Mercedes cephesinde tam bir yenilenme rüzgârı esiyor. 2021 yılına kadar birçok model ya elden geçirilecek ya da yenilenecek. Marka aynı zamanda elektrikli otomobiller noktasında da atılımını hızlandırmaya devam ediyor. Sunulan zengin çeşitlilik içerisinde kendine bir ürün bulamayan bu durumda suçu markada değil kendinde aramalı…
Her ne kadar elektro mobilite, mobilite çözümleri ve otonom sürüş alanlarında geleceğe hazır olmak için sadece Almanya’da 35 milyar Euro yatırım yapmış olsa da Tesla mühendisleri için uzak bir hayal: 2029 yılına kadar iş garantisi… Oysa Daimler’de hayal değil, gerçeğin ta kendisi.
Daimler, daha doğrusu Mercedes cephesinde işler bütün hızıyla CEO Dieter Zetsche yönetiminde devam ediyor. Üstelik otomobil endüstrisinde işlerin o kadar da parlak olmadığı bir ortamda. Neden mi? Çünkü rakamlar işlerin yolunda olduğunu gösteriyor. Yılın ilk dokuz ayında yüzde 11.7 artışla 1.72 milyon adetlik araç satışıyla Mercedes en önemli iki rakibi olan Audi ve BMW’nin açık ara önünde. Görünüşe göre 2017 yılı mükemmel bir sonuçla kapanacak.
2018 yılında da işler aynı hızla devam edecektir. Dört önemli ürün yeniliği söz konusu. A-Serisi ve GLE yenilenirken, C-Serisi ise makyajla güncellenecek. Daha çok AMG versiyonu tercih edilen G-Serisi yenilendi bile.
İlginizi çekebilir
Yüzde 20 daha tutumlu
İşe GLE ile başlayalım. 2018 yılının Eylül ayı itibarıyla sipariş edilebilecek. Markanın ABD’deki Tuscaloosa tesisinde üretilen başarılı modelin dördüncü nesli gelecek nesil GLS ile birlikte yeni modüler platform üzerine yükselecek. Uzunluğu birkaç santimetre arttığından iç mekânda sunulan yaşama alanı da ferahlıyor. Sonuç olarak aks aralığı ve iz genişliği de arttı. Boyut artışına rağmen ağırlığı neredeyse hiç değişmedi. Ama yakıt tüketiminde ciddi bir düşüş söz konusu: Yaklaşık yüzde 20. Yakıt tüketimindeki düşüşte yeni altı silindirli motorların payı büyük. Dizelde 286 HP ve 340 HP, benzinlide ise 367 HP ve 435 HP güç üretimi söz konusu. Partikül filtresi ve 48 volt beslemeli marş jeneratörü gibi çözümler yakıt verimliliğini destekliyor.
Rakipleri Audi Q7 ve BMW X5 ile kıyaslandığında GLE’nin en önemli avantajı yaklaşık 100 km elektrik menzili sunan bir hibrit versiyona sahip olması. Rakiplerin bu noktada söyleyebilecekleri bir şey yok. Hibrit sistemin teknik alt yapısını 2.0 litre hacimli benzinli bir motor oluşturuyor. Benzinli motoru 90 kW gücünde bir elektromotor desteklerken ortaya 279 HP toplam sistem gücü çıkıyor. Marka daha sonraki dönemlerde benzer güçte bir dizel hibrit de planlıyor. Ürün gamının tepe noktasını oluşturan 612 HP gücündeki AMG GLE 63 S de dahil olmak üzere tüm motor seçenekleri dokuz ileri otomatik şanzımanla kombine ediliyor.
Peki kokpitle ilgili nasıl bir beklenti içerisinde olmalıyız? Tıpkı E-Serisi ve S-Serisi’nde olduğu gibi geniş bir ekran sürücünün görüş alanından başlayarak neredeyse ön yolcu tarafına kadar uzanıyor. Sürücü bilgi ve eğlence sistemini bir Touchpad üzerinden kumanda edebiliyor. 4.85 metre uzunluğunda bu denli heybetli bir gövde için zihinde canlandırması zor olsa da isteğe bağlı olarak sunulan Parkpilot, SUV’u akıllı telefon üzerinden park etme imkânı tanıyor.
Öyle her şeyin tozpembe olduğu da söylenemez. Totalde bakıldığında Daimler cephesinde işler yolunda olsa da beklentileri karşılamakta zorlanan modeller de söz konusu. Roadster segmenti kan kaybediyor. Bir dönemin ikonu SL, pek de yüzleri güldüremiyor. Güncel nesliyle SL, departmanlar arasında sürüklenen istenmeyen çocuk konumunda. Bu gidişe ‘dur’ demek üzere devreye AMG giriyor.
A-Serisi ailesi genişlemeye devam ediyor
Marka kompakt sınıfı da yeniliyor. Şubat 2018 itibarıyla devreye alınacak olan yeni A-Serisi, sadece tamamen yeni bir platform üzerine yükselmekle kalmayacak aynı zamanda hiç olmadığı kadar zengin bir ürün çeşitliliği sunacak. A ve B-Serileri’nin sonunda aynı platformda buluşması sayesinde kompakt sınıfta toplam yedi farklı versiyon sunulması planlanıyor.
Mercedes’in kendi içinde MFA2 adını verdiği yeni platform daha fazla yaşama alanı ve bununla birlikte daha geniş bir yükleme alanı kullanıma sunuyor. Güncel nesilde 341 litre olan bagaj yeni nesilde 370 litreye çıkıyor. Şimdiki modellerde olduğu gibi yeni nesilde de giriş seviyesinde Renault raflarından alınan dört silindirli motorlar devreye giriyor. Elden geçirilen motorlar 102 ila 156 HP arasında güç üretiyor. Bir üst basamakta 184 ve 211 HP güç alternatiflerine sahip 2.0 litre hacimli turbo benzinli ve ayrıca 150 ve 194 HP güç alternatiflerine sahip olan OM654 kodlu yeni dizel motor kullanıma sunuluyor.
