Dünyanın en heyecan verici markalarından biri olan Ferrari bu yıl 70. yıldönümünü kutluyor. Markanın 70 yıllık başarılarla dolu geçmişinin en önemli 7 modelini bir araya getirdik.
1950’li yıllar: Ferrari 250 GT Berlinetta Competizione (1955-1959)
Ferrari’nin ilk seri üretim otomobili. İlk başlarda yarış otomobilleri veya bunların cadde uyarlamalarını üreten Ferrari, ilk kez 1950’lerin başlarında 250 modelini üreterek seri üretim bir otomobil yollara çıkardı ve 250 ailesinin de temelini atmış oldu. Marka 1953 yılında 250 GT Berlinetta Competizione’yi satışa sundu. İlk yarış zaferini Fransa’da elde ettiğinden Tour de France veya TdF olarak da anılıyor. Fotoğrafta görülen 1956 modeli Ferrari 250 GT Berlinetta Competizione ‘Tour de France’ 2015 yılında 13,2 milyon dolara bir açık arttırmada alıcı buldu.
İlginizi çekebilir
1960’lı yıllar: Ferrari Dino 206 GT (1968-1969)
Ferrari’nin ortadan motorlu V8 versiyonlarının başlangıcı. Aslında Dino 206 GT bir Ferrari değil, bir Dino. Adını ise Enzo’nun ölen oğlundan alıyor. Bu nedenle bu modelin burun kısmında bir ‘at’ logosu yer almıyor. Bunun yerine Dino ibaresi süslüyor burun kısmını. Ferrari logosu uygun görülmedi, çünkü Dino’yu altı silindirli 2,0 litrelik bir motor harekete geçiriyordu. Bu bir Ferrari olmak için yeterli değildi. Ancak 206 GT markanın ortadan motorlu model ailesinin öncüsü olmasıyla bir mihenk taşı niteliğini taşıyor. 206 GT’yi takip eden 246 GT baz alınarak bugünkü 488 GTB’nin atası olarak kabul edilen ortada konumlandırılan V8 motoruyla 308 GTB geliştirildi. Bu modeller çok önemliydi, çünkü V12 silindirli motorlarlara sahip modeller çok yüksek fiyatlıydı. Giriş seviyesi olarak sunulan bu model markanın satış adetlerini arttırma noktasında önemli bir sorumluluk üstleniyor.
1970’li yıllar: Ferrari 365 GT4 BB (1973-1984)
Nadir görülen 180 derece açılı ortada konumlandırılan V12 motor. Enzo Ferrari, 365 GTB/4 modeline kadar V12 silindirli motorun ön kaputun altına girmesi gerektiğini savunuyordu. Tıpkı 250 model ailesinde olduğu gibi. 365 GT4 BB ile birlikte Enzo Ferrari teknikerlerini ve tasarımcılarını dönemin trendine uyum sağlama noktasında özgür bıraktı. Böylece V12 silindirli motor, tıpkı Formula 1’de olduğu gibi arka aksın önünde konumlandırılabiliyordu. Model kodunun arkasında eklenen BB ise Berlinetta ve Boxer kelimelerinden geliyor. Berlinetta Coupe anlamına gelirken, Boxer ise motor tipini temsil ediyor. Aslında bu motor bir Boxer değildi, ancak silindir sıraları 180 derece açıyla konumlandırılmıştı.
1980’li yıllar: Ferrari F40 (1988-1992)
Ferrari’nin ilk süper spor otomobili. Her ne kadar 1984 yılında satışa sunulan GTO markanın ilk süper spor otomobili olarak kabulse de, markanın asıl süper spor otomobili F40. Aslında F40, GTO’nun yarış versiyonu olan GTO Evoluzione’den teknik olarak geliştirilmiş durumda. Ancak F40 geliştirilirken yapılan değişiklikler tamamen yeni bir dünyayı beraberinde getiriyor. F40, trafiğe çıkma izni olan bir yarış otomobilini andırıyor ve açık söylemek gerekirse bünyesinde barındırdığı teknolojiyle yarış otomobillerinden geri de kalmıyor: kevlar, karbon fiber ve fiber destekli monokok gövde, son derece direkt çalışan direksiyon sistemi, çift turbo beslemeli V8 silindirli motor ve pist yarış otomobillerine meydan okuyan yol tutuş ve performans özellikleri. Donanımı ise direksiyon, vites kolu, marş düğmesi ve kase tipi yarış koltukları ile sınırlı. Yani sadece sürüş için gerekli olana.
