dinamiklerini daha da geliştiren çözümler devreye alındı. Pirelli’nin efsanevi ‘Kontrolsüz güç güç değildir’ sloganına uygun olarak arka aks tekerleklerindeki tutunmasını kontrol eden çekiş kontrol sistemi tıpkı AMG GT’deki gibi dokuz kademeli olarak ayarlanabiliyor.
C-Coupe’nin tasarımında far güncellemesi ve Panamericana ön ızgara dışında ciddi bir değişiklik söz konusu değil. İç mekanda daha büyük bilgi ve eğlence sistemi ekranıyla dijitalleşme devam ederken MBUX için bir sonraki nesli beklemek gerekecek. Birçok düğme dışında iki adet dokunmatik yüzeye de sahip olan direksiyonun AMG versiyonunda ayrıca iki adet vites değiştirme elciği ve bir adet çevirme tipi düğme devreye giriyor. Böylece sürücü ellerini direksiyondan ayırmadan araç fonksiyonlarına ve ayarlara erişim sağlayabiliyor.
Birçok ayar alternatifi?
Tıpkı pistteki viraj kombinasyonlarında olduğu gibi sürücü sürüş dinamiklerine ilişkin ayarlara hakim olabilmek için bir alışma süresine ihtiyaç duyuyor. Comfort’tan S versiyonundaki ‘Race’e kadar toplam altı farklı sürüş modu bulunuyor. Ayrıca AMG’de dört adet dinamizm modu söz konusu. Bunlar hız, açı sensörleri ve yürüyen aksam bilgilerine göre ESP ve Tork Vectoring sistemlerini mümkün olan en iyi viraj performansı sunacak şekilde ayarlıyor.
Race modunda V8 silindirli Biturbo çok daha gürültülü çalışıyor, direksiyon sistemi daha hassaslaşıyor ve daha direkt çalışıyor ve adaptif amortisörler daha da sertleşiyor. Yeni dokuz kademeli otomatik şanzıman daha önce kullanılan yedi oranlı şanzıman ile kıyaslandığında daha seri vites değiştiriyor. C 63 S son derece kontrollü bir şekilde virajdan çıkıyor ve arka kısmı yola doğru yapıştırıyor. Bu esnada elektronik kontrollü kilitli diferansiyel arka akstaki tekerleklerin tutunmasını ayarlıyor ve böylece virajdan çıkarken gücün zemine daha etkin bir şekilde aktarılmasına yardımcı oluyor.
Buradaki hassasiyet aktif çekiş kontrol sistemi ile ayarlanabiliyor. Çevirme tipi düğmeyi çevirdikçe arka aks daha fazla kaymaya izin veriyor. İlk üç kademe ıslak zemin için düşünülmüş ve V8 motorun güç üretimini kısıtlıyor. 7’inci kademeden sonra bir yarış lisansı veya en azından bir drift eğitimi yararlı olabilir.
Bu durumda V8-Biturbo motor gücünü özgürce arka aksa iletebilirken 700 Nm tork lastiklerin tutunmasını önemli oranda zorlaştırıyor. Dolayısıyla sürücünün direksiyon ile gaz pedalı arasındaki senkronizasyona tam anlamıyla hakim olması gerekiyor. Bu noktada bir deneme yapmak veya kontrolsüz bir şekilde gaza oturmak pahalıya mal olabilir. Güç artışı olmadan da C 63 S çok eğlenceli veya çok tehlikeli olabilir.
Sürüş Dinamikleri ve Sürüş Destek Sistemleri
Bugüne kadar 510 HP gücündeki C 63 S’in performansıyla ilgili şikayet eden olmamıştır muhtemelen. Bu nedenle bu sefer makyaj kapsamında herhangi bir güç artışı uygulanmadı, ama bunun yerine sürüş dinamiklerini daha da geliştiren çözümler devreye alındı. Pirelli’nin efsanevi ‘Kontrolsüz güç güç değildir’ sloganına uygun olarak arka aks tekerleklerindeki tutunmasını kontrol eden çekiş kontrol sistemi tıpkı AMG GT’deki gibi dokuz kademeli olarak ayarlanabiliyor.
C-Coupe’nin tasarımında far güncellemesi ve Panamericana ön ızgara dışında ciddi bir değişiklik söz konusu değil. İç mekanda daha büyük bilgi ve eğlence sistemi ekranıyla dijitalleşme devam ederken MBUX için bir sonraki nesli beklemek gerekecek. Birçok düğme dışında iki adet dokunmatik yüzeye de sahip olan direksiyonun AMG versiyonunda ayrıca iki adet vites değiştirme elciği ve bir adet çevirme tipi düğme devreye giriyor. Böylece sürücü ellerini direksiyondan ayırmadan araç fonksiyonlarına ve ayarlara erişim sağlayabiliyor.
Birçok ayar alternatifi?
