Dizelin geleceğinin tartışıldığı bir ortamda markalar hibrit seçeneklerine yoğunlaşmaya devam ediyor. Bu markalardan biri olan Mercedes’in Türkiye’deki iki hibrit SUV’undan biri olan GLC 350e ile birlikteyiz.
Otomobil firmalarının her geçen gün daha da katılaşan emisyon kurallarını karşılayabilmek ve verimliliği artırmak için kullandıkları en yaygın formüllerden biri de müşterilerine hibrit motor seçenekleri sunmak. Bugün de bu formülü uygulayan bir model olan GLC350e birlikteyiz. GLC 350e Türkiye’de yaygın olarak satışa sunulan hibrit otomobillerden farklı olarak plug-in versiyon olarak karşımıza çıkıyor. Bu otomobilin bataryalarını benzinli motor aracılığıyla veya yokuş aşağı gaza basmadan gidilen ve frenleme yapılan durumlarda şarj etmesinin yanında, prize bağlanarak dışarıdan da şarj edilebilmesi anlamına giriyor.
İlginizi çekebilir
GLC 2016 yılından beri satışta olan bir model ve hem iç hem de tasarımına artık hepimiz aşinayız. Bu nedenle çok ayrıntıya girmeyecek olsak da, AMG paketli test aracımızın sportif tasarımlı tamponları ve opsiyonel olarak sunulan 20 inçlik jantlarıyla standart GLC’lerden çok daha şık durduğunu belirtmeliyiz. İç mekan da AMG donanımdan nasibini almış durumda ve spor direksiyon ve koltuklar ile özellikle genç müşterilerin kalbini kazanacak hale gelmiş. C-Serisi ile benzer gösterge tablosuna sahip otomobil, elektrikli sürüşe ait bilgilerin bulunduğu devir saati ile diğer C ve GLC serilerinden ayrılıyor. Hibrit bir otomobilde devir saatinin olması ise hoş bir detay olmuş çünkü genellikle firmalar hibrit modellerinde devir saatini kullanmıyorlar ki bu biz otomobil hayranlarını epey üzüyor.
GLC 350e’nin kaputunun altında 2.0 litrelik bir benzinli motor ve elektrikli motor birlikte görev yapıyor. Birleşik halde 235 HP güç ve 320 Nm tork üreten ünite gerçekten keyif veriyor. GLC 350e sağ ayağınızın altında yatan ve saldırıya geçmek için en ufak bir tepkinizi bekleyen gücüne rağmen, şehir içinde rahatlıkla 6,5-7 litre seviyelerinde tüketimle de yol alabiliyor. Fakat Mercedes firması bu modelin için bir tüketim değerini belirtmiyor. Bunu GLC 350e’nin 2.5 saatte şarj olan bataryalarıyla 35 kilometreye kadar tamamen elektrikle veya tam gaz halinde çok keyifli ve bir o kadar da müsrif sürüşler yapabilmesine bağlıyoruz.
GLC 350e’nin sürüş karakterinden bahsetmeden önce, bu otomobilin gerçek bir şizofren olduğunu belirtmem gerekiyor. Sürüş modu seçiminin otomobilin karakterini bu kadar değiştiren çok az otomobille karşılaşabilirsiniz. Comfort modunda her zamanki Mercedes konforuyla, her türlü engebeyi sönümleyerek yol alan GLC 350e, Sport+ modunda inanılmaz derecede sertleşip, direksiyon ve gaz tepkilerini de arttırıyor. GLC 350e bir mod seçimi de elektrikli sürüş karakteri için sunuyor. Hybrid, E-Mode, E-Save ve Charge modlarıyla hangi motorun baskın veya tek başına GLC’yi harekete geçireceğine karar verebiliyorsunuz.
Zengin donanım paketi ve opsiyon listesi ile bu sayfaya sığmayacak kadar seçeneğe sahip olan GLC’nin, sayfamıza konuk olan AMG paketli hibrit motorlu versiyonu 505800 TL’den satışa sunuluyor. Hem tutumlu hem de güçlü yapısı ve dizel rakipleri ile aynı seviyedeki fiyatı ile GLC 350e’nin Türkiye’de hak ettiği değeri görmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Yazı: Talha Özkaya
Fotoğraf: Alp Emre Göksel
Son yorumlar