Jaguar, Audi ve Mercedes’ten hızlı davranarak Tesla Model X’e rakip bir araç pazara sunuyor. Bakalım bu elektrikli SUV beklentileri karşılıyor mu?
Jaguar’ın ilk elektrikli otomobilinin bir SUV olması mantık dışı değil, gayet de makul. İngilizler biraz geç kaldıkları SUV akımına girdikten sonra aynı hızla elektrikli otomobil dünyasında da öncü olmak istiyor. Marka, geç girdiği SUV pazarındaki taze teknolojiyle elektrikli otomobil furyasına yatay geçiş yapıyor. Söz konusu yatay geçişin adı: I-Pace. İngiltere’de geliştirildi ve Avusturya Graz’da üretiliyor. Sadece 1.57 metre yüksekliğe sahip coupe tadındaki SUV modelde farklı Jaguar modellerinden tasarım detayları hayat buluyor. Alçak tavanlı yapı ve akıllıca uygulanan aerodinami sayesinde I-Pace sadece 0.29 Cd’lik bir rüzgâr direnç katsayısına imza atıyor.
İlginizi çekebilir
Dışardan bakıldığında farklı jaguar modellerinden izler taşıyan tasarım iç mekânda yerini daha özgün bir mimariye bırakıyor. Tamamen dijital göstergeler ve orta konsolu dolduran iki parça dokunmatik ekran gibi detaylar kabine yenilikçi ve futuristik bir hava kazandırıyor. Görsel olarak oldukça başarılı ancak kullanırken o kadar da cazip değil. Menüler yeterince net düzenlenmediği için kullanım esnasında çok fazla dikkat gerektiriyor. Orta konsol kullanıcı dostu olmayabilir ama ahşap, deri ve metalden oluşan sentez genel olarak hoş bir görünüm sunarak, gözleri mutlu edebiliyor. Yakından bakıldığında ise bu görüntünün bir yanılgı olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. İşçilik kesinlikle bu fiyat seviyesinin karşılığını vermiyor.
İşçilik şikâyete neden olsa da yaşama alanının olmayacağı kesin. Ön koltuklarda olduğu kadar arka koltuklarda da geniş ve ferah bir yaşama alanı sunuluyor. 2.99 metrelik aks aralığı olası diz mesafesi sorunlarını yersiz kılıyor. Alçak tavan yüksekliğine rağmen baş mesafesi sıkıntısı da bulunmuyor. Elektrikli bagaj kapağının açılmasıyla 656 litrelik bir bagaj açığa çıkıyor. Arka koltuk sırtlıklarının katlanmasıyla bagaj hacmi 1453 litreye çıkıyor.
Elektrikle tam yol ileri
Eşyalarımızı araca yerleştirdikten sonra navigasyona 150 km’lik bir güzergah giriyoruz. Menzil sıkıntımız yok. Nasıl olsa I-Pace 480 km menzile sahip. Tamam, WLTP normuna göre belirlenen bu değeri tutturmak için son derece özenli bir sürüş stili benimsemek gerekiyor ancak Jaguar’ın geliştirmiş olduğu, ön ve arka aksa konumlandırılan elektromotorlar bu konuda sürücünün işini oldukça kolaylaştırıyor. Sürekli olarak kullanıma hazır olan 696 Nm tork sayesinde I-Pace sadece 4.8 saniyede 0-100 km/s hızlanmasını tamamlıyor. Maksimum hız ise 200 km/s ile elektronik olarak sınırlandırılmış durumda. Tesla’nın aksine 2.2 tonluk SUV’da çekiş gücü hiçbir zaman azalmıyor. Ayağın frenden çekilmesiyle bataryaları şarj eden sistem nedeniyle çoğu zaman yavaşlamak için frene basmaya bile gerek kalmıyor.
Her ne kadar iyi bir yalıtıma sahip olsa da I-Pace’in 20 inçlik devasa tekerlekleri otoyol kullanımda kendini biraz fazla hissettiriyor. Tamam, isteğe bağlı olarak sunulan havalı süspansiyon daha konforlu bir sürüş sunuyor ancak bu sistem, kısa aralıklı yol dalgalarında çok fazla tepki veriyor. Yürüyen aksamın bu tepkileri direksiyon sistemine kadar ulaşıyor. Direkt çalışan direksiyon sistemi beğeni toplasa da geri bildirim noktasında biraz yetersiz kalıyor. Mühendisler yürüyen aksamı geliştirirken F-Type ve F-Pace modellerinden yararlanmış. I-Pace, düşük ağırlık merkezi, rijit gövde ve yüzde 50/50 ideal ön ve arka ağırlık dağılımının da etkisiyle son derece keyifli, dinamik bir viraj performansı sergiliyor ve bu da sürüş keyfine olumlu yansıyor.
Sürüş dinamikleri o kadar güzel ki, neredeyse bunun bir SUV olduğunu unutturuyor. Asfalt dışına çıkarken havalı süspansiyon sayesinde yerden yükseklik 5.0 cm kadar artırılabiliyor. Böylece patikada ilerlemek bir yana küçük bir dereden geçmek bile mümkün oluyor. Yani konunun başına geri dönecek olursak: Evet Jaguar I-Pace gerçekten de Tesla Model X’ten daha iyi ama bir o kadar da pahalı.
Yazı : Yaman Yılmaz
Son yorumlar