Tıpkı pistteki viraj kombinasyonlarında olduğu gibi sürücü sürüş dinamiklerine ilişkin ayarlara hakim olabilmek için bir alışma süresine ihtiyaç duyuyor. Comfort’tan S versiyonundaki ‘Race’e kadar toplam altı farklı sürüş modu bulunuyor. Ayrıca AMG’de dört adet dinamizm modu söz konusu. Bunlar hız, açı sensörleri ve yürüyen aksam bilgilerine göre ESP ve Tork Vectoring sistemlerini mümkün olan en iyi viraj performansı sunacak şekilde ayarlıyor.
Race modunda V8 silindirli Biturbo çok daha gürültülü çalışıyor, direksiyon sistemi daha hassaslaşıyor ve daha direkt çalışıyor ve adaptif amortisörler daha da sertleşiyor. Yeni dokuz kademeli otomatik şanzıman daha önce kullanılan yedi oranlı şanzıman ile kıyaslandığında daha seri vites değiştiriyor. C 63 S son derece kontrollü bir şekilde virajdan çıkıyor ve arka kısmı yola doğru yapıştırıyor. Bu esnada elektronik kontrollü kilitli diferansiyel arka akstaki tekerleklerin tutunmasını ayarlıyor ve böylece virajdan çıkarken gücün zemine daha etkin bir şekilde aktarılmasına yardımcı oluyor.
Buradaki hassasiyet aktif çekiş kontrol sistemi ile ayarlanabiliyor. Çevirme tipi düğmeyi çevirdikçe arka aks daha fazla kaymaya izin veriyor. İlk üç kademe ıslak zemin için düşünülmüş ve V8 motorun güç üretimini kısıtlıyor. 7’inci kademeden sonra bir yarış lisansı veya en azından bir drift eğitimi yararlı olabilir.
Bu durumda V8-Biturbo motor gücünü özgürce arka aksa iletebilirken 700 Nm tork lastiklerin tutunmasını önemli oranda zorlaştırıyor. Dolayısıyla sürücünün direksiyon ile gaz pedalı arasındaki senkronizasyona tam anlamıyla hakim olması gerekiyor. Bu noktada bir deneme yapmak veya kontrolsüz bir şekilde gaza oturmak pahalıya mal olabilir. Güç artışı olmadan da C 63 S çok eğlenceli veya çok tehlikeli olabilir.
Sonuç
Markanın müşterisi olarak zengin bir çeşitliliğin keyfini sürebilirsiniz. Evet verimlilik önemli, ama lüks, konfor ve prestij de göz ardı edilemeyecek önemli değerler. Farklı boyutlarda farklı formda gövde tipleri söz konusu. C-, E- ve S-Serileri olsun sedan veya station wagon gibi standart gövde tipleri dışında ayrıca Coupe ve Cabrio gövde tipleri söz konusu. Ayrıca bir SL ve üstsüz bir AMG GT de sunuluyor. SUV segmentinde ise neredeyse tüm boyut kategorilerinde bir SUV-Coupe alternatifi de söz konusu. Mercedes zengin bir çeşitlilikle var olan Mercedes müşterilerinin gönlünü hoş tutmaya devam ederken aynı zamanda markaya yeni müşteriler de kazandırmaya devam ediyor. Sadece zengin bir ürün çeşitliliği sunmakla kalmayan Mercedes, aynı zamanda gelişmiş güç ve aktarma organları kadar gelişmiş bağlanabilirlik teknolojileriyle de kullanıcılarının gönlünü hoş tutuyor. Doğal olarak Mercedes’e has marka değeri, lüks, kalite, güvenlik ve sürüş destek teknolojileri aynen korunuyor ve tüm ürün gamının ortak özelliği olmaya devam ediyor. Mercedes-Benz ve Mercedes-AMG markalarının iyi para kazanması gerekiyor, çünkü EQ markasının bu geçiş sürecinde finanse edilmesi gerekiyor. çoğu markada olduğu gibi Mercedes’te de bu geçiş ekolojik değil de ekonomik gerekçelerle ele alınıyor. Öyle ya da böylece marka sunmuş olduğu ürünlerle müşterilerini elinde tutmaya ve müşteri sadakatini geliştirmeye devam ediyor. İster güncel trendlere uygun olarak bir elektrikli SUV olsun, isterse de pist kullanımına uygun bir sporcu; marka her kullanıcı tipine uygun bir çözüm mutlaka sunuyor. Yeni ürünler ve özellikle markanın kompakt sınıf stratejisi ise markaya yeni müşteriler kazandırma noktasında önem kazanıyor. Maybach ise tamamen ayrı bir ligde yer alıyor. Ancak baz modelden teknik olarak çok az farklılaşan ve donanımıyla çok daha lüks konumlandırılan bu tarz bir otomobil için talep edilen bedel tüketici tarafından sorgulanıyor. Keşke tıpkı AMG örneğinde olduğu gibi Maybach da kendi bağımsız ürününü geliştirebilse. Sonuç olarak bunun bedelini ödemeye hazır bir pazar var ve buradan kazanılan para ile tüm sınıflarda kullanılabilecek yeni teknolojiler geliştirilebilir.
Son yorumlar