1990’lı yıllar: Ferrari F355 (1994-1999)
F1 tipi şanzımana sahip ilk spor otomobil. Her zaman heyecan uyandırmayı başaran Ferrari otomobilleri 90’lı yılların ortalarına kadar aslında o kadar da rekabetçi otomobiller değildi ve bu durum Ferrari hayranlarını derinden üzüyordu. Ancak F355 ile durum değişti. Aslında iki kişilik ortadan motorlu spor otomobil 348 modelinin gelişmiş bir türeviydi. Ancak yapılan iyileştirmeler o kadar etkili olmuştu ki, F355 tamamen yeni bir sürüş deneyimi sunuyordu. En önemli ilk kez seri üretim bir Ferrari bir Porsche ile boy ölçüşebiliyordu. Ayarlanabilir amortisörler konfor ile sportifliği aynı potada eritme noktasında önemli bir çözümdü, oysa rakipler virajları hızlı dönebilmek için sert bir süspansiyona sahipti. V8 silindirli 3,5 litrelik motor beş supap teknolojisine sahipti. 355 ismi de zaten buradan geliyordu. Özel egzoz sistemi F1’deki V12’ninkine benzer bir sesi beraberinde getirirken, F355 sıralı şanzıman ve direksiyondan vites değiştirme özelliğine sahip ilk yol tipi spor otomobil olmasıyla dünya otomobil literatüründe özel bir yere sahip.
2000’li yıllar: Ferrari 430 Scuderia (2007-2009)
Yarış otomobili gibi hissettiren sporcu. Bir spor otomobili satış sunulduktan 10 yıl kadar sonra kullanmak hüsrana neden olabilir. Teknoloji o kadar hızlı gelişiyor ki, satışa sunulduğu dönemde heyecan uyandıran bir spor otomobil aradan geçen 10 içinde olağan hale gelebiliyor. Ancak bir Ferrari 430 Scuderia bu noktada başlı başına bir istisna konumunda. F430’ün platformu üzerine yükselen cadde onayına sahip bir yarış otomobili tadında olan 430 Scuderia Porsche GT3 veya Lamborghini Superleggera ile rekabet edebiliyordu. Ferrari, F430 ile kıyaslandığında 100 kg kadar daha hafif bir yapı vaat ediyordu. Yeniden ayarlanan süspansiyon, çok hızlı vites değiştiren F1 tipi şanzıman ve V8 silindirli motoru yarış motoru sesiyle taçlandıran egzoz sistemi gibi detaylar kadar 20 HP daha güçlü olan ve 510 HP üreten motor da sürüş keyfini destekliyordu.
2010’lu yıllar: Ferrari F12 (2012-2017)
Büyüme. Ekonomide olduğu gibi otomotivde de anahtar kelime büyüme. Her yeni model yerini aldığı öncüsüne göre büyüyor, buna bağlı olarak gücü de artıyor. F12 Berlinetta yerini aldığı 599 GTB Fiorano’dan 4,7 cm daha uzun, 2 cm daha yüksek ve 6,7 cm daha geniş. Motoru ise dünyanın en güçlü seri üretim Ferrari’si olmasıyla öne çıkıyor ve o yıllarda bir F1 aracının motoruyla eşdeğer bir güç üretiyordu. 6,3 litrelik V12 silindirli motor 740 HP güç üretiyor ve maksimum 8.700 d/d çevirebiliyordu. Yani bir anlamda safkan bir yarışçıydı.
Son yorumlar