Bilgi ve eğlence sisteminin bu sınıfta tamamen özgün bir mimariye sahip olması bekleniyor. Prototiplerde oldukça geniş bir ekran dikkat çekiyor. Ancak E-Serisi ve S-Serisi örneğindeki gibi yekpare bir siperlik tarafından perdelenmek yerine havada süzülüyor gibi duruyor. Bunun dışında menülerin yazılımı da güncelleniyor. İlk kez kullanıma sunulan ikili kamera sistemi sayesinde ailenin daha büyük modellerinde kullanılan bütün sürüş destek sistemleri kompakt sınıfta da kullanıla sunuluyor.
400 km menzile sahip EQ-A
İsteğe bağlı olarak Parkpilot, virajlar da dahil trafik akışına uyum sağlayan durk-kalk trafik asistanı ve şerit değiştirme asistanı da dahil bir çok sürüş destek sistemi sunuluyor. Ayrıca 70 km elektrikli menzile sahip bir hibrit versiyon da olacak. Bunun dışında neredeyse seri üretime yakın olan EQ-A üzerindeki çalışmalar da devam ediyor. B-Serisi ile aynı fiyat skalasında olması beklenen elektrikli otomobil 400 km elektrikli menzile sahip olacak ve 2021 yılında satışa sunulacak.
Dieter Zetsche işini çok iyi yapıyor. Sadece bir CEO olarak iyi bir yönetici olmakla kalmıyor, aynı zamanda iyi bir moderatör gibi en nitelikleri birbiriyle mükemmel harmanlıyor. Fuarlarda NVIDIA’nın patronu Jensen Huang veya Facebook patroniçesi Sheryl Sandberg gibi mobilitenin yeni starlarıyla birlikte görünmekten keyif alıyor. Bu ona farklı bir bakış ve ruh kazandırıyor.
Her ne kadar mobilitenin en son trendleri doğrultusunda yeni teknoloji ve yaklaşımlarla otomobil dünyasına yön vermeye devam etse de marka eşzamanlı olarak asıl işi olan otomobil dünyasındaki öncü rolünü de korumaya devam ediyor. Mercedes, mart başında elden geçirilen C-Serisi’ni lanse edecek. Eskiden bu gibi güncellemeler üzerinde durmaya değmezdi ancak bugün çok ses getiriyorlar. Dışardan bakıldığında yaşanan değişim minör olsa da iç mekânda GLC F-Cell tarzında tamamen yeni devasa bir ekran ve sürücünün görüş alanını dolduran dijital bir gösterge devreye giriyor.
İlkbahardan itibaren satışa sunulacak olan C-Serisi’nin motor kaputunun altında yeni nesil dört silindirli ve altı silindirli motorlar görev yapıyor. Tüm motorlarda 0.5 litre hacimli bir silindir ve silindirler arası 90 mm mesafe söz konusu. C 450 olarak satışa sunulan 3.0 litre hacimli benzinli 367 HP üretirken, C 500 435 HP güce sahip. Her biri SCR-Kat ile donatılmış olan yeni nesil dizeller cephesinde ise 150 HP gücünde C 200 d, 194 HP gücünde C 220 d ve 286 HP gücünde C 400 d olmak üzere farklı güç alternatifleri sunuluyor. auto motor & sport olarak güncel E-Serisi testlerinde tespit etmiş olduğumuz üzere açık yüreklilikle söyleyebiliriz ki, bunlar sadece laboratuvar ortamındaki testlerde değil, gerçek yaşam sürüş koşullarında da türünün en temiz motorları. 41 mg/km NOx salınımı ile E 220 d, Euro 6d sınırının bir hayli altında kalmayı başarıyor.
Elektrikli mobiliteye bakış
Görünüşe göre dünyanın bazı bölgelerinde dizelin sonu geldi. Bu sonu engellemek ise pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle 2019 yılında GLC tarzında bir elektrikli SUV devreye alınacak. Onu 2020 yılında E-Serisi boyutlarında bir elektrikli sedan takip edecek. Böylece uzun zamandır beklenen Tesla rakipleri pazardaki yerini almış olacak. Tesla ise bu arada Model 3 ile daha yüksek satış adetleri peşinde ve 100 kadar çalışanını işten çıkartmak zorunda kaldı.
Yazı: Birgit Priemer
Bilgisayar çizimleri: Christian Schulte
Fotoğraf: Dino Eisele (1)
Sonuç
Doğru zamanda hazır
Aslında doğru. Mercedes’in çok daha önceleri Tesla’ya rakip bir elektrikli otomobil üretmiş ve satışa sunmuş olması gerekiyordu. Oysa güncel haliyle markanın elektrikli araç ürün gamı küçük smart filosu ile sınırlı. Aksini söylemek mümkün değil. Öte yandan doğru ürünle doğru zamanda pazarda olmak çok önemli. Öngörülere bakıldığında önümüzdeki yıllarda elektrikli otomobillerin batarya fiyatlarında ciddi bir düşüş bekleniyor. Hal böyle olunca talep de önemli oranda artacaktır. Bunun yansıması olarak 2019 ve 2020 yıllarında pazarda ciddi bir talep oluşacak. Tam da bu dönemde Mercedes pazara giriş yapacak. Markanın yatırımları ve pazarın talebi tam zamanda örtüşüyor ve Mercedes otomobil sektöründe trendlere yön vermeye devam edecek. Dolayısıyla, bol şans…
Son yorumlar